Erken seçim çalışmaları her ne kadar Ankara'da ve teşkilatlarda heyecan oluştursa da ben şahsen bunu zayıf bir olasılık olarak görüyorum.
Nedenine gelince...
Genelde iktidarlar kaybedecekleri seçimin kararını kendileri almazlar. Şartlar seçimi zorunlu kılabilir.
Mevcut durumda Türkiye pandemiden çıkmaya çalışan, hatta bu sürecin yaralarını sarmaya çalışan bir ülke. Tüm dünya aslında benzer bir sınavdan geçiyor.
Bu şartlarda hükümetin seçim kararı alması aleyhine olur. Muhalefetin erken seçim istemesi gayet doğal çünkü onlar da bu durumun farkında. Kazanabilme ihtimalini görüyorlar.
Tüm olasılıkları düşündüğümüzde erken seçimin bu yıl olması mümkün görünmüyor.
Ama erken seçimin söylentisi bile parti teşkilatlarının hareketlendirmeye yetiyor.
Bu hareketlilikten etkilenen partilerin başında İyi Parti geliyor.
Zaman zaman partiye katılımlar, basın toplantıları, ziyaretler ve etkinlikler parti içindeki iştahı gösteriyor.
İyi Parti Manisa'da aslında merkez sağ tarafına göz kırpıyor.
Çünkü merkez sağı yanına alan kazanır.
Ak Parti'nin boşalttığı ve doldurmak için de çaba sarf etmediği bir alanın ortaya çıkması İyi Parti için avantaja dönüşüyor.
Bu noktada Ak Parti için bir parantez açalım.
Ak Parti'nin Manisa'da 6 milletvekili var. Ama yük dengesi eşit dağılmıyor. En ağır yük Murat Baybatur'da.
Halbuki tecrübeli milletvekilleri var. Manisa ve ülke sorunlarına dair onca sorun, onca mesele var. Ne bir açıklama görebiliyorum ne de farklı bir yaklaşım.
Hani şöyle bangır bangır bağıran bir manşet yapamadık. Özel günler ve haftalar ile ilgili gelen ve danışmanların yazdığı klasik mesajların dışında bir şey yok.
Ya da bir iki parti teşkilatını ziyaretten ibaret etkinlikler.
Hadi ben göremedim başka basın kuruluşlarına bakıyorum onlarda da yok.
Ya bir doymuşluk var ya da bir heyecan eksikliği.
Ya da biz haberi yakalayamıyoruz. Belki de biz göremiyoruz cevheri!
Tabii bu rahatlık geçen yerel seçimde Ak Parti'nin oylarına da manidar bir şekilde yansıdı.
Her şeyi Tayyip Erdoğan'dan bekleme sendromu mudur bilemiyorum.
Bunun kaygısını duyan var mıdır?
FATURASI AĞIR OLUR
Halbuki AK Parti Manisa’da merkez sağı kaybederse faturası ağır olur.
Tabiat boşluk kaldırmaz. Siyasette de böyledir.
Ak Parti’nin milletvekili sayısına orantılı olarak etkinlik alanını genişletmesi, kamuoyunu daha derinden etkilemesi gerekir.
Bir şeyler eksik kaldığında başkaları tamamlar.
İyi Parti özellikle merkezde bu boşluğu doldurma çabasına girdi. Aynı çabayı zaman zaman CHP’de de görüyorum. Ya da olan bitenler ona itiyor.
Her girişim, her açıklama vatandaşın gözünde olumlu bir algı oluşturur.
Faaliyette olmak, aktif olmaktan bahsediyorum.
Dolayısıyla ilgi de artar.
İyi Parti içindeki yüzler son zamanlar daha da çeşitlendi. Mevcutlarda da bir kıpırdanma var.
İşte bu noktadan sonra kontrolü sağlamak sanki daha da güçleşecek.
İl Başkanlığı seçimlerini farkla kazandıktan sonra koltuğunu güçlendiren Hasan Eryılmaz, büyüdükçe çeşitlenen partisinin kontrolünü elden bırakmak istemiyor.
Ama işi de zorlaşıyor.
Büyürken koltuklara ilgi duyan kişi sayısı da artıyor çünkü.
Hal böyle olunca koruma içgüdüsü devreye girer. Hasan Eryılmaz doğal olarak bu süreçte milletvekilliği hayaline ulaşmak için siyasi yeteneklerini sergileyecektir. Katılan her yeni isim partiye güç verecektir ama bir taraftan da rakiptir.
Bu geçmişte de birçok partide yaşanmıştır ve halen de yaşanıyor.
İyi Parti için en tehlikeli aşama da budur. Kilit noktada Eryılmaz var. Eğer kendi ikbali için rakiplerini bir bir alt etmek ve onları etkisiz elemana dönüştürmek çabasında olursa parti büyümez, kavgalar büyür.
Partinin harcı çok karışık ve bu harcı doğru yapamazsanız temel çatırdar.
Bundan sonrası Hasan Eryılmaz'ın liderlik sınavı...
Bekleyip göreceğiz.
KÜRŞAT MİTHAT ÖZKAN NE YAPIYOR?
İyi Parti'nin yerel seçimlerde en çok konuşulan ismiydi. Seçimleri az farkla kaybetti. Aslında ayağına kadar gelen belediye başkanlığı fırsatıni değerlendiremedi.
Hiç siyaset yapmamış bir ismin hemen aday yapılması öyle kolay değildir. Kürşat Mithat Özkan'a bu şans verildi.
Olmadı...
Sonrası çok önemliydi. Özkan’ın parti içinde kalıp mücadeleye devam etmesi bekleniyordu. Ama sanki biraz kopma oldu. Genel merkezdeki komisyon üyeliği görevi de son buldu.
Son günlerde Özkan’ın ziyaretler yaptığını görüyorum. Parti içinden bazı isimlerle bir araya geliyor ve bunları paylaşıyor. Bunda bir şey yok. Sorun tek başına yapması.
Bu ziyaretler Kürşat Mithat Özkan’ı partisinden ve hedeflerinden daha da uzaklaştırabilir.
Bağımsız hareket etmesi partiye olan mesafesinin bir kanıtı gibi duruyor.
Bence stratejisini gözden geçirmeli. Aksi halde böyle genç ve umut vadeden bir siyasetçi için erken final olabilir.
TRENLER GEÇERKEN HAYAT DURUYOR
Onca hükümet değişti, onca belediye başkanı… Manisa’nın merkez nüfusu 3-4 kat büyüdü. Şehir kabuk değiştirdi. Bazısı olumlu bazısı olumsuz. Ama bir şey değişmedi. Şehrin ortasından geçen şu demiryolu.
Her gün toplamda 3 saate yakın bir süre demiryolu kapanıyor. Ambulanslar, itfaiye araçları, yolcu taşıyan otobüsler, acil işi, hastası olanlar ve kısacası hepimiz, o trenin geçiş törenini izliyoruz.
Dünyanın en sinir edici geçişi…
Hele yük treniyse 15 dakika saç baş yolmaca…
Koca demiryolunun makas değiştirme sistemini getirip Manisa’nın tam ortasına, istasyona kurmuşlar. Tren defalarca ileri geri yapıp makas değişirken, araçlardan yükselen korna sesleri. Ve o korna seslerinin tercümesini varın siz tahmin edin!!!