Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Partisinin yeni yol haritasını açıklayan Özel, "Bugün bu kötülüğe, gözü dönmüş adaletsizliğe karşı demokrasiyle geldiği koltuğu kötülükle, şiddetle bırakmamak istemeyenlere karşı yeni yürüyüşün ilk günüdür" dedi.
Partisinin bugünden itibaren sandık görevlileri, sandık güvenliği ve Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için çalışmalara başlayacağını anlatan Özel, partisinin adayını üyelerin belirleyeceğini kaydetti. Özel, "Cumhurbaşkanı adayımızı, Atatürk'ün partisine kayıtlı 1,6 milyon üyesiyle belirleyeceğiz. Bugün çağrı yapıyorum. Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme sürecine katılmak istiyorsanız, partimize katılın" diye konuştu.
Özel, konuşmasının ilk bölümünde partisinin sindirilmek, susturulmak istendiğini ancak buna rağmen CHP'nin yoluna kararlılıkla yürüdüğünü söyledi. Devamla Özel, DEVA Partisi’nden istifa eden Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf'ın CHP’ye katıldığını duyurdu.
KARTALKAYA'DAKİ YANGIN FACİASI
Devamla Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de çıkan ve 78 yurttaşın yaşamanı yitirdiği yangın faciasına değinen Özel, parti olarak soruşturma sürecinin şeffaf yürütülmesinden yana olduklarını vurgulayarak, "Biz sorumlular kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, görevi, makamı, mevkii ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına tarafız" dedi.
Görevlendirilen 7 kişilik bilirkişi heyetinin raporunun değiştirilmek istendiğini söyleyen Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a da tepki gösterdi. Özel, "Kendi şahsi onurlarına, mesleki onurlarına sahip çıkan bilirkişiler, 7 kişi bu imzayı dedikleri gibi atmayınca o zaman görevden el çektirildiler. Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir" diye konuştu.
Gezi Parkı soruşturmalarına değinen Özel, "O gün Gezi'de olan ama bugün Saray'a yanlayan kimseden hesap sorulmuyor. Gezi'ye gidenlerin o günkü tavrı değil bugünkü tavrı sorgulanıyor" dedi.
Özel'in açıklamaları şöyle:
"Kartalkaya'da 78 canımızı kaybettik. Hepimizin yüreğini dağlayan bir süreçte ne ne partiye katılım ne de grup toplantısı düşünebilirdik. Tereddüt etmeden toplantımızı iptal ettik. Grubumuzu Kartalkaya'ya gönderdik. Biz de Kartalkaya'ya doğru hareket ettik. Rakamın 70'in üzerinde olduğunu biliyorduk ama yetkililer açıklasın dedik. Biz bunu öğrendikten saatler sonra gerçek rakamlar açıklandı. Neyi bekliyorlardı?
Malesef resmi açıklama için başka bir partinin Ankara'daki kongresinin bitmesinin beklendiğini öğrendik. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik.Can kaybını bilerek saatler sonra açıkladılar.
Bir telaş vardı. Ellerindeki karayı, kiri başkalarına bulaştırmaya, iftirayla hakaretle ellerini temizlemeye çalışanların telaşı... Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sorumlular kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, görevi, makamı, mevkii ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına taraftık, halen daha tarafız.
AK PARTİ DÖNEMİNDE VERİLEN BELGEYİ SERVİS ETTİLER
Meseleye başından beri böyle bakıyorduk, böyle bakmaya da devam edeceğiz. Ama bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar, yangından 36 saat sonra belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli, AK Parti döneminde verilen bir belgeyi servis ettiler.
Bolu Belediyesi diye kendi dönemlerinden, AK Parti Belediyesi'nin verdiği belgeyi bizim belediyemizi zan altında bırakmak için servis ettiler. Bu rezillikleri ortaya çıkınca bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu Anadolu Ajansı'nı hepimizin maaşlarını vergileriyle ödediğimiz TRT'mizi alet ederek yangın, otelin dışında, otelle bağlantısı olmayan 70 metrekarelik kafeteryayı yangının çıktığı ve Bolu Belediyesi'nin ruhsat verdiği lokanta diye anlatarak, servis ederek yeni bir algı operasyonuna giriştiler.
Anadolu Ajansı'nı tekzip etmek, TRT'yi kanununa göre doğru bilgiyle bilgilendirmek, düzeltme istemek zorunda kaldık. Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez.
Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın. Gerçek Bolu Belediyesi'nin geçen ay, bir ay önce dokuz kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir.
Kendi dönemlerinin verdiği onay belgesini bizim belediyemizi karalamak için belge açıkladılar. AA'yı, TRT'yi alet ederek başka bir alanı yanan yer olarak anlatarak algı operasyonuna giriştiler. Kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Gerçek, Bolu Belediyesi'nin 8 kriteri tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir. Gerçek alanın milli park olması nedeniyle yangın söndürmenin bile izne tabi olmasıdır. Sorumluluk bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığıdır.
"KORSANLIK FAALİYETİ YÜRÜTEN ADALET BAKANI'NDAN BAŞKASI DEĞİL"
Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Ve bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır. Bunların içinde yine de her seferinde söyledik. Varsa ihmali olan, eksiği olan, kanunen suçu olan diyemiyoruz ama açıkça düzenlenen her şeyi gözümüzün önünde görüyoruz.
Yine de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkenin adaletine onların görevlendirdiği bilirkişilerin şahsi ve mesleki namuslarına, onurlarına güveneceğimizi söyledik.
İşte 7 kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2,5 gün gece gündüz çalıştılar. Ellerinde resmi görevlendirme belgesi, jandarma tutanağıyla otele girdiler, otelde çalıştılar. Jandarma'nın gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını incelediler. Yangının 4. kattan çıktığını, nasıl yayıldığını, eksiklikleri her şeyi not ettiler.
