Pazartesi günü on ilimizi vuran deprem, o soğukta yüreğimizi ateş gibi yaktı dağladı... Yıkılan binlerce bina, altında kalan on binlerce can, hepimizin gönül dağını yıktı geçti...
Hadi deprem takdiri ilahi, kader...
Peki fay hattı üzerine çürük yapılar yapıp, milyon liralara satan müteahhiter, bu binalara oturma izni veren merciler, binaları gerektiği gibi denetlemeyenler?.. Onların hiç mi suçu yok?
Bu yıkımların birinci derece sorumluları, aynı çürük binaları yapmaya devam edecek mi?..
Enkazlara bakıyorum, inşaatlarda kullanılan demirler, telden biraz hallice...On, on iki katlı bir binayı, o demirler ayakta tutar mı?..
Bir yanda çürük inşaatların insanı kahreden enkazı, bir yanda canla başla enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışan ekipler... Acıyla kavrulmuş yüreklerimize su serpen kurtuluş mucizeleri.
"Yarın okulum var" diyen can parem, su ister misin diye soranlara" daha ben muayene olmadım " diyen şekerparem,
Enkaz altında video çekip helallik isteyen bir aile ve "borcumu ödeyin" diyen bir hanım. Sanki son arzusuymuş gibi yineliyor dürüst insan...
Enkaz başlarında yakınlarının dirisi olmasa bile, ölüsünü bekleyen, umutsuz, çaresiz, derin bir travma yaşayan binlerce insan...
Bu nasıl bir deprem felaketi Yarabbim ? Deprem değil sanki kıyamet...
İnsanın moralini bozan enkaz yığınları, sıfırın altında soğuk, evsiz barksız, çoğu sığınacak bir yerden mahrum , perişan binlerce can , binlerce insan...Sanki bilim kurgu, felaket filmleri gibi bir görüntü... Bütün bu olumsuzluklar insanın moralini sıfirlıyor da...İşte o anda , enkazdan bir can kurtarılıyor ya...İşte o kurtuluş hepimize yeni bir umut, güç, inanç oluyor.
Allah'ın izniyle bu acı, karanlık, ağırlığı ruhumuzu ezen , sıkıntılı günler geçecek, Türkiyem ve Türk Milleti elele aydınlığa çıkacak...
Bundan sonra inşallah bu felaket ders olur da, zemin etüdü yapılmış, temeli, malzemesi, her şeyiyle sağlam binalar yapılır, bir daha böyle felaket yaşamayız umuduyla...
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE'M...