Para yok, emekliye yaşam yok, adalet yok, özgürlük yok..
Bu yoklar o kadar çok ki.. Ama en tehlikeli "yok" için düğmeye basılmış görünüyor.
Erdoğan'ın yeni hayalinde muhalefet de yok.. Son kullanma tarihi geçmiş hükümetini iktidarda tutmak için bir muhalefet partisi genel başkanının gözaltına alınıp belki de tutuklanmasına seyirci kalacak kadar gözü kararmış. İstiyor ki tüm ülkede çıt çıkmasın. Herkes sussun sadece o konuşsun.
Halkına her şey için dünyanın en yüksek bedellerini ödetip Pakistan, Hindistan kalitesinde hizmeti layık gören iktidarın en tehlikeli isteği bu. Belli ki Erdoğan çok korkuyor. Korkusunun adı da artık belli; Cumhuriyet Halk Partisi. Yıllardır her türlü hakarete ve baskıya maruz bıraktığı halde vazgeçmeyen, kendisine ve zihniyetine hiç yakınlaşmayan CHP seçmeni ve oluşturduğu omurga etrafında şekillenen muhalefet. Genel Başkan Özgür Özel ile CHP'nin yerel seçimlerde büyük başarıya ulaşması ve ardından yapılan anketlerde hala birinci parti olarak çıkması belli ki Erdoğan'ın kabusu olmuş. Amacı heybesinde taşıdığı hukuk aracılığıyla CHP'yi dağıtmak ve CHP'nin muhtemel cumhurbaşkanı adaylarından biri olan İmamoğlu'na siyasi yasak getirmek. Ardından anayasamıza rağmen tekrar adaylık ve bir dönem daha iktidar için her yolu denemek. Belli ki bunun için her şeyi yapacak, her yolu deneyecek.
Ben gazeteci değilim, kendimce doğru bulduklarımı köşeme taşıyorum. Dileyen okur, dileyen okumaz. Yaklaşık bir yıldır da Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyim. Doğrusuyla yanlışıyla yıllardır oy verdiğim partime üye ve hatta Şehzadeler Belediye başkanlığına da aday adayı oldum. Bunu yapmamın sebebi örgütlü mücadeleye olan inancım. Bu karanlığa, bu hukuksuzluğa, yoksulluğa ve yolsuzluğa, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine olan düşmanlığa asla teslim olmayacağım.
Böyle düşünenlerden ricam kalkın ve size en yakın görüşte olan bir siyasi partiye üye olun.
1892-1984 yılları arasında yaşamış Alman rahip Martin Niemöller'in Yahudilere karşı soykırıma karşı olmamış ve daha sonra pişmanlığını dile getirdiği çok ünlü bir anlatımı vardır;
"Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. Sonra katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü katolik değildim. Ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı."
Arkadaşlar mükemmeli aramayın, parçası olun ve mücadele edin.
Yoksa nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
*Yazımı yazdıktan sonra haberi düştü. CHP Yunusemre Meclis üyesi Mertcan Üreten ve Sinan Alp'e yaptıkları sosyal medya paylaşımları nedeniyle ev hapsi cezası verildi. Bu faşist düzeni kabullenmiyor, arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.