Çıkan raporu kabul etmemişler. Dediler ki, 'Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesini ekleyin, yangının lokantadan çıktığını yazın.' O raporu ben aldım, ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım. Kendi şahsi onurlarına, mesleki onurlarına sahip çıkan bilirkişiler, 7 kişi bu imzayı dedikleri gibi atmayınca o zaman görevden el çektirildiler. Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.
Bu rapor kimsenin malı değildir ki ele geçirişimiz korsanlık olsun. Bu milletin malıdır, adaletin çalınmasına izin vermedik vermeyeceğiz.
"LANET OLSUN ÇIKARINIZA, DÜZENİNİZE, SARAYINIZA!"
Kültür ve Turizm Bakanı bir tv programına katıldı ve 21 kez 'Ben bunları bilmiyorum' yanıtını vermiş sonra Valiliğe bağlı olan Özel İdare'ye topu atmıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Özel İdare Sekreteri, Turizm Bakanlığı'na cevap vermiştir. İl Özel İdaresi'nin denetleme yetkisi yok, yetkili olan Turizm Bakanlığı'dır yanıtını vermiştir. Sayın Erdoğan hepimiz üzüldük ama bu iki bakanı da atayan sizsiniz. Yetkilendirdikleri şirketin 15 Aralık'ta denetlettiğiniz, yetki belgesi alınan otel cayır cayır yanıyorsa neyi bekliyorsunuz?
Normalde istifa etmesi lazım. Bütün ülke bunu bekliyor ama istifa etmiyor. Neden, 'Sağlık Bakanını istifa ettirdi mi bana istifa ettirecek' diyor. Bakın ağzından aktarıyorum. Siz de diyormuşsunuz ki 'Önümüzde büyük kongre var. Ondan sonra değiştiririz bu yangının yükü üzerimize kalmaz'. Yani şubatın sonunda bunu yapacakmışsınız. Lanet olsun çıkarınıza, düzeninize, sarayınıza.
"ANKETLERDE HALA BİRİNCİYİZ. BU SALDIRILAR O YÜZDEN"
İşte böyle günlerden geçiyoruz. Herkes tedirginlik yaşıyor. Partimiz, vatandaşları teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlar haline getiren partidir. Çok partili rejimin uygulayıcısıdır. Bu parti 47 yıl ikinci parti olarak da kalmıştır. AK Parti, 23 yıldır milleti yönetmektedir. 31 Mart 2024 seçimlerinde, 47 yıl sonra partimizi 1. parti, AK Parti'yi de 2. parti yaptı. 7 bölgede belediyesi olan tek partiyiz. Ayıptır Ege Bölgesi'ndeki 9 ilin 9'una da sahibiz.
CHP'nin bu başarısı bizim 1. parti olduğumuzu tastiklerken, 'gelin Anayasa'yı değiştirelim, İsrail bize saldıracak, Suriye'ye girdim zafere sevin, TRT sen de bunu köpürtmelisin' dediler. Dün Türkiye'de yapılan tüm anketleri bir bütün olarak değerlendiren ortalamada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi CHP, yine Türkiye'nin 1. partisi olarak çıktı. Tuzak kuran, silkele diyen, yürüyen işe çomak sokan bir anlayış söz konusudur. Silkelemeye çalıştığı doğalgaz desteğidir, süt desteğidir, yeni doğan paketimizdir. AKP milletin iradesinin yok saydı. Anketlerde hala birinciyiz. Bu saldırılar o yüzden.
GEZİ SORUŞTURMALARI
12 yıl önceki Gezi için soruşturma açılması kötücül bir akıldır. O gün Gezi'de olan ama bugün Saray'a yanlayan kimseden hesap sorulmuyor. Tamer Karadağlı'ya, Yavuz Bingöl'e kimse hesap sormuyor. Gezi'ye gidenlerin o günkü tavrı değil bugünkü tavrı sorgulanıyor. Size teslim olan sizden beter olsun korkaklar.
Bahçeli 15 Temmuz akşamı 'Halkın sokağa daveti Türk askeri ile muhtemel çatışma içine girmesi vahim bir tehlikedir' dedi. Bunu diyen Bahçeli sen mi sokakta hesap sordun?
Ekrem Başkanla yargının siyasallaştırılmasını eleştiren konuşmalar yaptık. Ekrem Başkan İstanbul Başsavcısına seslendi, soruşturma açıldı. Buradan bile ailesini araçsallaştırarak, alet ederek giyotinlik görevini sürdüren bir zihniyetler karşı karşıyayız. Cuma günü Ekrem bey ifadeye çağrıldı. İfadeye çağırılan İmamoğlu değil, demokrasi isteyen herkestir.
"ADAYI CHP ÜYELERİ BELİRLEYECEK"
Yeni bir başlangıç yapmanın zamanı geldi. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş partim görev verirse diye kurduğu cümlelere teşekkür ediyorum. Yeni bir takvimi başlatıyoruz. Güç zehirlenmesine, kötülüğe karşı bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerinin teker teker tespitine başlıyoruz. Sandığı korumaktan partimizin programını iktidar programına dönüştürmekten adayımızı belirlemeye uzanan sürecin ilk günündeyiz.
Şubat Mart ve Nisan aylarında hazırlıklarımızı tamamlayarak 2025 yılında sandık geliyor biz hazırız demek için çalışmalara bugün başlıyoruz. Sayıları 1 milyon 600 bine yaklaşan CHP üyesi cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz. Partiye kaydolan herkes cumhurbaşkanı belirleme sürecine katılacak."