ÖZLEM MELEK OLDU

Abone Ol

29 yıl önce, özel bir çocuk olarak dünyaya gelen Özlem, geçtiğimiz cuma akşamı sevenlerine sürpriz yaparak, bu dünyaya veda etti...

İnsan ömrü için kısa, ama o özel can için meşakkatli 29 yıl...

Yatağa bağımlı, bakıma muhtaç, ama varlığıyla çevresinin sevgisini kazanmış, iz bırakmış, yüreklerde merhamet duygusu uyandırmış, sessizce geldiği dünyaya, sessizce veda etmiş Özlem...

Annesiyle aralarında öyle bir sevgi bağı vardı ki...

Hayata tutunmak için çalışan annesinin; yaşama sevinci, hayat pınarı, dayanma gücüydü Özlem...

Anne annesinin de göz bebeği, kıymetlisi, bir tanesiydi.

Anne annesi, torunu Özlem'le et -tırnak olmuştu sanki...

Her sabah Özlem'in uyandığını belirten sesiyle gün başlıyor, Özlemin bakımı , sıvı kahvaltısı , bez değiştirmesi, banyosu derken , dolu dolu, an an Özlemli günler bir birini kovalıyordu.

Kızı çalıştığı için, Anne anne Özlem'e bakıyordu.

Arada bir karşılaştığımızda, Özlem'in iyi olduğunu öğreniyorduk. 

Geçen perşembe gecesi Özlem"in annesi; rüyasında üç buçuk ay önce vefat eden kardeşini görüyor, kardeşi gülümseyerek ablasının yanına gelip "Abla Özlem'i almaya geldim. Onu alıp gideceğim." diyor

Özlem'in annesi ürpererek uyanıyor.

Özlem'in yatağına bakıyor boş, annesinin yatağına bakıyor boş!..

Yüreği korkuyla sıkışırken, telaşla "bunlar gece vakti , bana haber vermeden nereye gittiler? "Diye düşünürken aklı başına geliyor, kendisinin Foça'da annesiyle Özlem"in Selçuk'ta olduğunu hatırlıyor...

Gecenin iki buçuğu olduğu için annesini arayamıyor.

Sabaha kadar uykusuz bir halde, saat sekizde annesini arıyor.

Annesi Özlem'e kahvaltı yaptırdığını söyleyip telefonu Özlem'e tutuyor, annesi seslenince Özlem'den mutlu olduğunu ifade eden, gülen bir ses...

Annesinin kulağında kalan son hatıra...

 O gün akşama kadar, yüreği pırpır , eli ayağı titreyen , sanki beklenmedik bir şey olacakmış gibi  sıkıntılı bir gün geçiren anne , akşam üstü o beklemediği , duymaktan korktuğu acı haberi alıyor.

Özlem'in melek oluşuyla, anne ve anne annenin bir anda kararan dünyaları...

Buraya kadar yazdıklarım özel çocuklarını kaybeden anne babaların, ailelerin  ortak acıları...

Ancak cenaze günü ZİÇEV görevlilerini orada görmek, Manisa ZİÇEV Müdürü Hüseyin Okumuş Bey ve eşinin ilgileri, aileye manevi destekleri gerçekten insanı duygulandıran, acılı aileye yalnız olmadıklarını hissettiren, insanlık bu dedirten davranıştı.

Yıllar önce ZİÇEV binası yapılırken, mutfak balkonundan ufka kadar açık olan manzaramız kapanıyor, neredeyse Şelale düğün salonuna kadar uzanan görüntü yok oldu diye moralim bozulmuştu.

O binanın özel çocuklar için yeni bir dünya, fedakarlık ve sevgi penceresi açtığını nerden bilirdim ki.

Özlem'in annesinin orada çalıştığını, o özel çocuklara manevi annelik yaptığını, cenazede öğrendim.

Özden Kavukçu Şengüldüren le yolum kesişinceye kadar, ZİÇEV konusunda pek bilgim yoktu.

Özlem'in vefatına kadar da annesinin ZİÇEV le bağlantısını bilmiyordum...

Ve o özel çocuk Özlem, melek olunca bile insanlar arasında, nereden nereye, manevi bağlar kurulmasına sebep olduğunu hiç bilmeyecek...

Hani maneviyata "hiçlik" Diye bir mertebe var ya; bence, bu özel çocuklar da doğuştan o mertebenin içinde dünyaya geliyorlar.

Çünkü o özel çocukların, ruhu, kalbi , beyni tertemiz...

Kimseye kötülük, kıskançlık, fesatlık , iki yüzlülük yapmıyorlar.

Çevrelerini , tertemiz yüreklerindeki  sevgi çemberiyle sarıp, müthiş bir sevgi duvarı örüp, unutulmaz anılar bırakıp gidiyorlar.

Tıpkı melek Özlem gibi...Ruhu şad olsun.