TARIM BAKANI MANİSALI MI DEĞİL Mİ?
Türk siyasi tarihinin önemli isimlerinden Ekrem Pakdemirli, 4 dönem Manisa’yı temsilen milletvekilliği yaptı. Manisa ile adeta özdeşleşti.
Pakdemirli'nin oğlu Mehmet Pakdemirli Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürüttü. Ancak daha sonra FETÖ soruşturması kapsamında görevden alındı.
Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmesi ile birlikte yeni dönemde Tarım ve Orman Bakanlığı görevine Bekir Pakdemirli getirildi.
Bu gelişme uzun yıllardır "Manisalı Tarım Bakanı" hayali kuran Manisalılar açısından oldukça sevindirici ve aynı zamanda sürpriz bir karar oldu.
Peki Bekir Pakdemirli gerçekten Manisalı mı?
Bu sorunun cevabı aslında Ekrem Pakdemirli'nin özgeçmişinde saklı.
Ekrem Pakdemirli İzmir'de doğdu. Orta öğretimini Manisa'da tamamladı. Eğitim ve iş süreci derken uzun yıllar Manisa'dan uzak kaldı. Ta ki milletvekili oluncaya kadar.
Ekrem Pakdemirli vefatının ardından Manisa'da değil asıl memleketi olan İzmir'de toprağa verildi.
Bakan Bekir Pakdemirli de İzmir'de doğmuş, orada yaşamış, doktora çalışmaları için Manisa Celal Bayar Üniversitesi'nde eğitim görmüştür.
Yani aslında Pakdemirli ailesi İzmirlidir.
Ancak Pakdemirli ismi Manisa ile özdeşleştiği için Bekir Pakdemirli bakan olarak atandığında biz de dahil birçok kişi "Manisalı bakan" ifadesini kullanmış, belki de bunu umut ettiği için böyle olmasını istemiştir.
Bakanın Manisalı olmasına çok sevinmek anlamsız. Olmamasına üzülmek de anlamsız.
Bakanın nereli olduğunun ne önemi var? Önemli olan tarım için, ülke için, Manisa için ne yapacağıdır.
10 Ağustos Cuma günü Manisa'da gerçekleştirilecek olan üzüm açılış törenine Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin katılacak olması Manisa açısından çok olumlu ve güzel bir gelişmedir. Bakanın Manisa'yı önemsediğini, üzümü önemsediğini gösteren bir gelişmedir bu.
Manisalı olup Manisa'nın sorunlarından bihaber ne milletvekilleri ne bakanlar gördük. Ne başkanlar ne müdürler gördük. Manisa sayesinde malına mal, parasını para katıp Manisa'yı unutanları da gördük.
Bu yüzden kimin nereli olduğuna değil ne yaptığına bakalım.
Bakan Bekir Pakdemirli'nin Manisa tarımı açısından son derece önemli olan üzüm sezonunun açılış törenine katılma kararı gönüllere girmesine yetecektir.
Ve umarım devamı gelir...
DOLAR 9 YIL ÖNCE BUGÜN 1.50 İDİ
Halkın bir numaralı gündem maddesi ekonomi. Kahvelerde, sokaklarda, duraklarda, evlerde, iş yerlerinde, sosyal medyada konuşulan yegane konu dolar!
İstatistikler çarpıcı. Bundan 9 yıl önce bugün, dolar/TL 1.50 TL seviyesindeydi.
Aradan 9 yıl geçti. Dolar kurundaki yükseliş durdurulamadı. Önce 2 TL sonra 3 TL barajını aşan kur aldı başını gitti. Son bir yıl içinde 3.53 TL olan dolar/TL 4 TL sonra da 5 TL barajını aşarak 5.42 seviyesine kadar ulaştı. Türk Lirası son 10 yılda dolar karşısında yüzde 248 değer kaybetti.
Dışarıdan müdahale olduğu ortada. Durduk yere neden olsun bu yükseliş.
2002’den bu yana zaman zaman yaşanan ekonomik sıkıntılar ilk kez bu kadar tavan yaptı. Tedirginlik kriz mi oluyor korkusuna dönüşmüş durumda.
Hükümetin ne yapıp edip ekonomiyi rahatlatacak, faizleri düşürecek adımlar atması lazım.
YILDIZ TİLBE’DEN ÇÖZÜM ÖNERİSİ
En şarkıları kadar doğallığıyla da ünlü olan sanatçı Yıldız Tilbe, sosyal medya sayfasından doların TL karşısındaki önlenemez yükselişi karşısında herkesin kafasını karıştıracak bir öneri ortaya attı. Şarkıcı doların yükselişini durdurmak için “TL basıyorsak dolarda basarız nedir yani” ifadelerine kullandı. Tabi bu öneri ses getirdi.
