Manolya Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında Ali Suat Ertosun, “İliç'de beklenen oldu. Büyük bir çevre felaketi yaşandı ve yaşanacak. Altın madeninde biriktirilen milyonlarca metreküp siyanürlü ve sülfürik asitli toprağın kayması sonucu dokuz canımız toprak altında kaldı. Bir hafta geçti. Toprak altında kalanlara hâlen ulaşılamadı. İlgililer, 400.000 kamyon toprağın kaldırılması gerektiğini belirtiyorlar. Toprak altında kalanların ailelerinin ve yakınlarının acılarını paylaşıyoruz. Üzüntülü müyüz? Çok üzüldük. Ancak üzülmek yetmiyor. Görevliler her zamanki gibi “gerekenin yapılacağını” söylüyorlar. Benzer olaylarda her zaman olduğu gibi gerçek sorumlulara inilmeden firmanın bazı yöneticileri ve işyeri sorumluları hakkında soruşturmalar açılacak-açıldı, gözaltı ve tutuklamalar olacak-oldu, bilirkişi raporları alınacak, davalar açılacak, cezalar verilecek, ancak bunlar Soma'da olduğu gibi kamuoyunu tatmin etmeyecek! Bir müddet sonra bu olayın yine bir benzerini yaşayacağız! 2011 yılında Afşin-Elbistan Termik Santralinde meydana gelen ve 11 çalışanın öldüğü göçükten sonra İliç'te yaşadığımız bu olay gibi. İşte biz bunu istemiyoruz. Yıllardır süren uyarıları dikkate almayan, mevzuat gereği yapılması gereken denetimleri yapmayan, ancak hiçbir zaman sorumluluk üstlenmeyen firma yöneticileri ile Devletin görevlileri ve yetkililerinin de yargılanmasını istiyoruz” dedi.
Yaşananlardan dolayı büyük bir endişe içinde olduklarını belirten Manisa Tabip Odası Başkanı Hasan Semih Bilgin, “Bugün İliç’de gelinen nokta, ülkemiz ve gelecek nesiller adına bizi daha da büyük bir endişe içine sevk etmektedir. Uluslararası sermayenin, geldiği ülkede hiçbir sınırlama ve denetimle karşılaşmaması için yapılan düzenlemeler tüm dünyada olduğu gibi pervasız bir şekilde ülkemizde de yapılmıştır, yapılmaya devam etmektedir. Bizler de siyasal iktidarı ve yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz. Siyasal iktidara ve ilgililere sesleniyoruz: Gelin ilk ağaç kesilmeden, ilk kazma vurulmadan, ölüm çukurları açılmadan, toprağımız ve havamız bozulmadan, sularımız zehirlenmeden ve bölgemiz susuz kalmadan önce bir kez daha düşünün. Madencilik hakkında yerel örgütlerimizin ve uzman meslektaşlarımızın hazırladığı onlarca raporu algılamaya çalışın ve tüm siyanürlü maden işletmelerini derhal kapatın” dedi.