Nişanlanma, ayırt etme gücüne sahip iki kişinin birbirine karşı vermiş oldukları evlenme sözüdür, şekline tanımlanabilir. Taraflar herhangi bir resmi işlem yapmaksızın nişanlanmaktadır. Hukukumuzda nişanın nasıl olacağı, hangi hallerin nişan sayılacağı yönünde herhangi bir tanım yoktur. Tarafların birbirine verdiği basit sözlerin nişan olarak sayılması mümkün değilken, tarafların yüzük takması, nişan merasimi düzenlenmesi, çevrelerine nişanlandıklarının bildirilmesi, evlilik için ev kiralanması vs. gibi ciddi sayılacak hareketler, nişanlanmanın göstergesidir.
Nişanlanma herhangi bir resmi işlemle yapılmadığından, nişanın bozulması da resmi bir işlem olmadan gerçekleşecektir. Tarafların ayrıldıklarını ilan etmeleri, nişanlılardan birinin bir başkasıyla nişanlanması, evlenmesi veya ölmesi gibi hallerde nişanlılık sona erer. Yine tarafların birbiriyle evlenmesi de nişanlılığı doğal olarak sona erdirecektir.
Tarafların nişanlanması, bu kişilerin kesinlikle evlenecekleri anlamına gelmeyecektir. Nişanlanma durumunda evlenmeye zorlama söz konusu olmaz. Kişilerin nişan boyutuna ulaşan bir ilişkileri varsa ve bir şekilde son bulmuşsa, bunun kanuni sonuçları söz konusu olacaktır.
Bu yazımızda, nişanın son bulması halinde tarafların hangi haklarının olduğunu, son bulan nişan sebebiyle hangi sonuçlarla karşılaşılabileceğini kısaca anlatmaya çalışacağız.
Nişanın son bulması halinde başlıca 3 sonuç ortaya çıkmaktadır. Bunlar maddi tazminat, manevi tazminat ve verilen hediyelerin iadesidir.
Maddi Tazminata Hangi Hallerde Hükmedilir?
Taraflar arasında geçerli bir nişanlanma varsa ve bu nişan bir şekilde son bulduysa, bu durumda maddi tazminattan bahsedilebilir. Maddi tazminatın söz konusu olması için ortada haklı bir sebep yokken nişanın bozulmuş olması veya taraflardan biri yüzünden nişanın bozulması gerekir. Nişanın bozulmasında kusurlu olan tarafın maddi tazminat ödemesi gerekecektir. Nişanın bozulması taraflardan birinin bir başkasıyla evlenmesi, başkasıyla nişanlanması, bunu ilan etmesi, uzun süreler boyunca iletişimi kesmesi, başkasıyla aldatması gibi hallerde söz konusu olabilecektir. Maddi tazminatın konusu tarafların evlenme amacıyla yaptığı harcamalar, katlandığı maddi fedakarlıklardır. Nişan sırasında yapılan giderler de maddi tazminat olarak istenebilir.
Nişanlıların birbirinden maddi tazminat isteyebilmesi için, bir diğerinin kusurlu olduğunun ispatlanması gerekir. Nişanı herhangi bir sebep olmaksızın bozan veya nişanın bozulmasına kendisi sebep olan tarafın maddi tazminat istemesi mümkün değildir. Yani kişi nişanın bozulmasında kusurluysa, maddi tazminat isteyemeyecektir.
Maddi tazminatın içerisine; ev kiralanmışsa bunun bedeli, mobilya veya beyaz eşya alınmışsa bunların bedeli, nişanda yapılan yemek, davetiye gideri vs. harcamaların bedelleri girecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yapılan harcamaların nişanlanma amacıyla yapılan harcamalar olması gerektiğidir. Alınan bu eşyalar ve yapılan masraflar maddi veya başka bir şekilde geri döndürülebilirse, bu durumda bunların bedeli tazminattan düşülür. Örneğin, evlilik için bir ev alınmışsa, evin bedelinin maddi tazminat olarak istenmesi mümkün olmayacaktır.
Maddi tazminat istemeye hakkı olan tarafın anne babası ve onlar gibi davrananlar da tazminat isteyebilir. Kişi anne ve babasının yanında olmayabilir, üvey anne ve babası, yanında yetiştiği aile veya akrabaları da maddi tazminat isteyebilecektir.
