Tam bi nefes alıyorum, “Oh be, güzel şeyler de oluyor dünyada” diyorum, pat yetişiyor bi yerden bir patlama, bir yangın, bir dehşet, bir vahşet.
Kursağımda kalıyor hevesim, gölgeleniyor umudum, kayboluyor neşem.
“Sırası mı şimdi Eski Garajın?” diyorum kendi kendime.
“Millet can derdinde, minicik bedenler kanlar içinde yerde, insanlık sefil, perişan…”
Bi 10 dakika oturuyorum öylece bilgisayarın başında, tek tuşa dokunmadan.
Düşünüyorum, düşünüyorum ve kararımı veriyorum.
Evet sırası. Hatta ŞİMDİ tam sırası.
“Eyyy terör belası, illeti, vebası!
Gelmeyeceğim oyununa. Bizim için kurduğun tuzağa düşmeyeceğim. Çekilmicem köşeme senin yüzünden, sinmicem.
Bilesin ki;
Senin cehenneme çevirmeye çalıştığın yeryüzünü, cennete dönüştürmeye çalışanlar da var bu dünyada. Ben dikkatimi onlara vericem. İlgimi onlara yönelticem, onların yanında yer alıcam ve ne kadar becerebilirsem o kadar, susarak seni değil, konuşup överek onları yüreklendiricem”
Bu efelenme hissiyatı acayip iyi geldi bana. O hissiyatla yazıyorum şimdi.
Nerde kalmıştık dün akşamüstü?
“Oh bee, güzel şeyler de oluyor” demiştim Lale Salonu’nda, belli ki işini severek yapan bir mimarın sunumunu izlerken.
Dün akşamüstü, Manisa Kültür Merkezi Lale Salonu’nda, “Manisa’da yaşayan herkes izleseydi keşke” diyebileceğim bir sunum izledim.
Bu sunumda, duymaya hasret olduğum cümleler duydum.
Türkiye’de çok az yerel yönetimin haberdar olduğu bazı kavramlar, bakış açıları ve yaklaşımlar gördüm.
“Kent Hafızası” gibi mesela, insan ve yaşam odaklılık gibi, yaşam kalitesinin herkes için yükseltilmesi gibi, paylaşımcılık gibi, şeffaflık gibi, doğaya saygı gibi, doğal varlıkların korunması gibi, yeni yeşil alanların yaratılması gibi, orijinal fikir gibi, yaratıcılık gibi, gibi, gibi…
Eskiden beri inana gelmişimdir, taş üstüne taş koyanlar, bu işi yaparken aynı zamanda doğayı, doğal ortamı korumakla, geçmişin hatırlanası izlerini yaşatmakla ve geleceği sağlıklı bir şekilde ön görmekle yükümlüdürler.
Kentin dokusunu anlar, hafızasını kavrar, ruhunu hissederseniz bir katkınız olabilir o kente. O kent için bir artı değeri ancak o koşulda üretebilirsiniz.
Çünkü yaratıcı yeteneğiniz, bu algılardan temellendiği koşulda, işlevsel, pratik çözümler ve parlak fikirler sunar size.
Bir de dünya görüşünüz belirleyicidir elbet.
Nasıl bakıyorsunuz siz insana, doğaya, yaşama?
Hayatta adaletsizlik ve eşitsizlikleri mümkün olduğunca azaltmaktan yana mıdır safınız?
Yoksa, tam aksi belirginleştirip altını çizmeye mi meraklısınız?
Güç algınız gösteriş, şaşaa, lüks üzerine mi kuruludur?
Yoksa, işlevsel bir sadelik ve naif bir estetiğin vereceği güçle mi döner başınız?
Bir şeye “plaza” filan gibi yabancı bir isim verince, o şey modern mi olur sizce?
Yoksa modernliğin ipuçlarını kendi geleneksel köklerinizde mi ararsınız?
Gelenek gelecek buluşmaları heyecanlandırır mı sizi? Yerel evrensel kesişim noktaları bulmak çocuk gibi sevindirir mi?
Yoksa zırva mıdır sizce bunların hepsi?
İlla dikey mi büyümeli her kent?
Bir kent için çağdaşlığın ölçütü aynalı, cafcaflı gökdelenler midir sizce?
Kentteki sınıf farklılıklarını kilometrelerce öteden bağıran kutu kutu TOKİ’ler midir yoksa?
“Burada çok çalışılıyor herhal?” şeklinde düşünelim diye mi devasa yapılır mantıksız yere resmi binalar?
“Nedir arkadaş bu kent estetiği denen şey?”
“Biz bunu böyle yapıyoruz da, bittiğinde uyacak mı acaba kentin silüetine?
Ya da
“Güzelleştirecek mi kentin silüetini?”
Gibi soruları sorarlar mı acaba kendilerine taş üstüne taş koyanlar?
Yıllardır kafamda dönüp duran bu sorular, dün akşamüstü bir bir cevaplarını buldu.
Ve ben, bir Manisalı olarak çok mutlu olup, bu mutluluğumu paylaşmak istedim herkesle.
Eski Garaj, yukarıdaki soru ve kaygıların hepsine cevap veren bir proje.
Kentleşme ve kenti beraberce sağlıklı bir şekilde büyütme, güzelleştirme, yaşam kalitesini yükseltme yolunda atılmış önemli bir adım. Bundan sonraki diğer projelere de öncülük etmesini ve ilham vermesini dilerim.
Proje kapsamında yer alan yaşama, insana, doğaya dönük birçok yaratıcı fikrin arasında en çok dikkatimi çeken ise “Kent Vitrini” oldu. Kent Vitrini bence Manisa’ya level atlatır.
Uzun uzun projeyi anlatacak değilim, sadece Manisa’nın yeni bir simgesi yola çıkmış geliyor, bu müjdeyi verebilirim.
Açılışının gerçekleşeceği günü heyecanla bekliyorum.
Emeği olan herkesin eline sağlık.
Büyükşehir Belediye’mizin çağdaş yerel yönetim anlayışı ile gurur duydum.
Başkanımız Sayın Cengiz Ergün nezdinde, Eski Garaj Projesinde emeği olan bütün birim ve kişilere teşekkürlerimi sunuyorum.