Hüseyin Keskin
MANİSA (İHA) -
Manisa'nın Alaşehir İlçe Sağlık Müdürü Dr. Süleyman Çağrı Bozkurt, son günlerde yoğun olarak seyreden grip hastalığına karşı vatandaşları uyardı. Hastalıktan korunma yöntemlerini de anlatan Dr. Bozkurt, “Grip influenza virüsünün sebebiyet verdiği özellikle bahar-kış ve bahar-yaz geçişlerinde görülen, çok sayıda kişiyi kolaylıkla etkilemesi ve önemli sonuçlar meydana getirmesi nedeniyle ciddiye alınması gereken solunum yolu hastalığıdır. Halk arasında soğuk algınlığı olarak bilinen hastalık ise, yaklaşık 200 tane virüsün sebep olabildiği çok daha hafif geçen halsizlik ile seyreden, burun akıntısının eşlik ettiği bir başka üst solunum yolu enfeksiyonudur. Kış aylarında ise en çok dikkat edilmesi gereken nokta grip ile soğuk algınlığının ayırt edilmesidir. Gribi soğuk algınlığından ayıran en önemli özelliklerden biri yüksek ateş 38 derece ve üzeri, yer yer bulantı, kusma veya ishal, şiddetli kas ve eklem ağrıları olmasıdır. Grip semptomları vücudun virüs ile temasından yaklaşık 2-3 gün sonra ortaya çıkar ve rahatsızlık genelde 7 gün kadar devam eder” dedi.
Doktor tavsiyesi olmadan kesinlikte antibiyotik kullanılmaması gerektiğinin altını çizen İlçe Sağlık Müdürü Dr. Süleyman Çağrı Bozkurt, "Tedavinin antibiyotik ile değil semptomatik şekilde ilerlemesi gerekir. Antibiyoterapinin grip ve soğuk algınlığını tedavisinde yeri yoktur. Zira grip ve soğuk algınlığı bakteriyel değil viral hastalıklardır. Bu nedenle bu aylarda gribal enfeksiyona sahip vatandaşlarımızın doktor önerisi olmadan antibiyotik kullanmamasını öneriyoruz. Ayrıca, viral hastalıklarda bulaş yolu önemli bir yere sahiptir. Bu hastalıklar, öksürme hapşırma ve konuşma sırasında yayılan damlacıkların diğer bireyler tarafından inhale edilmesiyle, yani solunması ile bulaşmaktadır. Bahsi geçen etken virüsler fiziki ortamlarda uzun saatler boyu canlı kalabilmektedir. Bunun yanında bulaştırıcılığın semptomlardan yaklaşık 1 gün önce ortaya çıktığı bilgisini de göz önünde bulundurduğumuzda kişisel hijyenin grip-soğuk algınlığı gibi hastalıklardan korunmada en önemli savunma yöntemi olduğu sonucuna varabiliriz. Toplu yaşanılan ve çalışılan yerlerde bazen bu tarz hastalıklardan kaçmak mümkün olmayabilir, böyle durumlarda ise imkan olduğunca toplumdan izole olmak ve evde dinlenmek hastalığın yayılımının azalmasında önemli bir yere sahip. Yine bu dönemde dengeli ve sağlıklı beslenmeye gayret edilmeli taze sebze ve meyve tüketimi artırılmalı ve bol sıvı tüketimi sağlanmalıdır. Genç erişkin sağlıklı bireylerde hastalık hasarsız bir şekilde ilerleyip sonlanırken; kanser hastaları, gebeler, şeker ve kalp gibi kronik hastalığı olan vatandaşlarımızda gribal enfeksiyonlar çok daha ağır seyredip hasar bırakabilir. Bu nedenle bu şekildeki özellikli vatandaşlarımızın gribal enfeksiyonlara karşı daha dikkatli olmalarını öneriyoruz” diye konuştu.