PAPİRÜS- XIII “Akıllı yazarın az kitabı olur.”

Abone Ol

218- Calvino Albümü’nden (YKY): “Puşkin’i seviyorum çünkü berraklık, alaycılık ve ciddiyetin ta kendisi. Çehov’u seviyorum çünkü gittiği yerden ötesine gitmiyor. Conrad’ı seviyorum çünkü uçurumlarda geziyor ve düşmüyor. Tolstoy’u seviyorum çünkü öyle zaman oluyor ki, nasıl yazdığını anlamak için oradaymışım da anlayamıyormuşum gibi. (…) Flaubert’i seviyorum çünkü ondan sonra onun gibi yazmayı düşünemez oluyor insan. Altın Böcek’teki Poe’yu seviyorum. Huckleberry Finn’deki Twain’i seviyorum. Balzac’ı seviyorum çünkü bir hayal âleminde yaşıyor. Kafka’yı seviyorum çünkü gerçekçi…”- Italo Calvino

219- Calvino’ya küçük birkaç öznel ek yapayım: Cortazar benim gözümde bir büyücüdür, Poe zaman yolcusu, Borges bilge, Marquez lirik bir masal anlatıcısı, Jules Verne yol arkadaşı, Perec hınzır bir dâhi, Saramago bir dil kuyumcusu, Dostoyevski bir çınar, Tolstoy bir vaha… Türk edebiyatından da adını anacaklarım var ama onları sonra yazayım.

220- Yazarların son sözleri: (6)

“Cevap nedir?” -Sessizlik- “O halde, soru nedir?” - Gertrude Stein

221- Modern edebiyatın öncülerinden Amerikalı yazar Gertrude Stein, Hemingway ve birçok yazarı derinden etkiledi. Stein, kübizmin resimde yaptığını edebiyatta gerçekleştirmek istiyordu. Picasso ile yakın dosttu, onu anlattığı Picasso isimli kitabı çok değerlidir.

222- Picasso da Stein’ın portresini yapmış ama onun yüzünü hatasız çizememekten yakınmıştı. Stein, tablo için defalarca poz vermişti.

223- Tablo için “Stein’a benzemiyor” diyen birine Picasso şöyle yanıt vermiş: “Önemi yok. Sonunda Stein resme benzeyecektir.”

224- Woody Allen’ın çok sevdiğim ve izlemeyen herkese önerdiğim Midnight in Paris filminde, Scott ve Zelda Fitzgerald çifti, Hemingway, Salvador Dali, Picasso gibi edebiyat ve sanat dünyasından birçok önemli ismin yanında Gertrude Stein da önemli karakterlerden biri olarak canlandırılmaktadır.

225- Gertrude Stein’ın Picasso adlı kitabından:

“Ününün doruğa ulaştığı yıllarda, bana şöyle demişti bir gün: ‘Eğer olağanüstü bir yeteneğiniz var ama ününüz yaygın değilse, yakınlarınız ve herkes size bir dâhi gibi davranırlar. Ne zamanki para kazanmaya başlar ve ün sahibi olursunuz, yakınlarınız ve herkes size artık olağanüstü bir kişi gözüyle bakmazlar. Yalnızca başarı kazanmış biri olarak görürler sizi.’” (Picasso, Gertrude Stein. Dedalus Kitap, 2017. Çeviren: Kaya Özsezgin)

226- Picasso, Balzac’ın Gizli Başyapıt isimli kısacık ama olağanüstü öyküsünden çok etkilenmiş, birçok ressam ve yazar gibi öykünün kahramanı Frenhofer ile kendini özdeşleştirmiştir. Bununla da yetinmeyip kusursuzluğu arayan ressam Frenhofer’in öyküsünün geçtiği söylenen evi kiralayıp yirmi yıla yakın oturmuştur. Paris’teki bu evin avlu kapısında günümüzde bizi bir mermer levha karşılar. Levhada şunlar yazılıdır:

“Picasso, 1936’dan 1955’e kadar burada yaşamış ve Guernicayı 1937’de bu atölyede yapmıştır. Öte yandan Balzac da Le Chet D’oeuvre inconnu (Gizli Başyapıt) adlı öyküsündeki olayın burada geçtiğini söyler.”

