Manisa’da ortak akıl mı? Eyvah!

Abone Ol

Manisa’nın imar planı, malumunuz yılan hikayesine doğru gidiyor. Bülent Kar döneminde başlamıştı çalışmalar, 15 yıllık Cengiz Ergün döneminin sonlarına doğru mecliste nihayet onaylanmıştı. Ki imar planı çok tartışmalı detaylar ve kayırmalarla doluydu. Buna rağmen hadi tamam dedik. Çıksın da nasıl çıkarsa çıksın. Meclis oy birliğiyle onaylamıştı.    

Sonra itirazlar, mahkeme kararları, İzmir’den bazı STK’ların devreye girmesi ve siyasi etkenler, planın devreye girmesini geciktirdi.

Daha doğrusu plan bir türlü onaylanıp uygulanamadı.

Yerel seçimlerle birlikte Ferdi Zeyrek, Büyükşehir Belediye Başkanı olurken, meclislerde de çoğunluk CHP’ye geçti. Artık istedikleri kararı alıp, uygulayabilirler durumu ortaya çıkmıştı.      

Eğer hakkaniyetli olunursa bu büyük bir avantaj.

Dün akşam yapılan meclis toplantısında Başkan Zeyrek, ortak akıl vurgusu yapınca ben eyvah dedim. Çünkü Manisa’da ne zaman bir sorun ortak akılla çözülmeye çalışılsa ortak anlaşmazlık yaşanıyor. Ortak aklın yerini ortak ihtiraslar, inatlar, menfaatler alıyor. O zaman da bırakın çözümü, sorun mevcut halinden de daha büyük ve karmaşık hale geliyor.  

Geçmişteki örnekleri hatırlayın.  

Sümerbank arazisi Manisa’da ortak akılla oluşturulan iş insanlarına değil de herhangi bir özel kuruluşa verilseydi bugün orada tesisler, oteller vardı. Olsun da demiyorum. Belki daha kötü olacaktı. Ama ortak akıl anlaşmazlığının bir sonucudur Sümerbank. Arazi atıl vaziyette orada duruyor.

Manisaspor ortak akıl kurbanı değil mi?

Manisa FK, Beyaz Fil, Tekstilciler Sitesi, Turgutlu yolu üzerindeki Galericiler Sitesi.   

Manisa’da ortak akıl değimiz olgu ne zaman devreye girse sorun çok bilinmeyenli denkleme dönüşüyor.

Ortak akılla, kooperatif mantığıyla yapılan güzel işler de var şüphesiz. Ancak yapılmayanlar üzerinden mantık yürütmezsek, imar planıyla ilgili de somut bir sonuç elde edemeyiz.

Asıl soru şu;

Ferdi Zeyrek’in aslında itirazları en aza indirmek, biraz da iyi niyetle ortak akıl yöntemini uygulamak istemesi doğru bir strateji mi?

İnşallah ben yanılırım ama bence çok ciddi tartışmaları da beraberinde getirecektir. Çünkü aynı bölgede müstakil arsalar 5 kat olurken, hemen yanındaki birkaç arsa sahibi anlaşırsa kat sayısı 7, hatta 10 olacak. Bu çok tuhaf bir yapılaşma demek. Uygulanabilirliği belki çok daha kolay gibi ancak imar disiplini açısından çok riskli.   

Benim bildiğim, bir mahallenin, bir bölgenin çeşitli coğrafi etkenler de göz önüne alınarak imar durumu belirlenir ve tek tip bir kat sayısı uygulanır. Farklı kat sayılarının belirlenmesi işi daha da karmaşık hale getirecektir.

Hele ortak akıl mantığıyla imar planını düzenlemek işi daha da geciktirebilir. Çünkü herkes kendi menfaatleri doğrultusunda görüş bildirecek ya da tavır koyacak. Şehrin geleceği, deprem gerçeği arka planda kalacak.     

En nihayetinde ne yapılacaksa bir an evvel yapılsın durumu da var. Vallahi, billahi artık her türlüsüne razıyız noktasındayız.

Ortak akılla mı çözülür, “ben ne dersem o olacak” mı denilir, mahkeme kararıyla mı uygulanır bilemem. Olsun da nasıl olursa olsun.

Manisa’nın 35-40 yıl sonra bir imar planı olsun artık.  

Manisa’nın batısı almış başını gitmiş, doğusu geriledikçe gerilemiş. Bir sürü uygun alan imar olmadığı için ya kaçak yapılaşmaya kurban gitmiş ya da öylece boş bekliyor. Şehre 5 dakika mesafedeki mahalleler imar beklerken, inşaat yapılamazken, biraz da trafikten dolayı yarım saat mesafedeki Akgedik ve Muradiye’de 30-40 binlik yeni yerleşim bölgeleri kuruldu.

Ortak aklın bazen aklını kaybettiğinin vahim sonuçları bunlar.

Bu nedenle planın hızla devreye girmesi vatandaşın öncelikli isteğidir.

Herkesi memnun etmeye çalışmak imar planının birkaç yıl daha ertelenmesi anlamına gelir ki bu şehrin geleceğini karartır.

Çünkü, Manisa’nın şehirleşme, trafik, otopark ve benzer sorunlarının temel nedeni imar planının olmayışıdır. Köklü bir imar planı uygulamasıyla yeni yollar, yeni caddeler, yeni arterler oluşturabilirsiniz. Hazırlanan imar planından böyle bir beklentimiz de yok. Bizim imar planı zaten merkezi pek kapsamıyor. Ama mevcut haline de razıyız. Hiç olmazsa yeni alanların ortaya çıkmasıyla birlikte konut sayısı artar, kiralar normale döner diye umut ediyoruz.      

Ortak akıl belki bu kez bizi yanıltır.

Ben yanılmaya razıyım ve hazırım…