Trafik polisi denetlemezse insanlar ölür!
Şimdi bunları neden yazma gereği duydum? Aslında daha önceden de defalarca yazdım. Bir çözüm olmayacağına eminim. Havanda su dövdüğüme de eminim. Ancak bu başı boşluğun bu denetimsizliğin gittikçe normalleşmesi çok tehlikeli sonuçları doğurmaya başladı. Mesleğim gereği sembolik de olsa veya dertleşme babında da olsa gördüklerimi yazmakla mükellefim.
Öncelikle şunu söyleyeyim. Ülkemizde ve özellikle Manisa'da FETÖ operasyonları nedeniyle birçok kurumda olduğu gibi Emniyet Müdürlüğünde de personel sıkıntısı yaşanıyordur. Belki personel azlığına bağlı olarak trafik polisleri yeterince denetim yapamıyor olabilir.
Veya başka nedenler vardır. Hatta belki de ben yanılıyorumdur, trafik çok sıkı denetliyordur ancak buna rağmen Manisa'da isteyen istediği yere, duraklara, kaldırımlara ve engelli rampalarının önüne aracını park ediyordur!
Ama ortada bir gerçek var. Denetim hayat kurtarır! Denetim olmazsa insanlar ölür! Bu abartılı bir tespit değil gerçeğin taa kendisidir.
Trafikteki sorunlar sıradan şehir sorunları değildir. Trafikteki başıboşluk daha sonra telafi edilemez sonuçlara gebedir.
Çok net bir örnek vereyim. Manisa motosiklet sayısının en yüksek olduğu illerden biri. Motosikletlerde kask denetimi yapılmadığı için ya da düzenli yapılmadığı için son bir kaç ay içinde kaç genç öldü kim bilir? Birkaç tanesini haber olarak önümüze düştüğü için biliyoruz. Ama daha geride bizim duymadığımız bilmediğimiz ne kazalar var. Hani diyoruz ya eğitim şart. Ben buna katılmıyorum. Otoriteyi sağlamazsanız profesörü de öğretmeni de işçisi memuru da yani cahili de cahil olmayanı da getirir durağa arabasını park eder.
Avrupa ülkelerinde yaşayan arkadaşlarım var, anlatıyorlar. Mutlaka duymuşsunuzdur ne kadar kuralcı olduklarını. Herhalde Avrupa'nın eğitim düzeyini tartışmamıza gerek yok. Eğer sadece eğitimle olsaydı bu işler Avrupa'da trafik polisleri bu kadar sıkı bir şekilde kuralları uygulatmazdı. Almanya'da trafikte yapılan hatalara asla müsamaha edilmiyor, anında ceza kesiliyor. İskandinav ülkelerinde yine aynı. Bu toplumlar eğitim konusundaki sorunları aşmışlar. Ama sıkı bir şekilde denetleniyorlar. Çünkü devletin görevi denetlemektir. Devlet otoritesini hissettirmezse boşluğu hemen başkaları doldurur.
Manisa genelinde bu otorite boşluğu özellikle trafikte hissediliyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Çünkü trafikte otoriteyi kaybederseniz sonuçları ağır oluyor.
Diyeceğim şu;
Emniyet Müdürlüğü gerek trafikte gerekse diğer alanlarda kesinlikle meydanı boş bırakmamalı. Manisa'da geçmiş dönemlerde işler biraz gevşeyince şehrin ne duruma geldiğine şahit olundu. Vur deyince öldürmeden ama kararlı bir şekilde trafik polislerinin trafiğin içinde olması ve otoriteyi sağlaması şarttır.
SIFIR KALDIRIM SON ÇARE
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün 2009 yılından bu yana belediye başkanlığı yapıyor. Bugüne kadar kaldırım işgallerine göz yumdu. Çünkü bu sorun hatırlarsanız Bülent Kar'ın çok başına ağrıtmıştı. Ergün bu soruna çok bulaşmadı. Ama iş öyle bir hal aldı ki sorunu görmezden gelmek artık mümkün olmayan bir duruma dönüştü. Ve 2007 yılındaki sınırlara bir anda geri dönüverdik.
Geçtiğimiz günlerde Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hasan Geriter yanında 15 oda başkanı ile birlikte Cengiz Ergün'e çıktı. Sıfır kaldırım işgali uygulamasının biraz gevşetilmesi ne istediler. Ancak bu konuda Ergün'ün geri adım atmaya hiç niyetinin olmadığını biliyorum. Çünkü 10 santime izin verse bazı esnafların bunu abartıp önce 20 sonra 40 sonra 1 metre sonra da kaldırımı tamamen kapatacağını biliyor.
Bu arada sıfır kaldırım işgali uygulamasını başlamasındaki asıl etken Ergün'ün yaptırmış olduğu anket. Sıfır kaldırım işgali için müthiş talep var. İnsanlar kaldırımda yürümek istiyor.
Geldiğimiz duruma bakar mısınız? Ricacı oluyor vatandaş.
Neden?
Kaldırımda yürümek için!