Özel bir üniversitede Finans Kürsü Başkanı Profesör Özgür Demirtaş’ın Yıldız Tilbe’ye yanıtı ise en az sanatının çıkışı kadara konuşuldu. Profesör Özgür Demirtaş: “Yıldız Hanım, bilmediğiniz konularda konuşmayın. Sizin bu konuda konuşmanız, karga sesli birinin sizin şarkılarınızı söylemeye çalışmasına benziyor” dedi.
Bakalım Yıldız Tilbe ne diyecek?
HASTANEDE “PEÇETENİ GETİR” UYGULAMASI
Bir okuyucumuz fotoğraflayıp mesaj atmış. Konu şu; Manisa CBÜ Hafsa Sultan Hastanesi Kardiyoloji Polikliniği (EKO) kapısında “EKO’ya gelen hastaların peçete getirmesi rica olunur” yazıyormuş. Vatandaş fotoğraflamış ve eleştirmiş; “Akıllara ziyan uygulama. Milletten para alıyorsun ama bir top havlu kağıdı vatandaşın hizmetine sunamıyorsun. İşin yoksa kantini ara. Bir peçete almak için yaşlıları o kadar yolu yürüt.” diye de tepki göstermiş. Elçiye zeval olmaz. Ben de sorunun çözümü adına yetkililerin bilgisine sunuyorum. Eminim en kısa sürede daha mantıklı bir çözüm bulunur.
TEMELSİZ EVLER
Geçen gün İstanbul’da bir bina toprak kayması sonucu yıkıldı ya. O görüntüleri izlerken evin altındaki torağın kaymasıyla temelinin olmadığını fark ettim. Ev üç katlı planlanmış sonra üzerine iki kat daha çakmışlar. Ama temel falan yok.
Binanın yıkılmasını hayra yorum çünkü hiç olmazsa içi boşaltıldı.
Yazık…
17 Ağustos Depremini hatırlayan yok…
CHP SEÇİME BÖYLE GİRERSE…
CHP’de kurultay yapılması için malum gelişmeler yaşanırken CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, “Tabanının yüzde 80’ninin değişim istediği bir yerde siyaset yapılamaz. Yapılsa bile başarılı olunması imkansız” demiş. Yani şunu demek istiyor Sayın Balaban; “Değişim olmadan, kurultay sorunu çözülmeden seçime gidersek vay halimize…”
KIRKAĞAÇ KAVUNUNA RAKİP ÇIKMIŞ
Adı Altınbaş kavunu. Karaoğlanlı’da yetişiyormuş. Kırkağaç kavununa rakipmiş. Yahu kardeşim Kırkağaç kavununa zaten yeterince rakip var. Bir sürü sahte cins kavun Kırkağaç kavunu diye millete kakalanıyor. Şu Manisa sınırları içinde niye hep kendi ayağımıza sıkıp dururuz, anlayamıyorum.
Kıkrağaç kavununa rakip olmasın, Karaoğlanlı’nın markası olsun, o da kendi tadıyla satılsın.
Daha tatlı olmaz mı?
SULAMA KANALINDA DEĞİL KENTPARK’TA SERİNLE
Manisa Büyükşehir Belediyesi’nden Kentpark’la ilgili bir haber geldi. Atatürk Kent Parkı’nda yer alan fresh parkta çocuklar çılgınca eğleniyor. Kova kova sular dökülüyor başlarına. Çok eğlenceli. Geçen yıl yeğenlerimi oraya götürmüş, onlar eğlenirken kovaların altına girip ıslanmamak için zor tutmuştum kendimi.
Bu yıl da alandan güzel görüntüler geliyor. Ama tuhaf da bir durumu anımsattı bana. Serinlemek için sulama kanalında ölen çocuklar var Manisa’da. Süs havuzlarında olası bir elektrik akımına kapılma riskiyle karşı karşıya olan çocukların durumu var.
Kentpark’ta böyle eğlenceli bir oyun alanı varken ve herkese de yetecek büyüklükteyken neden bu ölümcül tezatı yaşıyoruz. Haberi “Sulama kanalında değil Kentpark’ta serinleyin çocuklar” diye servis ettik. Belki ufak bir faydamız olur diye düşündük. Çünkü hiçbir çocuk, ölüm oyunu oynadığını bilmez. Çocuklar masumdur. Ve Kentpark en azından sulama kanalında yüzen çocuklar için çok daha eğlenceli bir alternatiftir.
Bunu onlara anlatmamız lazım ama önce büyüklere… Zor olan da bu ya!