Manisa Barosu seçimlerinde eski başkan Ali Arslan’ın desteklediği İbrahim Yönetken kazanmış olsaydı, herhalde sonuç bu kadar ses getirmezdi. Çünkü Baro’da sosyal demokrat veya sol cenahın ağırlığının biraz daha fazla olduğu kanısı hakimdi.
Ama öyle değilmiş…
Ümit Rona başta ben olmak üzere birçok kişiyi yanılttı.
Bundan sonrasını Ertuğrul Aytaç ağabeyimizin yazım stiliyle anlatayım.
Seçim günü öğleden sonra Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı benim de değerli dostum Bilal Demir aradı. Seçimlerle ilgili fikrimi sordu. Ben de Baro’daki duruma çok hakim olmadığımı ancak Ümit Rona’nın kazanmasının güzel bir sürpriz olacağını söyledim. Hatta diğer adayı hiç tanımadığımı, Ümit Rona’nın başkan seçilmesine bir arkadaşı olarak sevineceğimi ilave ettim.
Bilal Demir ise Rona’nın farkla kazanabileceğini ifede etti. Hayırlısı dedik ve görüşmeyi sonlandırdık.
Akşam saat 17’den sonra sonuçlar geldi. Ümit Rona 15 oy farkla kazanmış ve Manisa Barosu’nun yeni başkanı olmuştu.
Ümit Rona 454 oy alırken, İbrahim Yönetken 439 oyda kalmıştı. Bir diğer aday Sezai Ege 15 oy almış ve şaşırtıcı bir şekilde 95 oy ise geçersiz kabul edilmişti.
Avukatların 95’inin geçersiz oy kullanması normal mi bilmiyorum.
Ama seçim sonucu bir gerçeği ortaya koydu. Çalışan, çırpınan, koşturan her kim olursa olsun emeğinin karşılığı alıyor.
Bu da Yarada’nın adaleti…
Bu işin nasip tarafıydı.
Ümit Rona’yı başkan yapan asıl unsur neydi?
Hiç şüphesiz çok neden var.
Nedenlerden biri rakibin rahatlığı bence. Ümit Rona’nın kazanamayacağını düşünmüş olabilirler. Ve belki de bu yüzden çok çalışmadılar.
Ama en önemli neden Rona’nın başından beri kurguladığı stratejidir.
Rona, “Büyük bir hikaye başlıyor” diyerek müthiş bir ısrar koydu ortaya. Bire bir görüşmelerle özellikle genç avukatları ikna etti. Yani stratejisinin bir tarafı tamamen Z kuşağına odaklanmıştı.
Sağ cenahı yanına çekti. Bunun yetmeyeceğini bildiği için sosyal demokrat meslektaşlarına da aslında gerektiğinde hükümetin politikalarına muhalefet edebileceği sinyallerini verdi.
Bence 454'ün sırrı burda.
Çoklu Baro sistemine karşı olduğunu çok net oraya koydu hatta Ali Arslan’ın o dönemde gerçekleştirdiği birçok eyleme bizzat destek verdi.
Bu duruşu Ümit Rona’ya puan kazandırdı.
Ümit Rona, yazdığı şiir kitapları ve edebi yönüyle de sempati topladı.
Daha çok tanınan ve popülaritesi yüksek bir isim haline geldi.
Kitaplarını imzalatmak için sıraya giren birçok kişi bu kez sosyal medyadan Rona’ya seçimlerde destek mesajları yağdırdı.
Yani tam bir seçim rüzgarı estirdi Rona.
Sonuç “Ne yaptın Ümit Rona” sorusuna yanıt oldu.
Ali Arslan gibi hem Manisalı kimliği hem de siyasi kimliği olan güçlü bir ismin destekliği ekibe karşı net bir zafer kazandı.
Ümit Rona aslında bir eşiğin de geçilmesine belki de öncülük etti.
Bu naçizane yazdıklarım seçimin hikayesiydi.
Asıl iş bundan sonra başlıyor.
Rona’nın dediği “Büyük bir hikaye başlıyor” cümlesinin anlam bulması yine kendisine bağlı.
Çünkü Baro Başkanlığı gerçekten zor bir iş. Siyasetten soyutlanmanız imkansız, tüm işiniz siyasilerle.
Rona’nın Cumhur İttifakına çok uzak bir isim olduğunu söyleyemeyiz. Ama Millet İttifakına daha mesafeli olduğu kesin. Zaten bu yüzden Ak Parti ve MHP’ye yakın birçok kişi Rona’yı destekledi.
Herkesin bir dünya görüşü var. Doğal ve insani bir durum. Önemli olan işini nasıl yaptığı.
Rona’nın bundan sonra ille bir siyasi duruş sergilemesi de şart değil. Ancak öyle anlar olacak ki, tıpkı Çoklu Baro düzenlenmesinde olduğu gibi hükümetle veya aksi bir durumda muhalefetle karşı karşıya gelecek.
Bu olasılık hep var olacak.
İşte asıl yetenek sınavını o anlarda verecek.
Kazanmak yetmez, önemli olan sürdürebilmek.
Rona’nın hikayeyi nasıl sürdüreceğini süreç tayin edecek.
Mütevazi bir Ümit Rona büyük bir hikaye de yazar şiir de…
Yeterki ayakları yere bassın.
Ve her ne yaparsa yapsın içinde adalet olsun.