TAŞ DEĞİL KİRAZ LAZIM…

Abone Ol

Manisa ilginç bir eyleme sahne oldu. İlginçliği şu; Herkes taş ocağının yapılmasına karşı. Yani iktidarı, muhalefeti, sivil toplum örgütleri, kamuoyu... Ben şu ana kadar bir kişinin “Bu taş ocağının yapılması iyi olur” dediğini duymadım.
Taş ocağının yapılmaması noktasında herkes hemfikir.  
O zaman nerden çıktı bu taş ocağı fikri?  
Olayı önce özetleyelim; Sancaklıkayadibi ve Sancaklıuzunçınar mahallelerine bir çimento firması tarafından taş ocağı kurulması için girişimler, çalışmalar başladı. Sancaklıbozköy, Sancaklıiğdecik, Sancaklıuzunçınar, Sancaklıçeşmebaşı ve Sancaklıkayadibi mahallelerinde halk haklı olarak ayaklandı. Tabi bu ayaklanma sağduyulu bir tepki, bir derdini anlatma hareketi. 
Burada önemli olan Ak Parti’nin tavrıydı. Çünkü bir taş ocağı kurulacaksa onay makamı Ankara. Bu işin oluru hükümetten geçiyor.  
Beş mahallenin muhtarı önce konuyu Şehzadeler Belediye Başkanına götürdü. Ömer Faruk Çelik sorunun sonraki aşamalarını çok iyi tahlil etti. Bu sürecin sonunun nereye varacağını iyi hesapladı. Çünkü bölge kirazın en erken yetiştiği yer. Çok verimli topraklara sahip. Taş ocağının bölgenin verimli kimyasını bozmayacağını kimse garanti edemezdi.  
Konu Ak Parti MKYK Üyesi Murat Baybatur’a götürüldü. Baybatur muhtarların gönlüne su serpen bir açıklama yaptı. Bölgeye taş ocağı yapılması durumunda meyveciliğin biteceğini ve buna müsaade etmeyeceklerini söyledi. 
Tabi gelişmeler devam etti. Sancaklı Kayadibi Mahallesi'ne taş ocağına tepkilerini dile getirmek isteyen halk mahalle meydanında toplandı. 
Köylülerin yanı sıra eyleme siyasiler de katıldı. Mahalle sakinlerinin gerçekleştirdiği eyleme CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, CHP İl Başkanı Semih Balaban, Manisa Baro Başkanı Ümit Rona, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Kavas, Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, CHP Şehzadeler ve Yunusemre ilçe başkanları ile çevre bölgedeki muhtarlar oradaydı. 
Yani CHP’li vekiller ve başkanlar ile Ak Partili belediye başkan yardımcısı, Manisa’nın menfaatleri için aynı eylemde yan yanalar. Valla bravo. Ne kadar samimiler bilemem. Ama aynı meramı dile getirmek için köylünün yanında olmaları anlamlı. 

Neresinden bakarsanız bakın tuhaf da bir durum var. Taş ocağı açmak için Türkiye’nin en verimli toprakları neden seçilir? 

İşin can alıcı noktası şu; 
Eğer Manisa Ak Parti bu işe karşı çıkmakla yetinirse faturası ağır olur.  Özellikle Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik zor durumda kalır. Çünkü halk bu taş ocağını yaptırmaz. 
Yani Ak Parti’nin karşı çıkması yetmez. Engellemesi lazım. Konuyu hızla kapatması lazım. Aksi halde konu uzadıkça lastik gibi çeken çok olur. 
Ayrıca taş değil kiraz lazım bize. 
Erkenci kiraz kırmızı çizgidir artık! 

BUSENAZ İNŞALLAH LİNÇ EDİLMEZ 

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda boksta kadınlar 69 kiloda Busenaz Sürmeneli, altın madalya kazandı. Karşılaşmayı izlerken büyük gurur yaşadık. 
Busenaz çok set ama bir o kadar da duygusal bir kişiliğe sahip. Maç sonrası İstiklal Marşımız okunurken gözyaşlarını tutamadı. O an emininim milyonlarca kişi de ekran başında ağlıyordu. 
Karşılaşma sonrası duyguları sorulan Milli Sporcu, 2013 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a verdiği sözü hatırlattı ve şu cümleleri kurdu: "Sayın Cumhurbaşkanım ile görüştüm. Ona bir söz vermiştim, altın madalyayı alıp size hediye edeceğim diye. Bu madalyayı ona armağan ediyorum. Bakanımız her maçımızda yanımızdaydı, çok teşekkür ediyorum. Kulübüm Trabzonspor'a çok selamlarımı iletiyorum."  
İzlerken eyvah dedim. İnşallah bu samimi ifadeleri nedeniyle Busenaz linç edilmez. 

HER FELAKET ÖNCEKİNİ ARATIYOR 

Son yangınlar başladığından bu yana farkındaysanız korona salgını geri planda kaldı. Yangınlar bir numaralı gündem maddemiz oldu. Gerçi korona durumu kıskanırcasına birinci sıraya gelmek için var gücüyle yayılıyor yine.  
Yazın ortasında yaşanan sel felaketleri. Bir yanda susuzluk bir yanda sel!   
Bize bundan sonra pek rahat yok, o kesin. Dünyanın dengesi bozuldu artık. 
Ama bizdeki felaketlerin sonrasında yaşananlar daha acı, daha düşündürücü. 
Salgın, deprem, sel, yangın… Ve her felaketin ardından yaşanan ayrışmalar, kamplaşmalar, siyasi kavgalar. 
Acımızı bile yaşayamaz olduk. 
Ne olacak bizim bu halimiz…