Türkiye, Narin'in acısıyla sarsılırken, yeni doğan bebeklerin özel hastane küvezlerinde yaşadığı ölüm kalım savaşına şahit oldu.
Bebeklerin ölümü pahasına küvezlerde tutulmasının sebebi, SSK’dan daha fazla para almak içinmiş.
Yani para için canlarına kastedilen bebekler...
Daha bu konu hakkındaki yargılama sonuçlanmadan, şok bir haber de KKTC, Yeni Doğan servisinden geldi...
Yeni doğan bebeklerin maması saf alkolle hazırlanmış.
7 bebeğe aynı gece, iki kez alkolle hazırlanan mamadan verilmiş. Bir bebek ölmüş, diğerleri yoğun bakımda...
Alkollü mama konusunda, çeşitli açıklamalar var. Aslında cam şişede olması gereken alkol, plastik içme suyu şişesine doldurulmuş. Küçük beyaz bir etiket yapıştırılmış.
Gece nöbete gelen hemşire, ketıldaki sıcak suya o alkolden karıştırarak mama yapmış.
Alkolün yoğun kokusu düşünüldüğünde, buna hiçbir KKTC’li inanmıyor.
Halk arasında "bir hemşire alkol kokusunu nasıl almaz, nasıl böyle bir hata yapar? Neden su şişesine alkolü koydular." Gibi sorular kafa karıştırıyor.
"Nöbeti devralan hemşire nasıl bunu farketmedi de su diye alkolle mama hazırladı?" Diyorlar.
Bu olay üzerine KKTC ayağa kalktı, mahkeme devam ediyor. Mahkemede hemşire ve yeni doğan yakınları karşı karşıya geldi.
Sağlık bakanıda;" Mamalar, tıbbi alkolle hazırlanmış " Diye açıklama yaptı.
Türkiye ve KKTC de yeni doğan bebeklerin yaşadığı korkunç süreçle ilgili davalar devam ederken...
Altı yaşındaki Şirin"in kayıp haberi, ardından mezarlıkta bulunan cansız bedeni, bu kadar da olmaz dedirtti.
Şirin'in hayatı, yaşadığı ortam bir süre önce şahit olduğum bir olayı hatırlattı.
Narin'in bedeninin bulunduğu günlerdi.
Bir arkadaşımla kafede oturmuş, Narin ve kadın cinayetlerini konuşuyorduk.
O sırada yanımıza üç kız çocuğu geldi.
7-8-9 yaşlarındaki kız çocukları masaları dolaşarak para istiyorlardı.
Kızların ikisi esmer kara kaş kara gözlüydü. Ortanca olanı ise o kadar güzeldi ki...İnsan yüzüne bakmaya kıyamaz..
Yanımıza gelince, para istemelerinin yanlış olduğunu söyledik. Kızlar giderken nereli olduklarını sordum .
Önce cevap vermediler; Nerelisiniz ? " Diye tekrar sorunca o güzel olanı, kırık bir Türkçeyle; "Biz Irak ." Dedi.
Yemyeşil ceylan gibi gözlerini çevreleyen uzun kıvırcık kirpikleri, uzun kumral saçlarıyla, su damlası kadar güzel, bu küçük kızı, bu masum kızları, nasıl böyle ortalıkta bırakırlar diye hem üzüldüm, hem endişelendim...
Kızlara "kimseden para istemeyin, evinize gidin. Siz çok küçüksünüz. Kimsenin peşine takılmayın. Başınıza kötü şeyler gelmesin. Evinize gidin." Dedim.
Televizyonda Şirin'in haberini izlerken o gün kafede gördüğüm o üç masum küçük kızları ve mücevher güzelliğindeki o yeşil gözleri hatırladım.
Yine içim burkuldu...
İşini layıkıyla yapan bütün sağlıkçıları tenzih ederek; Artık bebekler hastanede bile güvende değilken sokakta başıboş, para dilenen o kız - erkek bütün küçük yavruları Allah'ım korusun.