Belediye başkanlık seçimlerinde parti değil de adayın performansı, kariyeri önemli... Adayın, aday olduğu il, ilçe, kaza her neyse; sorunlara vakıf, çözüm odaklı, halkla içiçe, halkın iyiliği için çalışacak kişi veya kişiler olması önemlidir...
Sadece Manisa için değil, bütün Türkiye için düşünürsek; Önce şehirlerin, trafik, temizlik ve alt yapı sorunlarını çözecek, sonra halkın refahı, rahatı için bütün çalışmaları
özveriyle yapacak birileri başkan olmalıdır.
Şehirlerin yeşil alanları artırılmalı, mevcut park ve bahçelerin bakımı, korunması düzenli bir şekilde yapılmalıdır.
Şehirlerin yerleşim planları, deprem, sel gibi felaketler göz önüne alınarak, sağlam zeminlere ve su baskınından etkilenmeyecek yerlere yapılmalıdır.
Bu konuyla ilgili Almanya'daki belediye çalışmasından bir örnek vermek gerekirse;
Bilindiği gibi Almanya yağmuru bol bir ülkedir. Ancak beklenmedik bir durum olmazsa, aşırı fırtına, şiddetli sağanak yağış gibi orada kolay kolay su baskını, sel felaketi yaşanmaz.
Çünkü her yağmurdan önce ve sonra belediye temizlik işçileri bütün rögarların içlerini, kapaklarını, çevrelerini temizliyorlar.
Bir dahaki yağışta bütün giderler temiz olduğu için, sel taşkını, su baskını yaşanmıyor.
Rant için dere yatakları; apartman, okul, avm ile doldurulmadığı için ,su akıp yolunu buluyor.
Önceden tedbir alındığı için sonradan telafisi imkansız can ve mal kaybı yaşanmıyor.
Almanya'da yapılan bu çalışma pekala bizim ülkemizde de yapılabilir. Yeter ki liyakatli, dirayetli, disiplinli, halkını, şehrini düşünen kişiler belediye başkanı olsun.
Mehmet Akif Ersoy bir müddet Almanya'da kaldıktan sonra, Türkiye'ye dönünce soruyorlar;
"Üstad o kadar Almanya'da kaldın, bizimle Almanlar arasındaki fark nedir?" diye soruyorlar. Akif;
"Almanların işleri bizim dinimiz gibi... Dinleri bizim işlerimiz gibi..." diye cevap veriyor.
Artık bizim işlerimiz de, Almanların işleri gibi düzgün, sağlam, kaliteli güzel olmasın mı?
İnsanlarımız güzel bir şehirde, altyapı, trafik, kentsel dönüşüm sorunları, halkın lehine çözülmüş bir şekilde, huzurlu bir ortamda yaşamayı fazlasıyla haketmiyor mu?