Fotoğraf sanırım Göçmen Bakkal'ın solundan, dere kenarındaki sokaktan çekilmiş.
Göçmen Bakkal'ın yanında bir de kahve vardı.
O dar sokaklar, o küçük evler, o eski ama sıcak görüntü, o güzel yıllar...
Yol boyunca sesiyle, suyuyla, çınarlarıyla bize eşlik eden dere.
Derenin iki yanındaki evler ve güler yüzlü, iyi insanlar.
At arabaları, tek tük traktörler ve otomobiller...
Çoğu kırmızı kuşaklı tek katlı evler...
Mahallenin bütün çocuklarına göz kulak olan nineler...
Yazlık sinemalar, tiyatro grupları, çiğdem, gazoz eşliğinde oyunlar...
Gece gezmeleri, kış geceleri hikaye anlatan büyükler...
Kışın yanan soba bizi ısıtırken, çıkarsız dostluklar da yüreğimizi ısıtıyordu.
Ne güzel günlerdi. Bir fotoğraf bin hatıra.
BEYAZFİL YAŞATILMALIDIR
Beyazfil Manisa'nın simgesi, adresi, buluşma noktası, hatırası, geçmişten gelen güzelliğidir.
Yıllarca adres verilirken, bir yer tarif edilirken, Betazfil altı, karşısı, üstü, içi, sağı, solu diye yol gösterilirdi.
Manisa dışından biri gelirken buluşmak için hep Beyazfil adres olarak gösterilirdi. Hatta bir otobüs şoförü anlatmıştı;
Yabancı biri otobüse binmiş, otobüs son durağa geldiği halde inmeyince neden inmediğini sormuş adam:
"Ben Beyazfil'de ineceğim "deyince şoför gülmüş:
"Beyazfil'i çoktan geçtik, ben sizi dönüşte indireyim."
Adam indiği yerde resimdeki binayı görünce çok şaşırmış.
"Beyazfil" deyince aklına kocaman beyaz bir fil heykeli gelmiş.
Bizim Beyazfilimiz de yapıldığı zaman Manisa'nın en büyük binasıydı.
Görüntüsüyle Manisa'ya çok yakışan bu bina yıkılıp, yerine AVM yapılacakmış.
Bir değerimiz daha yok olacak. Çok yazık... Beyazfil yıkılmamalı!