Haberler

TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Erkan Akçay'dan önemli açıklamalar

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "20'nci yüzyılın başında emperyalizmin düzenine karşı en büyük başkaldırı ve başarıyı destanlaşan bir mücadeleyle Türk milleti elde etmiştir. Bugünkü değişim anaforunda da benzeri bir hakikat saklıdır. İnsanlığın yeni yüzyılda yeni bir akla, yeni bir düzene, huzura ihtiyacı var. İşte bu nedenle 'Türk Yüzyılı' diyoruz, 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz” dedi.

Abone Ol

TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri başladı. Genel kurulda konuşan MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay, dünyanın aklını ve düzenini kaybettiği bir zamanda olduklarını söyleyerek, “Her bir kıtada irili ufaklı onlarca çatışma, savaş ve iç savaş yaşanmaktadır. Sadece ülkemizin çevresinde iki büyük savaş var. Yüzyıl önce işgal ettikleri topraklarda ellerindeki cetvellerle ülkelere sınır çizenler, şimdi buralara toplum mühendislerini, ajan provokatörlerini, vekâlet savaşçılarını gönderiyor. Yeniden bir hesaplaşma çağı başlamıştır. 20'nci yüzyılın başında emperyalizmin düzenine karşı en büyük başkaldırı ve başarıyı destanlaşan bir mücadeleyle Türk milleti elde etmiştir. Bugünkü değişim anaforunda da benzeri bir hakikat saklıdır. İnsanlığın yeni yüzyılda yeni bir akla, yeni bir düzene, huzura ihtiyacı var. İşte bu nedenle 'Türk Yüzyılı' diyoruz, 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz” dedi.


Akçay, Türkiye ekonomisinin dört yıl boyunca kesintisiz olarak 17 çeyrektir büyüdüğünü hatırlatarak, “2023 yılında milli gelirimiz 1 trilyon 130 milyar, kişi başına düşen milli gelirimiz ise 13 bin 243 dolar seviyesine yükselmiştir. Bu yıl sonunda ise 1 trilyon 330 milyar dolarlık milli gelirle, kişi başına düşen gelirin 15 bin 500 doları geçmesi hedeflenmektedir. Para politikasında etkin bir dezenflasyon stratejisi yürütülmüştür ve 2024 yılı itibarıyla bu süreç hızlanmıştır. Ekonomik büyüme dengelenmiş, istihdam artışı sürdürülmüş, cari işlemler açığı azaltılmıştır. İyileşen Merkez Bankası rezervleri ve azalan risk primi ile finansal istikrar güçlenmiştir. Risk primi düşerken kredi notu artmış ve gri listeden çıkılmıştır. Ülkemize dış kaynak girişi artmıştır. Böylece Türkiye, 2022 yılında 19'uncu sırada olduğu küresel ekonomiler arasında 2023 itibarıyla 17'nci sıraya yükselmiştir. Satın alma gücü paritesine göre ise dünyada 11'inci, Avrupa'da 4'üncü büyük ekonomi konumundayız. Büyüme oranımız 2024 yılının ilk yarısında yüzde 3,8; üçüncü çeyrekte ise yüzde 2'dir. Sabit sermaye yatırımları bu dönemde yüzde 4,7 artarak ekonomik büyümeye 1,2 puan katkı sağlamıştır. 2023 yılı istihdamımız 880 bin kişi artmış, 31 milyon 632 bine yükselmiştir. İşsizlik bir puan azalarak yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2024 yılının ilk yarısında ise istihdam 1 milyon artarak 32,6 milyonu aşmıştır. Eylül 2024 itibarıyla istihdam oranı yüzde 49,7; iş gücüne katılım yüzde 54,4; işsizlik oranı ise yaklaşık 1 puanlık düşüşle yüzde 8,6 olarak gerçekleşmiştir. Alınan makro tedbirler sayesinde 2023 yılının ikinci yarısından itibaren Türk lirasında istikrar sağlanmış ve kur geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisi önemli ölçüde azalmıştır” ifadelerini kullandı.


"Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın bütçesinin geçen sene olduğu gibi bu yıl da en büyük payı eğitime ayrılmıştır"


MHP Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç da, “Cumhur İttifakı'nın dik duruşuyla desteklediği Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın bütçesinin geçen sene olduğu gibi bu yıl da en büyük payı eğitime ayrılmıştır. Eğitimin niteliğinin daha da artırılması isteği bütçede de apaçık görülmektedir. Eğitimin niteliğinin artırılmasındaki en önemli ölçüt de hiç kuşkusuz öğretmenlerimizin özlük haklarının ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi, maddi ve manevi beklentilerinin mümkün olan en üst seviyede temin edilmesidir. Sorunsuz öğretmen sorunsuz eğitim, huzurlu öğretmen huzurlu öğrenci ve aile demektir. 2025 yılı bütçe teklifi, 2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ile 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda yer alan makroekonomik hedef, politika ve önceliklere uyumlu olarak hazırlanmıştır. Bu kapsamda ödenek tutarlarının tahsisi, yatırımı, üretimi, istihdamı artıracak; 6 Şubat depreminin yaralarını saracak; eğitimde fırsat eşitliğini, kaliteli sağlık hizmetini, kadın ve gençlerimizin önünü açacak; çalışan ve emeklilerimizin yaşam standardını yükseltecek; muhtaçlarımızı sosyal koruma şemsiyesi altına alacak bir anlayışla hazırlandığından şüphemiz yoktur. Eğitim bir milletin yegâne kimlik kaynağıdır. Bir milletin kimliği, gelişmişlik düzeyi, ekonomisi, hayat standartları eğitim düzeyiyle eşdeğer seviyededir. Eğitim politikalarının temel amacı, Türk milletine mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevi ve kültürel değerlerimizi özümsemiş, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı yüksek, yeni gelişmelere açık, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, girişimci, demokrat, kültürlü, erdemli, inançlı ve milliyetçi nesillerin yetiştirilmesidir. Temel eğitimin 'her Türk vatandaşının hakkıdır' düsturuyla ayrım gözetilmeksizin herkese açık olması, genellik ve eşitliğin gereğidir. Nitekim, atılan kararlı adımlar ve uygulanan doğru politikalar sayesinde eğitimde fırsat eşitliği sağlanmış, kız öğrencilerimizin oranı erkek öğrencilerimizi geçmiştir. Eğitim sistemi, çocuklarımızın hayatının her alanında Türk milletine değer kazandıracak, onu geliştirecek ve kalkındıracak bir donanıma sahip olmalı, bilgi toplumunun gerektirdiği beceriler ile uluslararası rekabet yeteneğine sahip, teknoloji kültürü gelişmiş insan gücü olmasını sağlayacak şekilde yapılandırılmalıdır.”