Seçimlerden birkaç ay önce Maski'nin yöneticileri Cengiz Ergün'e bir öneride bulunur. Suya yüzde 10 veya farklı bir oranda indirim yapmaları yönünde teklif getirirler. Gerekçe yaklaşan seçimlerdir. 

Ancak Cengiz Ergün bu öneriyi kabul etmez. Yapılan ve yapılacak altyapı yatırımlarını öne sürer Ergün.  Hiç şüphesiz Maski'nin en önemli gelir kalemi su faturalırıdır. 

Dün meclis toplantısını izlerken ister istemez matematikten çok anlamamama rağmen biraz hesap kitap yaptım. 
Ergün görevdeyken her ay Maski'ye 50 ile 100 milyon TL arasında bir kaynak aktardığını söylemişti. Bu para her ay Büyükşehir bütçesinden Maski'ye gönderiliyormuş. Demek ki Maski'nin topladığı su ve kanalizasyon gelirleri, hizmetleri yürütmesi veya altyapı çalışmaları yapmasına yetmiyor. En azından Cengiz Ergün döneminde bunun böyle olduğunu yapılan açıklamalardan anlıyoruz. 

Dün alınan indirim kararı Büyükşehir Belediyesi'nin yeni başkanı Ferdi Zeyrek'in bundan sonra nasıl bir başkan olacağı noktasında bize ip uçları verdi. 

Seçim sürecinde bazı mitinglerini takip ettim birçok konuşmasına ve vaadine şahitlik yaptım.  İtiraf edeyim suyun ilk iki tonunun 1 TL olabileceğine çok ihtimal vermiyordum. Kartlı sayaç konusunda verilen vaadin bir keşmekeşe yol açabileceğini düşünüyordum. Çünkü binlerce kişi kartlı sayaç kullanıyor ve bunların değişimi nasıl olacak, ciddi bir soru işareti. 

Fakat dün itibariyle bu vaatler genel kurulda karara bağlandı. Yani belki de bazılarımızın için uçuk bir vaat olarak gördüğü söylemler gündem maddelerine dönüştü ve artık yürürlükte... 

Üstelik Maski genel kurulunda, kısa süreli iki oturum halinde araya da bir de jet hızıyla komisyon toplantısı sığdırılarak, suyun ilk iki tonunun 1 TL olması ve kartlı sayaç zorunluluğunun kaldırılması kararlaştırıldı.
Vatandaşlar açısından müthiş bir gelişme bu. Özellikle son yılları baz alırsak ilk kez suya böyle bir indirim geldi. Birçok kişinin şikayet konusu olan kartlı sayaç uygulaması zorunlu olmaktan çıktı. 

Bu konuda Ferdi Zeyrek seçim boyunca çok doğru bir strateji yürüttü. Herkese dokunabilecek iki vaat, seçmenin hem dikkatini çekti hem güvenini kazandı. 

Dün akşam alınan kararlar vatandaşları da çok sevindirdi.  Ama asıl mesele bu indirimli fiyat tarifesinin ne kadar sürdürülebileceği... Yani vatandaşın sevinci ne kadar sürecek? 6 ay mı, 1 yıl mı? Mutlaka günün şartlarına göre fiyatlar belirli dönemlerde artacak. Ama ne kadar? 

İlk 2 ton insani kullanım hakkıysa, ileri ki dönemlerde zamlardan çok etkilenmemesi gerekir. 
Bunu sağlayabilmek Ferdi Zeyrek ve Maski yönetimi açısından pek kolay olmayacak, bu kesin. Çünkü Maski'nin en önemli gelir kaleminde büyük düşüş yaşanacak. 

Ucuz su uygulamasının sürdürebilir olması için yeni gelir kaynaklarına ihtiyaç var. Ya da suyun maliyetinin düşürülmesi gerekiyor. GES'lerle suyun taşınmasında kullanılan elektrik tüketim maliyeti en aza indirilecek. Şuan zaten GES var. Sayısı artırılacak. Ama bu hemen olabilecek bir şey değil. 

İndirim oldu ama... Burdan çıkacak sonuç, Ferdi Zeyrek'in yoğurt yiyiş şekline götürüyor bizi. 

Muhtemelen alt yapı yatırımları biraz ertelenecek. Maski rutin hizmetlerin dışında ciddi bir yatırıma girişemeyecek. 
Ferdi Zeyrek'in bu şartlarda sosyal belediyecilikle daha çok insanın memnuniyetini amaçlayan hizmet ve uygulamaları beninseyeceği görülüyor. 

Bu aslında bir çok CHP'li belediyenin de benimsediği bir yöntem. Dev projeler belediye bütçesine ağır yük bindiriyor. Alt yapı çalışmaları yerin altına yapılan yatırımlar. Vatandaş ne yapıldığını çok da farketmeyebiliyor.
Tüm yazdıklarımdan ne anlamalıyız? 

Genel seçimlere 4 yıl var. CHP'li belediyelere Genel Başkan Özgür Özel'in gösterdiği bir hedef var. Dev projeler, büyük alt yapı yatırımlarından ziyade daha çok sosyal belediyecilikle olabildiğince bütçeyi vatandaşa yayarak memnuniyet oranını artırmak. 

Bu stratejiyi Manisa Büyükşehir ve 14 CHP'li ilçe belediyesinde göreceğiz. 

Yani asıl hedef iktidar. Bunun için suyun ilk 2 tonunun 1 TL olması gerekiyorsa, yapılacak.  Dün akşam alınan kararın dayandığı temel nokta buydu. 

Daha çok memnun insan demek daha çok oy demek. Belki ekonominin daraldığı, hayat şartlarının zorlaştığı bu dönemde uygulabilecek en doğru strateji budur. 

UĞUR DOĞAN... 

Onu ilk Adil Aygül döneminde tanıdı kamuoyu. O dönemde yanlış hatırlamıyorsam DSP'den meclis üyesi seçilmişti. Yaptığı muhalefetle dikkat çekiyordu. Aradan yıllar geçti. Uğur Doğan meclis üyesi olmadığı dönemlerde de muhalif çizgisini sürdürdü. Özelikle Maski'ye karşı açtığı davalarla adından söz ettirdi. 

Uğur Doğan, 31 Mart seçiminde CHP'nin Şehzadeler Belediyesi kontenjan belediye meclis üyesi seçildi. Maski Genel Kurulunda, suya indirim kararı alan komisyonun da başındaki isimdi. 

Yıllarca bazı kararlarına karşı mücedele verdiği Maski'nin bu kez karar organında yer aldı. 

Kadere bak... Demokrasi, seçim, halk iradesinin tecelllisi. Ne derseniz artık...