Geçen günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002 yılında tarımı 25 milyar dolardan aldık, 74 milyar dolar noktasına taşıdık" demişti.
Dolar cinsinden ifade edildiği için bu, çok ciddi bir değer yaratılmış gibi görünüyordu.
Ancak tarımla uğraşan kişilerin, bu değer artışından hak ettikleri payı alamadıkları gibi, fakirleştiklerini de yaşayarak görüyoruz.
Peki, gerçekten böyle bir değer artışı olduysa, tarımla uğraşan insanlar neden fakirleşti ve neden tarımsal üretimden çekildiler?
2002 yılında 25 milyar doların satın alma gücü neydi? Şimdiki 75 milyar doların satın alma gücü ne, karşılaştıralım. İncelediğimizde görüyoruz ki, 2002 yılındaki 25 milyar doların satın alma gücü, günümüzün 74milyar dolarının satın alma gücünden daha yüksek.
ABD Merkez Bankası (FED) verilerine göre, son 23 yılda doların satın alma gücü %93,4 oranında zayıflamış. Eğer ülkemizde her şey doğru gitmiş olsaydı, doların değer kaybından dolayı 2002 yılının üretim miktarı 25 × 1,934 = 48,35 milyar dolara eş değer olacaktı.
Uzmanlar, yanlış ekonomik müdahaleler ve doların baskılanması göz önünde bulundurulduğunda, dolar kurunun 60 TL ve üzerinde olması gerektiğini belirtiyor. Eğer 60 TL üzerinden hesap yaparsak:
60 - 37,8 = 22,2
(22,2 × 100) ÷ 37,8 = 58,73
48,35 × 1,5873 = 76,75 milyar dolar
Bu verileri yorumladığımızda, 2002 yılındaki 25 milyar doların satın alma gücünün, bugünün 76,75 milyar dolarına denk geldiğini görüyoruz. Yani 23 yılda, tarım teknolojilerindeki gelişmelere rağmen yaratılan değer artmamış, aksine gerilemiş.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, 74 milyar doları gururla açıklarken, yaratılan değeri büyük bir başarı olarak sundu. Oysa TÜİK verilerine göre, tarımda yaratılan değer 73 milyar dolar civarında ve 74 milyar dolar seviyesinde değil. Yani tarım sektörü, 23 yıl içinde yalnızca kayıplar yaşamış.
Bu verileri kim hazırlayıp sunduysa, Cumhurbaşkanı'nı yanıltmış diyebiliriz.
Gerçek tabloyu görmek için geriye doğru hesap yaparsak:
76,75 - 73= 3,75 milyar dolar kayıp
3,75 ÷ 1,934 = milyar dolar
8,67 ÷ 1,5873= 1,9389865564
2 milyar dolar
25 - 2 = 23 milyar dolar
Diğer maliyet artışlarının ve iklimin olumsuz etkileri işin bonus'u.
Bu şartlar altında köyde kalmak ve tarımsal üretim yapmak cesaret işi olmalı.
Yani 2024 yılında tarım sektörü, 2002 yılının satın alma gücüyle yalnızca 23 milyar dolarlık üretim yapabilmiş.
Oysa bilinen gerçek şu ki, Türkiye’nin tarım sektörü 120-130 milyar dolarlık değer yaratabilecek potansiyele sahip.
Doğru ürün deseni, çağdaş sulama yöntemleri, doğru lojistik, etkin tarımsal start-up ekosistemi, yeni üretim teknikleri ile desteklenmesi gibi unsurlar sağlanırsa, olası tarımsal hasıla 130 milyar dolar seviyesine ulaşabilir.
Bunu başaran bir yönetim alkış alır. Ancak kandırılanlar değil.
Son olarak, ekonomik bir kavram olarak enflasyon ve satın alma gücü arasındaki ilişkiye de değinelim:
Enflasyon, bir ekonomi genelinde mal ve hizmetlerin fiyat seviyesinde zaman içinde meydana gelen sürekli artış olarak tanımlanır. Bu durum, her bir para biriminin satın alma gücünü azaltır. Yani aynı miktarda para ile zamanla daha az mal veya hizmet alınabilir hale gelir.
Satın alma gücü, bir birim para ile satın alınabilecek mal veya hizmet miktarıdır. Enflasyon yükseldikçe, yani fiyatlar arttıkça, aynı miktarda parayla alınabilecek mal veya hizmet miktarı azalır.