Karaali Mahallesi’nde ikamet eden Süleyman Yardımcı, “Burası normalde DSİ (Devlet Su İşleri) sulama kanalıdır. Biz bu kanallardan tarlalarımızı suluyoruz. Gerçi bu yıl su vermiyorlar. Ama şuan akan pislikten dolayı sulama yapılsa bile bütün tarlalara zarar verir. Bunu bırakın burada yakın evlerde oturma ihtimali hiç kalmıyor. Koku o kadar kötü ki zaten geçen yıl zehirlenme oldu. Zehirlenmeden sonra biraz baskı olunca su akmıyordu. Şimdi gene salıyorlar. Her gün akşam 9.30’da buraya sanayi atığı salınıyor. Ve o saatlerde burada durulmuyor. Salınan malzeme de boya çözüntü tesisi malzemesi solfend ve tiner tarzı malzeme. Bunu büyükşehre de başvurduk her yere de yazdım, CİMER’e de başvurdum ama bana herhangi bir geri dönüş olmadı” diye konuştu.
Sanayi atıkları nedeniyle bu sulama kanalında sürekli kokuların olduğunu belirten Yardımcı, “Söylenene göre buraya sanayi atığı gelmiyor evsel atık geliyormuş. Velev ki evsel atık olsun. Evsel atığın sulama kanalında ne işi var. Ve burada kokudan ve sinekten durulmuyor. Pisliğini pis çekiyoruz. Daha önce Muradiye OSB’den kanaldan boruyla götürdüler sularını. Aynı şekilde büyükşehirde aynısını yapsın. Siyasiler baskı yaptığı zaman su akmıyordu o zaman nasıl akıtmıyorlarsa şimdi de akıtmasınlar. Çünkü sinekten durulmuyor, kokudan durulmuyor. Özellikle hafta sonları akşam 9.30’da sanayi atığı salınıyor. Bu net, bunu anlamak için kimyager olmaya da gerek yok kokudan belli. İlla birilerinin ölmesi mi gerekiyor bu köyde onu da bilmiyorum. Bu köye neden bu kadar eziyet ediyorlar” dedi.
Mahalle sakinlerinden Mustafa Denli, “Burada ikamet ediyoruz, burada çiftçilik yapıyoruz. Tabi bu kanalımızın suyu çok pis, çok kirli. Buradan tarımsal sulamaya da izin vermiyorlar. Kanala zehirli atık bırakıldığı gerekçesiyle etraftaki araziler sulanamıyor. Köylerde, evlerde yaşayan çok mağdur. Koku artı zehirlenmeler var. Dün bir amcayla görüştüm. Hanımı hastaymış, doktora gittiğinde onun kokudan zehirlendiğini söylemiş, ciğerleri hastalanmış. Yani çok kötü bir şeye doğru gidiyor. Daha da hastalıklar ilerleyecek bu şekilde devam ederse. Bir an önce çözüm bulunmasını istiyoruz. Her türlü yere başvurulmaya çalışıldı. Devlet Su İşlerine gittik, sulama birliğine gittik. Elimizde yazı var, Valilik bize yazı gönderdi içeriğini tam bilmiyoruz nedir ne değildir yazı gönderdi. Biz o kanala su sayamayız. O mahsuller o kanaldan sulanamaz. Bunun da gerekçesi zehirli su olduğu. Hem insan sağlığını hem de bitkilere zararlı olduğu söylendi. Ama bu sorunu çözme noktasına geldiğinde hiç kimse o konuda bir şey yapmıyor. Şuana kadar olmadı. Ufak tefek girişimler oldu biraz kesilmeler oldu ama arkası yine aynı şekilde devam ediyor. Biz çözüm bekliyoruz. Bu işin en kısa zamanda çözülmesini bekliyoruz. yazık günah değil mi insanlar burada zarar görüyor. Buradan bir mahsul çıktığında bu sularla sulanan bir mahsul çıktığında bunu herkes yiyeceğiz en üst kişide yiyecek en alttaki kişide yiyecek. Zeytinlerimiz var her türlü mahsulümüz var burada. Bundan her şey etkileniyor sonuçta” diye konuştu.
Üreticilerden ve mahalle sakinlerinden AhmetOlguner, “Çiftçilik yapıyorum, evim hemen burada. Geceleri bilhassa salıveriyorlar suya. Geceleri daha çok koku var. Birçok insan geldi öyle dediler böyle dediler ama bir çare bulunamadı. Biz bu atıkların atılmasını istemiyoruz. Hayvanlar bile etkilendi. Hayvanlar bile su içecekler içemiyorlar. Bunu kapatsınlar, bunu yok etsinler” diye konuştu.