SÜPER KUPA NEDEN KATAR’DA OYNANDI?

Abone Ol

Türkiye'de önemli karşılaşmalardan biri olan Süper Kupa maçının oynanacağı yer olarak Katar’ın başkenti Doha'da bulunan Ahmed Bin Ali Stadyumu öngörüldü. İnanın bunu anlamakta ve anlam yüklemekte oldukça zorlananlardanım. 

 Diyeceksiniz organizasyonu düzenleyenleri Katar’ın trilyonlarca harcanarak inşa edilen devası büyülü yapıları mı cezp etti.  Oysa ki İstanbul, İzmir, Adana, Gaziantep ve Diyarbakır’daki şehirleşmeleri nereye koyacaksınız? Her tarafından tarih fışkıran medeniyetler şehirleri Mardin ve Hatay’a ne diyeceksiniz?

   Katar’ın inşasında büyük pay sahibi olan oradaki işçilerin özlemini giderelim derseniz işte oraya gelene dediğin soydaşlarımızın inşa ettiği çoklu nüfuslarla yaşamlarını sürdürdüğü nice dünya ülkeler var.  

    Kaldı ki dünyanın birçok ülkesinden araya torpiller koyarak siyah beyazlı takımda forma giymek isteyen futbolcuların bulunduğu Beşiktaş’ı Avrupa'da, hatta dünyada tanımayan futbolsever yok.  

   Hadi burasını da geçtim. Antalya’ya gelince Avrupa başta olmak üzere Katar ve benzeri ülke vatandaşların yazın tatil yapmak için ilk tercih ettiği illerin başında yer alıyor. Antalya’nın da tanınmaya ihtiyacı yok. 

  Kaldı ki Katar tercih edildiyse Katar Kralı özel uçaklarından birisini mi tahsis etti Türk kafilelerine? Sanırım o da olmadı. Veya olası ihtimal vermek istemiyorum ancak aklıma da gelmedi değil. Bavullar dolusu ülkeye döviz girdisi mi sağlandı? Yok yok o hiç mümkün değil!

  Ülkemizde şifa bekleyen yüzlerce SMA hastası var, acaba Katar Krallığı onların sağlığı için, futbolcuların ülkemize döneceği uçakla yüklü bir para mı yollayacaktı ki... 

  Keşke son yazdığım türden olsaydı bakın o zaman ayakta alkışlardım Katar Krallığını ve organizasyona imza atanları. 

   Peki ya çok merak ettim Süper Kupanın Katar’da oynanmış olmasının altında ne yatıyor? 

   Bu Katar sevgisi ve takıntısı ülkemizin üst düzey bürokratlarına nereden geliyor.  

 Açıkçası merak edip Google Amca'ma müracaat ettim. Katar’ın başkenti Doha'da bulunan Ahmed Bin Ali Stadyumun kaç kişilik olduğuna baktım. 40 bin kişilik rakamını verdi bana. Oysa ki Türkiye’nin 81 ili olmasa da en azından yarısından fazlasında Ahmed Bin Ali Stadyumunu cebinden çıkartabilecek modern stadyumlarımız bulunuyor. Devletimizde Stadyumlar konusunda ülke prestijini üst düzeyde tutabilmek adına harcamalardan kaçınmadı. Daha geçtiğim aylara kadar Şampiyonlar ligi İstanbul’daki stadyumlarımızdan birisinde oynanacaktı ki son dakikada 'Covid' bahane edilerek ‘iptal’ edildi.

Allahın aşkına nesi vardı stadyumlarımızın, suyumu kesikti, VİP mi yoktu, yoksa sınırlarımız ötesinde ülke güvenliğini sağlayan aslan gibi ordumuz ve güvenlik birimlerimiz mi zafiyete uğramıştı? Bunların hiçbiri mazeret olarak kabul edilemez. Kaldı ki böyle bir şeyde olmadı. 

Uzatmalarla birlikte 1-1 biten maçın penaltılar bölümünde süper kupaya uzanan Beşiktaşlı futbolcular oldu. Tüm bu maçı ülkede bulunan 82 milyon vatandaşımız TV ekranlarından soluksuz izledi. 

Süper Kupa, bu kış kıyamette ülkemizdeki devası stadyumların birisinden oynanmış olsaydı da içimiz ısınsaydı kupaya uzanan takımın taraftarları o takımı karşılayıp zafer coşkusunu yaşasaydı… 

Bildiğiniz gibi Akhisarspor’da süper kupanın ve Ziraat Kupasının aynı sezonda sahibi oldu. Mesela süper kupalardan birisinin Manisa’da oynanmış olmasının altında anlam vardı. 13 Mayıs 2014 yılında Soma Maden Faciasında 301 madencimizi şehit vermiş ve onların anısına Fenerbahçe-Galatasaray Manisa 19 Mayıs Stadyumunda karşılaşmıştı. 

   İşte bu bağlamda Çanakkale şehitlerimiz içinde Çanakkale’ye görkemli bir stadyum inşa ederek 2022-2023 Süper kupayı bu şehirde neden oynamayalım. Veyahut, 15 Temmuz Darbesini unutturmamak ve tüm dünyanın aklında kalması için O tarihte neden Süper Kupa İstanbul’da yapılacak olan görkemli törenlerin ardından oynanmasın. 

   Geçmişte Esad kardeşliğinin geldiği noktanın acı faturalarını ülkece hep birlikte ödüyoruz. Ülkesinden göçe zorlanan 6-7 milyon Suriyeli ülkemizde. Suriye'de bir zamanlar bugün çok çok sevdiğimiz içimize sığdıramadığımız Katar sempatizanlığını bir yerde sonlandırmak gerektiğine inanlardanım.

  Birazcık ince ruhla ve empati yapılması yeterli olur sanırım.

 Yazımın sonunda demokrasi şehitlerimiz ve 301 Madenci şahidimizin mekanları cennet olsun.

Saygılarımla...