Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, emekli maaşlarının seviyesine ilişkin iktidara tepki gösterdi.
Almanya ziyareti sırasında Türkiye'deki emekli maaşlarına ilişkin ifadeleri hakkında örnek veren Özel, "272 Euro maaş alıyor emeklimiz dedim, tercüme hatası sandılar, 'bir 0 eksik değil mi?' dediler. Türkiye’deki 272 Euro’luk emekli maaşının Almancaya tercümesi yok. Emeklimizi bu sefalete mahkum edenlere yazıklar olsun" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından partisine geçen Denizli'de konuştu.
Özel, pazar günü (28 Nisan) ataması yapılmayan öğretmenlerle Ankara'da bir araya geleceklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı, daha önce duyurduğu büyük emekli mitingi için ise tarih vermedi.
VİZE SORUNU MESAJI
"Bu vize sorunu çözülene kadar bununla mücadele edeceğiz. Steinmeier vize sorunu için söz verdi, çözeceğiz" diyen Özel "Almanya’daydım, 272 Euro maaş alıyor emeklimiz dedim, tercüme hatası sandılar, 'bir 0 eksik değil mi?' dediler. Türkiye’deki 272 Euro’luk emekli maaşının Almancaya tercümesi yok. Emeklimizi bu sefalete mahkum edenlere yazıklar olsun" ifadelerini kullandı.
31 Mart seçimlerinin yeni bir hat çizdiğini ifade eden Özgür Özel, şöyle konuştu:
Bu hat, CHP'ye unutulmuşun yanında durmayı, sesi olmayı ve lüzumsuz gündemlerle meşgul olmamayı getirmiştir. Seçim döneminde de demiştim, vatandaşın gündeminde olmayan şeylerle ilgilenmeyeceğiz. Ben kavgayı, emekliler, çiftçiler, esnaflar için vereceğim. Ben mücadeleyi gençlerimiz ve onların geleceği için vereceğim.
"ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERLE BULUŞACAĞIZ"
Pazar günü Ulus'ta atanmayan öğretmenlerle birlikte olacağız. Yakında ilan edeceğimiz, emekli mitingi ile emeklilerin sesini duyuracağız. Bundan sonra bu ülkeyi kurtarmak için hepimize önemli görevler düşüyor. Bundan sonra da nereye çağırılırsak oraya koşalım, hakkımızı söke söke alalım. Sokaktan çekinmeyen yepyeni, sonuç alan bir siyaset için yola çıktık.Ben atanmayan öğretmenin, staj, çıraklık mağdurlarının, emeklilikte kademe bekleyenlerin, emeği sömürülen, sendikal hakları ellerinden işçiler için mücadele edeceğim. Çıkacağım her kürsüde halkın sesi olacağım."
“DENİZLİ İTTİFAKI KURULDU”
Türkiye ittifakının Denizli’de kurulduğunu vurgulayan Özel, “Denizli’deki çok sevgili, uzun yıllardır mücadele veren sosyal demokratlar, CHP’liler, Denizli ittifakını kurdular. Milliyetçi demokratlarla, muhafazakar demokratlarla, Kürt demokratlarla, her görüşten olan, bu ülkenin vatanına, bayrağına saygılı olan herkesle el ele, omuz omuza Denizli’yle, Türkiye’nin nüfus olarak yüzde 65, ekonomi olarak yüzde 80’e yakınını, ödenen vergi açısından yüzde 87’sini kazandı CHP. Türkiye ittifakına, Denizli ittifakına minnettarız. Üzerine titriyoruz, titremeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Özel, şunları söyledi:
“KİMSEYİ AYIRMADAN ÇALIŞACAĞIZ”
