İlk açıklama bugün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Bahçeli; "Parti olarak 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır." dedi.
Ardından Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Görüş farklılıklarımızın Cumhur İttifakı'na gölge düşürmesine fırsat vermemeliyiz. Yerel seçimlerde mademki 'Biz yolumuza' diyorlar, biz de 'Herkes kendi yoluna' deriz." diyerek yanıt verdi.
Her iki genel başkanın farklı salonlarda yaptığı açıklamaların en çok dikkat çeken ortak noktası neydi biliyor musunuz?
Salonlardaki alkış tufanı!
Cumhur İttifakı yerel seçimler için karşılıklı açıklamalarla bitiyor, milletvekilleri, partiler avuçları patlayıncaya kadar alkışlıyor. Adeta sevinç naraları atılıyor.
Sanki her iki parti mensupları da “Oh be bitti” dercesine seviniyor.
Bu görüntüler manidar.
Şu yazıyı okurken bile şöyle her iki liderin ittifakın bittiğine dair yaptıkları açıklamaların ardından neler yaşandığına bir bakın.
Hele Manisa…
Manisa’daki partililer bırakın oh çekmeyi nerdeyse Cumhuriyet Meydanı’na koşup kutlama yapacak.
Bugün sosyal medyada Ak Partili ve MHP’li arkadaşların paylaşımlarına bir bakın. Sağduyulu paylaşımlar da var ama çoğunluk memnun.
Peki bu normal mi?
Samimiyetle şunu söyleyeyim; Manisa’da her iki partinin mensupları çok sabırlı. Çünkü Manisa’da onca kavga gürültünün ardından barış pek inandırıcı değildi. Çünkü Ak Parti ile MHP arasında Manisa’daki mücadele 2009’da öyle bir başladı ki nerdeyse kaosa dönüşecekti. Çok çetin bir mücadeleydi bu. Mecliste defalarca tartışmalar hatta kavgaya varan olaylar yaşandı. Ve bu yaşananlara rağmen genel seçimlerde ittifak yapılmasına çok da güçlü bir itiraz olmadı. Manisa’da belli ölçüde oylar en azından korundu. Herkes çıkartabileceği milletvekili sayısını da buldu. Ancak yerel seçim takvimi yaklaştıkça homurdanmalar başladı, “nasıl olacak” soruları soruldu.
Şunu kabul etmeliyiz ki Cumhur İttifakı hiç kimsenin yüzde yüz içine sinmedi. Ancak bu iş birliği her iki partinin menfaatineydi ve hedefe de genel seçimlerde ulaşıldı. Mantıklıydı.
Tabi asıl üzerinde durmamız gereken detaya gelelim…
Mesela biraz neden-sonuç ilişkisi kuralım.
Cumhur İttifakı şimdilik rafa kalktı. Yerel seçimlerde ittifak olmayacak. Bunun görünen üç temel nedeni var.
Af Tasarısı ve Erken Emeklilik Teklifi.
Ama sorun bu ikisi değil.
Asıl kriz “Andımız” kararının ardından düşülen derin görüş ayrılığıyla başladı.
İşte Ak Parti ile MHP’yi farklı kutuplara iten asıl gerçek budur. Daha doğrusu ait oldukları kutuplara geri döndüren. Bugün Facebook hesabımdan şunu paylaştım: Fabrika ayarlarına geri döndüler. Bu kaçınılmaz son er veya geç yaşanacaktı.
Çünkü Ak Parti ile MHP, "Andımız" başta olmak üzere birçok temel meselede farklı düşünen partilerdir. Zaten geçmişte de her iki partinin en çok karşı karşıya geldiği sorun çözüm süreciydi. Ne zaman ki çözüm süreci çözüldü, o zaman Devlet Bahçeli yumuşadı. Şimdi yine benzer bir mevzu, yani "Andımız", yani şu Ne Mutlu Türküm Diyene” mevzusu söz konusu olunca hemen kılıçlar çekildi. Çünkü aynı şeyi düşünmüyorlar.
Nedenler bunlar…
Ya sonuç?
İki sonuç var. Biri yerel seçimlerle ilgili. Savaş baltaları bugün itibariyle çıkarıldı. Mücadele başladı. Herkes kendi adayını çıkaracak.
Yarış bundan sonra “el mi yaman bey mi” tadında olacak.
İkinci önemli sonucu ise meclisle ilgili.
AK Parti: 293
CHP: 146
MHP: 49
HDP: 67
İYİ Parti: 45
Meclisteki aritmetik ortada.
Ak Parti’nin meclisin yarısından bir fazla yapabilmesi için MHP’ye ihtiyacı var. Her ne kadar her iki parti de yerel seçim için ittifak bitti, Cumhur İttifakı devam edecek dese de durum farklı. Bu görüş ayrılığı biraz derin. Mesela “Andımız” mevzusu askıda kalacak bir mevzu değil.
Tüm bunlara rağmen Cumhur İttifakı devam eder mi zaman gösterecek. Ama devam etmezse bu durum yerel seçimler için çok bir şey ifade etmese de en yakın genel seçimde özellikle Ak Parti’nin aleyhine olabilir.
Buradan yola çıkarak şöyle bir tavsiyeye kimsenin yok demeyeceğini düşünüyorum. Barışmayı bilmiyorsanız küsmeyin. Özellikle Manisa’da “nasılsa ittifak bitti” deyip yerel seçimde karşılıklı suçlamalar, belgeler havada uçuşursa, ki ihtimal dahilindedir, Manisa’da bir daha ittifak sözcüğünü kimse ağzına alamaz. Alsa da kimse inanmaz. İnansa da kimse uygulamaz.
Hele seçmen asla…
Ve son bir soru: Danıştay’ın verdiği kararın ittifakı bitireceği veya ittifaka zarar vereceği kimin aklına gelirdi?