Manevi Tazminat İstemenin Koşulları Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu “Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir” şeklinde hüküm düzenlemiştir. Buna göre nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat da istenebilecektir. Manevi tazminat isteyebilmek için nişanlılardan birinin, nişanın bozulmasında kusurlu olması, diğer tarafın da kişilik haklarının saldırıya uğramış olması gerekir.
Nişanın bozulduğu her durumda manevi tazminat istemek söz konusu olmayacaktır. Sırf nişan bozuldu diye oluşan doğal üzüntü manevi tazminat isteyebilmek için yeterli değildir. Manevi tazminat isteyebilmek için özellikle kusurlu olan tarafın aldatmış olması, nişan devam ederken bir başkasıyla nişanlanması veya evlenmesi, diğer nişanlıya karşı rızası dışında cinsi münasebette bulunmaya çalışması, nişanlıya karşı hakaret etmesi, fiziksel özellikleriyle dalga geçmesi, iffetine ve şerefine yönelik dedikodular yayması, başkalarının yanında küçük düşürmesi ve buna benzer ağır hallerin olması gerekir.
Manevi tazminat talebine konu olan olaylarında somut olarak bildirilmesi gerekir. Sadece fazla üzülmek, fazla yıpranmak manevi tazminata yeterli olmayacak, bu üzüntünün ve yıpranmanın sebebinin somut olaylar ve deliller çerçevesinde ispatlanması gerekecektir.
Tarafların Birbirine Vermiş Olduğu Hediyeler Geri İstenebilir mi?
Nişanın bozulması halinde akla gelen ve merak edilen bir diğer husus, tarafların birbirine vermiş olduğu hediyelerin akıbetinin ne olacağıdır. Nişanın doğal sonucu evlenmek ve yuva kurmaktır. Kimse nişan boyunca, daha sonra geri almak veya istemek için hediye almayacaktır elbette ancak, nişan bir şekilde bozulduğunda, bu hediyelerin kalması da istenmemektedir. Nişan boyunca takılar takılmış, pahalı saatler, lüks kıyafetler alınmış olabilir. Bu gibi hediyelerin hepsi istenemez. Kanun sadece “alışılmışın dışındaki hediyelerin” istenebileceğini belirtmiştir. Bu durumda neler alışılmışın dışında hediyelerdir bunun belirlenmesi gerekir. Bunu belirlemeden önce hediyelerin iadesinde tarafların kusurlu olup olmamasının önem arz etmediğini belirtelim. Maddi ve manevi tazminat isteminden farklı olarak aldatan, nişanı haksız yere bozan, nişan sırasında bir başkasıyla nişanlanan veya evlenen taraf dahi vermiş olduğu hediyeleri geri isteyebilecektir.
Nişanlılığın son bulması halinde istenecek hediyeler nişanlılık sebebiyle verilen hediyelerdir. Bu hediyeler alışılmışın dışında hediyeler olmalıdır. Yani nişanda takılan altın takılar, bileklik, kolye, küpe, pırlanta yüzük, maddi değeri yüksek saatler, pahalı bir cep telefonu, araç, ev vs. şeyler istenebilir. Bununla birlikte giymekle ve kullanmakla tüketilmiş sayılan elbise, ayakkabı, iç çamaşırı vs. gibi şeyler istenemez. Verilen bu hediyeler maddi değeri olan şeyler olduğundan, bozdurulmuş veya bir şekilde elden çıkarılmış olabilir. Elden çıkan bu hediyelerin aynen verilmesi mümkün olmayacaktır. Bu durumda da hakimin belirleyeceği maddi karşılığı iade edilecektir. Anne baba veya onlar gibi davrananlarda vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyelerin iadesini isteyebilir.
Son olarak nişanın son bulması sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davaları ile hediyelerin iadesi davası için 1 yıllık zamanaşımı süre söz konusudur. Nişanın bozulmasından itibaren 1 yıl içinde dava açılmazsa, daha sonra dava açılması mümkün değildir.
Bir başka yazıda buluşana kadar sağlıcakla kalın...