Edebiyatın gücüne daha iyi bir örnek bulunamaz sanırım. Gerçekte ne Frenhofer var, ne onun yaşadıkları. Balzac’ın hayal gücü, Picasso’nun yirmi yılını etkiliyor.

227- “Tek bir kitap seçecek olsaydınız, yangından korumak için, hangisi olurdu bu?” sorusuna Salvador Dali’nin yanıtı: Locus Solus.

228- Raymond Roussel’ın (1877-1933) tek romanı Locus Solus, Enis Batur’un sözleriyle “gerçek anlamıyla öncesi/öncüsü olmayan bir yapıttır.”

229- Enis Batur, Locus Solus için “çöpsüz üzüm” mü demek istiyor? Batur’un tanımını düşününce aklıma Fethi Naci’nin Sait Faik için yaptığı “çöpsüz üzüm” benzetmesi geldi ve hemen açıp baktım Sait Faik’i anlattığım yazıya, tam olarak ne demişti Fethi Naci:

Sait Faik, kendinden önce gelen hiçbir hikâyecimizden yararlanmadan gerçekleştirmiştir hikâyelerindeki, Türk hikâyeciliğindeki yeniliği. Hani akrabası, kimi kimsesi olmayan damatlara ‘çöpsüz üzümderler ya, Sait Faik yeni Türk hikâyesinin çöpsüz üzümüdür.”

230- Enis Batur için en üretken yazarımız diyebiliriz sanırım. 200’ün üzerinde kitap yayımlamış olan Batur, son verdiği röportajında(gazeteoksijen), yayımlanmaya hazır halde 45 kitabının daha olduğunu, büyük çoğunluğunun doğal olarak ölümünden sonra basılacağını söylüyor. Günlüğünün de (özel hayattan arındırılmış ‘yazar günlüğü’ olarak adlandırıyor) 6000 sayfa olduğunu aynı röportajda öğreniyoruz. Başka kim için ‘en üretken yazarımız’ diyebiliriz ki?

231- Enis Batur, kendisi için şöyle diyor:

Bu kadar çok yazan bir adamı takip etmek delilik aslında. Bunu birkaç kere yazdım. Akıllı yazarın az kitabı olur. Kunderanın 12-13 tane kitabı var, Kundera okumak kolay. Enis Batur okumaya kalkışmak delilik. Neresinden başlayacak, nereye kadar okuyacak? Bunu göze alıyorsa birtakım insanlar, 100-150 tane kitabımı okuyorsa, daha ne isteyebilirim ben zaten.”

232- Kitap önerisi: Bu Kalem Bukalemun, Enis Batur, hil yayın, 1988

233- Enis Batur’un bu kitabının içeriğini özetleyen alt başlığı şöyle: düşler, gündüzleri, librettolar, kuruntular, oyunlar, romanlar, parçabaşı dikişler ve hurufi notlar 1972-1986. Kitap bana kurşunkalemle yazılmış “adınla yaşa” zarif notuyla armağan edildi. Diğer birinci basım kitapların yanında özenle korunuyor.

234- Kitabın künye sayfasında hil yayın, 18. yüzyılda yaşamış bilim insanı ve yazar Georg Christoph Lichtenberg’in bir sözüne yer vermiş:

“Yeryüzünde, kitaplardan daha tuhaf bir mal yok handiyse; kendilerini anlamayan insanlar tarafından basılır, ciltlenir, satılır, okunur ve denetlenirler, daha da iyisi, kendilerini anlamayan insanlar tarafından yazılırlar.”  

235- “kurşunkalem” kelimesi de ayrı yazılmaz ki cânım TDK…

236- Sevdiğim kelimeler: patika / yeknesak / potkal

237- Sean Penn en sevdiğim aktörlerden biri. Ama iyi bir yazar olduğunu söyleyemeyeceğim. Türkçeye çevrilmiş bir romanı olduğunu görünce alıp okumuştum birkaç yıl önce. İlk romanıymış. Arka kapak yazısına bakılırsa bu romanıyla edebiyat sahnesine unutulmaz bir biçimde girmiş. Bense okur okumaz unutmak ve onu aktör olarak sevmeye devam etmek istedim. Belki ben yanılıyorumdur, belki sadece bana hitap etmemiştir. Türlü İşlerin Adamı Bob Honey, Sean Penn, Alakarga Yayınları, 2019. Çeviren: İlyas Denizeli.

engin.topuz45@gmail.com