Arınç’ın ziyaretinin şifreleri
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın hafta sonu Manisa’ya yaptığı ziyaret programında objektiflere ve haberlere sadece görünenler yansıdı. Ancak asıl haber detaylarda saklıydı. Arınç ile Hüseyin Tanrıverdi arasında zaman zaman esen soğuk rüzgarlar hepimizin malumu. Buna ne kadar lüksleri var bilinmez ama son ziyarette bu soğuk savaş çok net bir şekilde bir kez daha hissedildi. Bu soğukluğu hissetmemek için ya duyu organlarınızı kaybetmeniz lazım ya da görmezlikten gelmeniz… Öğretmenevi merdivenlerinde Arınç’ın, Tanrıverdi yanındayken gazetecilere “Hadi çekin, ikimiz yan yanayız” şeklindeki vurgusuna normalde gerek var mıdır? Aradaki diyalog normalse zaten basına poz verilir, ya da hiç verilmez, ikili yürür, gider. Ama hiçbir şey normal değil. Sonra eski il başkanlarından Abdurrahim Arslan’ın işyeri açılışında Arınç’ın büyükşehir konusunda ilçe isimleriyle ilgili yaptığı vurgu dikkat çekiciydi. Bu konuda bir memnuniyetsizlik olduğunu söylemeyebilirdi. Ve çok ustaca bir dil kullanarak kendisinin de isimler konusunda çok da hoşnut olmadığını ima etti. Yanılıyor da olabilirim. Arınç bir programdayken Tanrıverdi’nin farklı bir programda olması, hatta bu programların çok önceden planlanmış olması manidar. Başbakan Yardımcısı bu şehre geliyor ancak Tanrıverdi başka bir programda! Bu siyaseten alışılagelmiş bir durum değil. Örnekleri çoğaltmak mümkün… Sonuç şu: Ak Parti’nin Manisalı iki önemli ve değerli siyasi şahsiyeti arasında sorun var. Ve bu sorun partilileri de ikiye bölmüş görünüyor. Bu gittikçe netleşen fotoğrafın Ak Parti’ye zarar verdiği aşikar. Manisa’ya ne zarar vereceğini beklemeye gerek yok. Çünkü Manisa bunun faturasını dolaylı şekillerde ödemeye başladı. İktidar partilerindeki problemler bu nenenle kamuoyunu fazlasıyla ilgilendirir. Bakalım bu gidişatın sonunda kazanan olacak mı? Ben hiç sanmıyorum…