Üzerinde yaşadığımız bu topraklar, tarihin gördüğü en acımasız işgallerden birinin ve yine tarihin en büyük zaferlerinden birinin yaşandığı topraklardır.
8 Eylül, “Zafere 1 Kala” nın günüdür!
Zafer yolculuğunun son durağıdır.
**
1919’da başlayan Yunan işgali, yaklaşık üç buçuk yıl boyunca, bu toprakların insanlarına çektirmediği acı bırakmadı.
Yakılan evler, camiler, çiftlikler, bağlar, bahçeler...
Diri diri yakılan insanlar...
Akhisarlı Hekimzade İsmail Efendi gibi fidye karşılığı kaçırılan kişiler...
Rumların yerleşmesi için göç ettirilen aileler...
**
Rahatça dolaştığımız, zaman zaman havasından suyundan bile sıkıldığımız bu kentte, ilçelerinde, Akhisar’da, Turgutlu’da, Soma’da, Alaşehir’de, hem bir dehşetin hem de bir kahramanlık öyküsünün izleri var.
Kurtuluş mücadelesinin kıvılcımının çakıldığı yerde yaşıyoruz.
İzmir’den başlayıp Balıkesir’e uzanmaya çalışan Yunan işgalinin, Ayvalık-Soma-Akhisar üçgeniyle oluşturulan savunma hattıyla engellendiği yerde yaşıyoruz.
Soma bölgesini koruyan Yarbay Akif Bey’in birlikleriyiz biz.
Milli Mücadele’nin ilk kez organize edilmeye çalışıldığı kongrelerden Alaşehir Kongresi’nin yapıldığı, direniş inancının ve inadının yüksek sesle söylendiği yerde yaşıyoruz.
Her türlü baskıya, eziyete, işbirlikçi takımına rağmen, ulusal ve bölgesel direnişi benimseyen ve kurtuluş için mücadele veren Alaşehir Kaymakamı Bezmi Nusret Bey ile, Alaşehir Belediye Başkanı Galib Bey ile ve onlarla birlikte “teslimiyet” yolunu değil, “mücadele” yolunu seçen tüm Manisalılarla aynı toprağı paylaşmaktan onur duymalıyız.
**
Anadolu’nun sömürgeci batılı devletler ve onların maşası Yunanlılar-Ermenilerle işgal edilmesi ve bu işgalin yıllara yayılarak yurdumuzun paramparça edilme hedefi, tarihin yazdığı en insanlık dışı barbarlıklardan biridir.
Dünyanın en emperyalist, en sinsi, en dalavereci, en vahşi devleti İngiltere’dir!
O İngiltere, kendi ve müttefiklerinin aç gözlülüğü yetmezmiş gibi, çıkarları için Batı Anadolu’ya da Yunan maşasını sürdü her türlü desteği vererek.
Paris Barış Konferansı’ndan (Ocak 1919) “ Barış” değil, Batı Anadolu’nun Yunan İşgali kararını çıkardılar!
Aldıkları kararın İngiliz Genelkurmay Başkanı’nın o gün anı defterine yazdığı gibi olduğunu tarih kısa zamanda suratlarına çarpacaktı:
“Bütün bu iş delice ve adidir!”
**
Üzülerek görüyorum ki, ülkemizin, kentimizin tarihini, kahramanlarını, ülkesi uğruna canını verenleri tanımıyoruz.
Kaptırmışız kendimizi teknolojiye, hem dünümüzden, hem bugünümüzden bihaberiz.
Uzun yazıları okumayız...
Manşetlere bakar, içeriği boş veririz...
Başlığa bakar, diğer siteye ya da gazeteye geçeriz...
Düşünmeye, kafa yormaya değil, bilir bilmez eleştirmeye, çene çalmaya programlarız kendimizi...
Birçok gereksiz ünlü kadar, Müftü Âlim Efendi’yi de merak etmeliyiz.
Akif Bey’i de...
Demircili Mehmet Efe’yi de...
Çakırcalı’yı da, “Çarıklı” Muhittin’i de...
Poslu Mestan Efe’yi de...
Kara Fatma denince çoğumuzun aklına böcek gelir ama Milli Mücadele’nin en büyük kahramanlarından Kara Fatma’yı kaçımız bilir?
**
Toprağımıza, kentimize, yurdumuza, tarihimize sahip çıkmak için önce “bilmek” gerekir.
Öğrenmek, öğrenmek isteği gerekir.
Ne kadar şanslı olduğumuzu görmeliyiz.
Tarihin gördüğü en büyük zaferlerden birinin yaşandığı yerdeyiz.
Mustafa Kemal’in önderlik ettiği o büyük toplumsal ve askeri gücün zafer yürüyüşünü yaptıkları yerdeyiz!
8 Eylül 1922 çok ama çok önemli bir gündür.
“Zafere 1 Kala” nın günüdür!
Kutlu Olsun!
**
Bu yazıyı geçen yıl 8 Eylül’de yazdım ve yayınladık.
Bugün, Kurtuluş’un 90. yılında, tarihin gördüğü en büyük zaferlerden birinin yaşandığı yerde, her gün gelen şehit haberleriyle sarsılıyoruz.
Kocatepe 90 yıl sonra yangın yeri ve ateş parçaları her birimizin yüreğinde yeni yaralar açtı.
Mutsuzuz, kederliyiz ve ne yazık ki karamsarız…
Coşku dolu ve gururla geçirmemiz gereken bir aya maalesef hüzünle başlıyoruz.
Yazımda adlarını andığım kahramanlarımız kadar, terör belası yüzünden verdiğimiz şehitlerimizi de unutmamak dileğiyle…
Zafere 1 Kala, yeni zaferlere ihtiyaç duymamak umuduyla…