Adı Yarbay Melih Gülova idi.
Geride dul bir eş öksüz boynu bükük bir kız çocuğu bırakmıştı.
O günü ve şehit düşen Yarbay Melih Gülova’yı unutmam hiç mümkün değil.
Bizden koparılan Melih Yarbay ile olaydan üç ay öncesi buluştuğumuzda eşi Asena ve kızı Naz ile geçireceği çok güzel yılları olacağından söz etmiştik.
Adına o dönemin belediyelik yerleşim yeri Hacıhaliller beldesinde büstü hizmete açıldı.
Onu Şırnak’ta bir okula adının verilmesi takip etti.Daha sonrasında da Manisa merkeze bağlı Üçpınar’da bir parka adı verilecek ölümsüzleştirildi.Son olarak ta Manisa Lisesinin karşısında bir parka adı verildi şehidimiz Yarbay Melih Gülova’nın.
Yarbay Melih,kendisini şehit kılan mertebeye ulaşmadan önce gönüllü olarak gittiği ikinci şark görev bölgesi Şırnak’ta halkla kurduğu gönül bağı birilerini ciddi boyutta rahatsız etti.
Çünkü onun halka olan tüm yaklaşımları içten,samimi,tamamen insana değer veren yönü ağır basıyordu.İşte böyle birisiydi Yarbay Melih Gülova.
Aramızdan ayrılışının 16.Yılını geride bıraktığımız şu günlerde ölüm yıldönümü değil neden yazdığımı merak ediyorsunuz.
Onu Hatuniye Camiindeki son yolculuğuna binler,10 binler, hatta 20 binler adeta insan seli göz yaşları ile uğurladı.
Terör örgütü PKK’nın o dönemdeki katliamların durdurulmasında ciddi kararların alınmadığı için ilk kez bir üst düzey rütbeli subayın şehit düşürülmesine halk tepki gösterdi.
Bu tepkinin odağındaki isim ise
2007 yılında TBMM Başkanlığını üstlenmiş olan Bülent Arınç idi.Çünkü o günde bugünde aynı iktidar iş başında.
Kuzey Irak’ta yürütülen Pençe-Kilit harekatında şehit düşen 12 Mehmetçik’ten birisi idi Piyade Sözleşmeli Er Enis Budak.
Cenazesi de gecikmeli olarak cenaze namazının kılınacağı Saruhabey Camiine getirebilmişti. Cenazenin camiye ulaşmasından dakikalar öncesinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel şehit cenazesine katılmak üzere geldiği camide bir gurup Provokatör ‘Özgür dışarı’ ‘Kahrolsun PKK’ sloganları atarak tepkisini ortaya koydu.
Şehidin cenazesinde zafiyet var mıydı derseniz tabiî ki vardı derim.
Öncelikle şehide olan son görevimizi yapmak yerine bu işi de elimize yüzümüze bulaştırmayı başardık.
Cami yeri yanlıştı. İnşaat çalışmaların olduğu bir yer. Emniyet açısından güvenliğin güçlükle kontrol edilebileceği yer idi.Bunların üstüne üstlük şehidin cenazesi karanlığa kalmasıyla birlikte risk bir kat daha arttı.
Bugüne kadar tüm şehitlerimizi gündüz ve bize yakışır biçimde Hatuniye camiinden kaldırdık.
Peki şehit Enis Budak’ın cenazesinde neden aynı yer seçilmedi,neden cenazesi karanlığa bırakıldı,neden Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzeyleri şehrin ortak akılları,siyasi irade,şehrin valisi neden şehit ailesiyle konuşarak,”Şehidimizi devletimize ve ona yakışır şekilde son yolculuğuna uğurlamak için cenazeyi pazartesi günü öğle namazında kaldıralım” diyerek şehidin yakınlarını ikna edemedi.
Tüm saydıklarım yapılmadığı ve göz ardı edildiği için Manisalı CHP Genel Başkanı Özgür Özel üzerinde şehidimize saygısızlık yapılmıştır.
Geçmişte TBMM Başkanı Arınç’a yönelik yuhalamayı nasıl doğru bulmadıysam bugün içinde CHP Genel Başkanı Özel’e yapılan davranışı doğru bulmadım.
Açıkçası şehidimize olan son görevi yerine getiremedik vesselam.
Şehidin yakının sözleri kulaklarımda çınlıyor, ne demişti nasıl haykırmıştı yuhalayanlara karşı;
“Yapmayın acımıza saygılı olun bırakın şehidimizin cenaze namazını huzur içerisinde kılalım.Onun maneviyatına saygı gösterelim” idi.
Cenazede tüm olup bitenleri ve olabilecekleri ön görmemek için insanın aklını peynir ekmekle yemesi gerekir. Gördüğüm Üst düzey Emniyet birimlerini tek tek olabileceklerle uyarmayı bir görev bildim.
Şehidine son görevi yerine getirmek için saatler öncesinden Cami avlusuna gelen MHP'liler aralıksız tekbirler PKK terör örgütüne olan protestolarını yerine getirdiler. Bunda da yerden göğe kadar haklılar. MHP MKYK üyesi Ali Uçak’ın cenazede olması, olabilecek facianın önünü aldığını unutmamak gerekir.
Gerek Ülkü Ocaklarının gerekse MHP'li gençlerin fevriliğini frenlenmesinde etkin rol oynadığını gördüm. Bu yönüyle de bakıldığında sağ duyulu partililerin olduğunu da unutmamak gerekir. Cenazedeki olaylar karşısında Büyükşehir Belediye başkanı Cengiz Ergün’ün oldukça endişe duyduğunu gördüm. Şehidin cenaze namazını kıldırmak için orada olan İl Müftüsü ve ekibinin korku dolu bakışlarını da unutmam mümkün değil.
Şehidin cenazesi yangından mal çakırcasına musalla taşına güçlükle getirildi,ona yakışmayacak şekilde cenaze namazı kılındı. Kısaca şehidimizi huzurlu şekilde ebedi istirahathanesine yolcu etmeyi beceremedik, beceremedik, beceremedik...
Cenaze sonrasında devletin valisinin de içinde bulunduğu makam aracını yumruklamak, tekmelemekte neyin nesi? Bu provokatif yapıyı planlayanlar, vatandaşı bu planlarına alet edenler, salt siyasi çıkarları uğruna sevinip avuçları ovuşturmasın.
Gün boyu nikaha ve dost ziyaretlerinde bulunan Bülent Arınç’ın neden şehit cenazesine gelmediğini açıkça merak ediyorum. Kaldı ki cenazenin kaçta Manisa merkeze ulaşacağını en iyi kendisi takip edebilir ve şehidin cenaze namazının kılınacağı Surahanbey Camiine gelebilirdi.
CHP li Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen’in katıldığı şehit cenazesinde AKP milletvekillerinde sadece Murat Baybatur’u gördüm.
AKP Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu ve Ahmet Mücahit Arınç’ı cenazede görmek isterdim. Kaldı ki onlar ilk kez bir şehidi son yolculuğuna uğurlama şerefine ve onuruna erişebilirlerdi.
Bu işin tek kaybedeni oldu oda şehidimiz Enis Budak ve onun acılı ailesi.
Umarım bundan sonraki şehit cenazelerinin son yolculuğuna uğurlanma adresi yeniden Hatuniye camii olur.
Diğer arkadaşları gibi canını vatan uğruna feda eden Şehidim Enis Budak kardeşim mekanın cennet olsun. Saygılarımla...