Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde her kademeye yönelik yürütülen çok fazla proje bulunmakta. Çok faydalı olduğuna bizzat şahit olduğum bu Ulusal ve Uluslararası Projeler, İl ya da İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kanalıyla yürütülüyor ve ARGE birimleri tarafından sahaya yayılmaya çalışılıyor.
Ulusal düzeyde ya da İl çapında yürütülen projeler eğitimciler tarafından ya uygulanmakta ya da en azından bazıları uygulanmıştır. Şahsım adına Halk Eğitim Merkezi Müdürü olarak bünyesinde yer aldığım geçici koruma altındaki Suriyelilerin eğitiminin desteklenmesi amacıyla planlanan ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) arasında imzalanan Hibe Sözleşmesi gereğince hayata geçirilen “İş Karşılığı Ücret” (Cash for Work) projesinin sonucunda tanıdığım dostlarım unutulmazlarım arasındadır. Hiçbir iş kuramamış Türk vatandaşları ile yurdumuza sığınmış, işi ve geliri olmayan insanların yaşamına vesile olmanın, onlara iş ve ücret kazandırmak suretiyle nefes olmanız manevi hazzı sanırım kelimelerle ifade edilemez.
Benim asıl bahsetmek istediğim, gerek yönetici gerek öğretmen gerekse öğrenciler gibi içinde yer alan herkes adına geniş bir ufuk açıyor bu uluslararası projeler. Şu an itibariyle Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün web sayfasında da yer alan güncel projeleri söylemek gerekirse; eTwinning, Scientix, FCL Future Classroom Lab, TeachUP, SOSACT ve Erasmus+ Projeleri vb. sayabiliriz.
Tüm bu projelerin ayrıntılarını ve başvuru şartlarını zaten meraklıları araştırıp başvuru yapıyor, bundan şüphem yok. Çünkü yöneticisi olduğum pek çok öğretmen arkadaşım Avrupa’daki okullar için oluşturulmuş bir topluluk olan eTwinning projesi kapsamında iletişim kurmak, işbirliği yapmak, projeler geliştirmek, paylaşmak; kısacası Avrupa’daki en heyecan verici öğrenme topluluğunu hissetmek ve bu topluluğun bir parçası olmak için, bu platformda başarılar elde ettiler ve birlikte yaşadık mutluluklarını. Şunu da belirteyim eTwinning, 2014 yılından bu yana AB Eğitim, Öğretim, Gençlik ve Spor Programı olan Erasmus+'a sıkı bir şekilde entegre edilmiştir.
Asıl bahsedeceğim Erasmus+ projelerine girmeden önce İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası Stem zirvesinde yapay zeka Sophia ile bu projeler sayesinde tanıştığımı da belirtmek isterim. Yüzünde insan mimiklerini görmek gelecek adına şaşırtıcı idi.
Meslek hayatı boyunca her yöneticinin her öğretmenin uluslararası bir projenin içinde yer alması gerektiği düşüncesindeyim. Geriye dönüp baktığımda yirmi yedi yıl geçmiş. Okulca yapılan kültürel geziler, spor ve halk oyunları Türkiye finalleri için gittiğimiz yarışmalar, HBÖ seminerleri de dahil Erasmus+ projeleri unutulmazlarım içerisinde en başlarda yer alıyor. İlki müdürü olduğum okulun dahil olduğu Demokrasi Eğitimi Projesi kapsamında okulu ziyarete gelen Türk ve yabancı temsilcilerin ziyareti sırasında başladı. Hocam hiç yurtdışına gittiniz mi, sorularına KKTC ve Bulgaristan cevabını vermiştim. Sizi yakında tekrar götüreceğiz, dediklerinde projenin kapsamının büyüklüğünü hiç tahmin etmemiştim. Evet TTK Başkan Yardımcısı ve üyelerinin tamamı ve tüm Türkiye’den 5 okul müdürü 5 öğretmenin dahil olduğu delegasyonla Grand Region ülkelerinde (Almanya, Fransa, Belçika, Lüksemburg) konaklama ve okul gezileri yapma şansına sahip oldum. BU dört ülkenin birbirine komşu hatta yan yana denecek kadar yakın şehirleri Mainz, Metz, Euopen ve Lüxemburg’da çok değerli TTKB üyelerinin de bizlere kattığı değerle çok güzel anılar biriktirdim.
Yine 2015’te okulumuzun İngilizce Öğretmeni Alper Bey’in başvurusu üzerine okulumdan 4 öğretmen arkadaşımla beraber İngiltere ve İskoçya’yı görme, Anglolang Academy’de eğitimlere katılma, oradaki okulları inceleme şansı buldum. Edinburg ve Londra’da iki katlı otobüslerle şehir ve müze gezileri benim için ayrıca özeldi. Bu projemizin devamı olarak İspanya, Esmovia Treining Kurs Merkezi’nde katıldığımız eğitimle Madrid ve Valencia gezileri de ayrı bir güzellik olmuştu.
Son olarak hala görev yaptığım kurumda bir yıl önce MUN proje kapsamında öğrencilerim ve İspanyolca öğretmenimizle birlikte gittiğimiz Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’ta bu kez koordine edici olarak görev aldım. Öğrencilerim eğitimde iken tek başına çıktığım Prag şehir turunu hiç unutmayacağım. İkimiz de çok iyi derecede bilmesek bile bir İtalyan’la İngilizce konuşarak birbirimizi anlamak -veya anlamaya çalışmak desek daha doğru olur- harika bir duyguydu.
Katıldığım tüm bu proje ve eğitimlerin sonucunda yabancı dilin ne kadar önemli olduğunu, evrensel bakış açısıyla görev yapmanın farkındalığını, bu projelerin her zaman desteklenmesi gerektiğini bizzat yerinde gördüm. Öğrencilerin daha küçük yaşta farklı ülkeler görüp farklı kültürleri tanımasının, eğitim programlarına katılmasının, yerelden değil dünya gözüyle olayları değerlendirebilmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin tek yönlü bir eğitim sistemiyle sadece akademik çalışmalarla değil kültürel, sportif, sanatsal etkinlikler, geziler ve yabancı dil kapsamındaki projelerle öğrenme süreçlerinin desteklenmesi gerektiğini bu çalışmalarda çok daha iyi kavradım. Anladım ki insanın ne kadar çok yaşadığı değil, ne kadar çok yer gördüğü eğitim açısından da önemli; çünkü görerek öğrenmek büyük bir kalıcılıkla yer ediniyor zihinlerde.
Erasmus+ Projeleri ve diğer tüm proje ve çalışmalar sayesinde bakış açım değişti, dünyayı daha iyi tanıma, kavrama fırsatı buldum diyebilirim. Gördüğüm ve yaşadığım her şeyi Türkiye’mizle kıyaslama sonucunda ortaya çıkan fikirlerim de başkalaştı. Değişim ve dönüşüm böyle bir şeydi sanırım.
İşte bu hafta sonu İzmir’de yapılan yurtdışı eğitimi için çok önemli bir ölçüt olan IELTS sınavına öğrencilerimizi götürmem ve heyecanlanmam belki de tüm bunların sayesinde oldu. Hayat, yaşantılarla zenginleşen, zenginleştikçe güzelleşen, dönüştüren ve geliştiren canlı bir var oluştu. O halde zenginliklerle var olmaya devam edelim.
Saygılarımla…