MANİSA’NIN “GEZİ” SINAVI
Gezi Parkı gösterileri malumunuz günlerce sürdü. Manisa’da eylemlerin başladığı ilk geceden itibaren yaklaşık 20 gün her gece azalarak da olsa gösteriler yapılmış, Taksim’deki ateşli gösterilere destek verilmişti. Manolya Meydanı’nda toplanan çoğunluğu genç göstericiler sloganlar atarak mesaj vermeye çalışmış, bazen de Uncubozköy’e kadar yürüyüşler düzenlenmişti.
Manisa tıpkı Türkiye’nin çeşitli illerinde olduğu gibi sınavdan geçti. Çok zor, sabır gerektiren ince bir sınavdı bu. Olayların başladığı ilk gece birkaç provokatörün Manisa polisine saldırıp çatışma ortamı oluşturmaya çalıştığı o an varya! Hem polis, hem eyleme katılanlar hem de eyleme katılmayanlar için sınav başlamıştı arttık. Diğer illerde ne oluyor ne bitiyor bilmiyorduk. Biz ya çatışacaktık, ya da birbirimizi anlamaya çalışacaktık.
Eylemler biteli haftalar oldu. Bugün daha sağlıklı daha sağduyulu düşünüp şöyle bir bakıyorum da; Çok şükür çatışma olmadı. Onca provokatif ısrarlı girişime rağmen Manisa polisi sağduyulu, sakin ve sabırlı davrandı.
Ya gösteriyi düzenleyenler?
Onların içindeki sağduyulu insanların ne kadar önemli rol üstlendiğini bizzat polis anlatıyor. Yürüyüş esnasında gurup içinde taşkınlık yapmak isteyenler sürekli uyarılmış, hatta engellenmiş. Gösterinin amacının dışına çıkmasını bizzat gösteriye katılan bazı Manisalılar önlüyor. Sınav devam ederken karşılıklı bir çaba var. Göstericilerin içindeki sağduyulu vatandaşların sürekli kontrolü ellerinde tutmalarına Manisa Emniyet Müdürü Yunus Çetin’in babacan ve olgun yaklaşımı eklenince Manisa Gezi Parkı eylemlerini demokratik bir şehre yakışır şekilde atlatıyor. Yürüyüşü düzenleyenler vermek istedikleri mesajı veriyor, polis de buna demokratik bir hak olduğu için doğal olarak müsaade ediyor.
Asıl beni umutlandıran, gösterilere katılmayan, göstericilerin görüşlerine karşı olan vatandaşların olanları olgunlukla karşılamasıydı. Günlerce evlerin balkonlarında tencerelere kaşıkla vurularak eylem yapıldı. Sokaklarda yürüyüşler düzenlendi, sloganlar atıldı. Ulupark, Manolya Meydanı ve bazı cadde ve yollar her akşam göstericiler tarafından kullanıldı. Bu eylemlere tek bir kişi tepki göstermedi. Ki gösterebilirdi, bu da demokratik bir haktır. Ufak tefek gerginlikler mutlaka olmuştur. Ancak bu tarz toplumsal eylemlerde karşıt görüşlü insanların da var olduğunu düşünürseniz bir çatışma ihtimali çok yüksektir. Bu bağlamda hiçbir ciddi sıkıntı yaşanmadı. Birbirimize sabrettik. Bazen birbirimizi anlamaya çalıştık.
Anlamalıyız… Başka çare, başka çıkış yok!
Manisa olarak sınavı geçtik gibi. Belki birbirimizi hala anlamıyoruz ama hiç olmazsa çatışmadık! Hiç olmazsa hala diyalog devam ediyor. Tesellimiz bu.
Sınav bitti, şimdi bütünlemeler var!
İfadeye çağrılan veya çağrılacak isimler var. İçlerinde suç kapsamına girecek hareketlerde bulunanlarla ilgili elbette işlem yapılacak. Çünkü yakıp dökerek bazı şeyleri talep etmek “demokrasi” kavramıyla bağdaşmıyor. Başka bir şey o! İstanbul, Ankara’daki taşkınlıklar çok farklı boyuttaydı. Olayların başka güçler tarafından kontrol edildiğini düşünüyor insanlar.
Ama Manisa başkaydı. Manisa’da yukarıda anlattığım gibi eylemler demokratik bir şekilde yapılmış tabiri caizse kimsenin burnu kanamamıştı. Şimdi bu iyimser tablonun ardından çok sayıda kişinin ifadeye çağrılması prosedür gereği de olsa can sıkıcı. Gönül ister ki polis-gösterici diyaloğunun örnek bir şekilde tecelli ettiği Manisa’da bunlar olmasın. Keşke tüm şehirlerde Manisa’daki gibi sağduyu hakim olsaydı. Dilerim bu süreç hayırlı bir şekilde son bulur. Çünkü ülkemiz ve Manisa’mız için çok şey değil huzur istiyoruz! Herkesin de istediği bu. Hepsi bu…