3 ARALIK  ENGELSİZ BİR  DÜNYA

Abone Ol

Dünya Engelliler Günü nedeniyle , ZİÇEV deki özel çocuklar yararına düzenlenen kahvaltı çok güzel geçti. 
LOUREN KAFEdeki organizasyon gerçekten  çok mükemmeldi. 

Gönüllü annelerin , fedakârca gayretleri her takdirin üzerindedir. 
Hayatlarını , özel çocukların ihtiyaçlarına göre düzenleyen, önceliği özel çocuklar olan , bu yüce gönüllü annelerin hakkı ödenmez. 

Hani " Cennet anaların ayakları altındadır  " Diye çok güzel bir söz var ya...
Bence cennet , özel çocukların rahatı ,  bakımı , eğitimi için çırpınan bu değerli annelerin ayakları  altındadır. 

Bu buluşmada emeği geçen Vakıf Başkanı Sayın Hüseyin Okumuş  Bey değerli eşi Ayfer Okumuş Hanım ,  can dostum Özden Kavukçu Şengüldüren  , değerli insan ,  mütevazi hanım  TC Semra Akman , sıcak kanlı hamarat arkadaşım Emine Bagci  , adaşım değerli arkadaş Serpil Güzgülü Arslan ve diğer  birbirinden değerli , hepsi iyilik timsali  hanımların hakkı ödenmez. 

Bugün o özel çocukları konuşurken, 4 yıl önce yaşanan bir olayı hatırladım. 

Korona yasaklarında , arkadaşlarla bir kafede buluşmuştuk.
Arkadaşlarımdan biri , yıllardan sonra kiradan kurtulmuş, hayalini kurduğu kendi evine yeni taşınmıştı.
Öyle mutluydu ki...
"Korona yasakları bitince , hepinizi evime bekliyorum " diye , toplantı boyunca , defalarca tekrarladı. 

Tekrar buluşmak üzere diğer  arkadaşlar  dağılırken...
Korona yasaklarının ne zaman kalkacağı belli olmadığı için, arkadaşım çantasını kapatırken, el çabukluğuyla , ev hediyesi olarak ayırdığım parayı çantasına koydum.
Eline vermek istesem almayacağını biliyordum. 
Bir de kimse görsün istemedim  .
 Arkadaşım itiraz edince; " Ablacım , ziyarete gelince ,  arkadaşlarla ayrıca ev hediyesi alacağız. Bu benim adıma istediğin bir şeyi   alman için. 
Lütfen.. " Diye ısrar ettim. Arkadaşım " O zaman evime muhakkak bekliyorum  " Dedi. Ben de ; " Yasaklar kalkınca, hep beraber geleceğiz inşallah, ben arkadaşlarla konuşur , ayarlarım." Dedim. 

Hayat ne garip , 25 Ekim 2020 de buluşmuştuk. 
Ayrılırken bunları konuşmuştuk. 
Bir ay sonra , arkadaşım ve eşi koronaya yakalanmış. 
Aralığın ilk günlerinde eşi, 18 inde de arkadaşım vefat etmişti. 
Bizler şok olduk , üstelik arkadaşımın, özel bir kızı vardı. 
Anne , baba hastanedeyken 
Akşamları hıçkıra hıçkıra ağlıyor , ablasına ;" Annemleri çok özledim. Artık gelsinler. " Diyormuş. 
Annesiyle, babası vefat edince diğer abla bu özel kızımızı yanına aldı. 
Şaşılacak bir metanetle , bir daha  anne babayı hiç sormamış. 
Sadece arada sırada ; " Annem yanıma geldi, üzülme dedi.. Annemle babamı gördüm, beni sevdiler." Demiş. 

Birgün özel kızın ablası beni aradı.
" Abla ,annemin ölüm yıl dönümünde ,annemle babam için, kendi  evlerinde Yasin okutmak istiyorum. Gelirseniz çok sevinirim. 
Bir de , annemin bir arkadaşı , anneme ev hediyesi için para vermiş. Ben arkadaşını tanımıyorum. Annem o parayı bana verdi. 
"Senin evindeki ,eşinle senin ismin yazılı ahşap anahtarlığı çok beğenmiştim. Bana da ondan yaptır. Babanla benim adımı yazdır. Arkadaşlarım gelince  , hem onlara, hem  arkadaşıma gösteririm."
Demişti. Ben o ahşap anahtarlığı yaptırdım..."
Dedi.
Duyduklarıma öyle şaşırmıştım  ki...
Ne diyeceğimi bilemedim. 
Sadece " o arkadaş benim. " Diyebildim. 

Bu gün aradım , özel kızımızın ablasıyla konuştum. 
Ablası kardeşinden öyle sevgiyle bahsetti ki...
Kardeşinin hiç bir ihtiyacını yük olarak görmüyor, ona sevgiyle bakıyor. Kardeşinin mutluluğu, bu fedakâr ablaya  huzur ve gönül rahatlığı veriyor. 
Üstelik çalışıyor, işten gelince kardeşinin, banyosunu yaptırıyor, yemeğini hazırlıyor , ilaçlarını takip ediyor. 
Bütün bunları sevgiyle , inançla yapıyor. 

Ablanın yüreğindeki merhamet adeta yüzüne yansımış. 
Allah her şeyin hayırlısını versin diyoruz ya , işte bu merhametli abla da o hayırlılardan  biri.

Zihinsel , fiziksel ne kadar engelli kardeşimiz varsa , Allah hepsine kolaylıklar nasip etsin. 
Bizleri de , engel olanlardan değil, engelleri kaldıranlardan , hayatı kolaylaştıranlardan  etsin...