“Bugün Sayın Başkan gelince nezaketle koltuğu teklif etti. Pek çok yerde görüyoruz. Siyasi partilerin liderleri geliyorlar, belediye başkanlarının koltuğuna oturuyorlar. Bu koltuğa bir kişi oturabilir. Denizlililer kimi oturttuysa o oturur. CHP’nin lideri olmak, siyasi partinin lideri olmak kamu görevi yapan birisinin partisinden seçilmiş olduğu için onun koltuğunu hak etmek anlamına gelmez. Bu koltuğa 5 yıl boyunca Denizlililer otur dedi. Kime dedi, Nuri Çavuşoğlu’na dedi. Bu koltuk onun koltuğudur. Biz illa Denizli’de bir koltuk ararsak, Ata’mızdan emanet Denizli İl Başkanlığı koltuğu bizim için hazırdır. Gider ve her zaman otururuz. Nuri Başkan bu koltukta oturdukça bütün Denizli’ye karşı sorumluluğu vardır. Oy veren ve vermeyen herkese karşı. Oy verenlere karşı olduğu kadar vermeyenlere karşı da sorumluluğu vardır. Oy verenlerin oyunu hak ettiği kadar, diğerlerinin oyunu ve desteğini kazanmak için mücadelesini sürdürecektir. Oy verenden, vermeyenden Allah razı olsun. Bundan sonra hizmet bütün Denizli’ye. Kimseyi ayırmadan, bütün Denizli’ye hizmet edecek. Kendisini biliyoruz. İl başkanlığı, parti meclisi üyeliği yaptığı süreçten, Denizli Büyükşehir’e aday arama sürecindeki mücadelesinden biliyorum. Son derece enerjik, çalışkan bir arkadaşımız. Denizli’nin de birikmiş sorunlarını hızla çözecek. Birikmiş ve kamuoyunda çokça konuşulan borçlarını ödeyecek. Hizmeti aksatmadan sürdürecek.”
“BU ÜLKEDE YOKSULLUK VE AÇLIK VAR”
“Bizim bugün için belediye başkanlarımızdan talebimiz 3 kademeli. Birincisi standart belediyecilik hizmetlerinin eksiksiz yerine getirilmesi. Onları biliyorsunuz. Vatandaşın belediyeden beklediği suyun akması, çöpün toplanması, sokakların temiz olmasıyla başlayan standart belediyecilik hizmetlerinde en ufak bir eksiklik ve aksaklık beklemiyoruz. O konuda çok şükür herhangi bir problemi de kendisi de öngörmüyor. Sonra, efendim vizyon projeleri. Efendim, büyük maliyetli çok konuşulacak büyük projeler değil. Önce bu memlekette, bu ülkede yoksulluk ve açlık var. Şimdi çalışıyoruz, genel başkan yardımcımız, belediyelerden sorumlu burada. Genel sekreterimizle önümüzdeki hafta belediyelerimize bir israfa karşı tasarruf genelgesi yayınlayacağız. Bu konuda Denizli’ye elbette sözün vardı. İlk geleceğim illerden olacak demiştim.”
“SÖZÜMÜZ VARDI”
“Buranın elbette sözümüz vardı, hediyemiz vardı. Kendi söz verdiğimiz motora binecek ve geleceğiz demiştik. Bana arkadaşlar diyorlar ki efendim bir aksilik olur, motordan düşersiniz. Liderlik algısına zarar verir. Bizim liderlik algımızın temel taşı şudur, verdiği sözü tutmak. Ben bugüne kadar verdiğim her sözü tuttum. Başkan üzülmüştü, bizim arkadaşlar dedi ki başkan yolcu etsin ama başkan kendisi motora binmesin. Bir aksilik olur, sıkıntı olur. Başkana dedim, bizim liderlik özelliğimiz verdiğimiz sözü tutacağız. 100 bin, 80 bin Denizlilinin önünde demişiz. Kazan belediyeyi, bineceğiz motora birlikte gideceğiz, birlikte geldik. Şimdi buranın önemli bir özelliği daha var. Geçen hafta bütün Türkiye buradaki başkanın lüzumlu görmediği aracı gördü. Bu ne demek? İhtiyaç varsa alınır, ihtiyaç varsa mutlaka hizmet görülür. Ama israf olmaz, önüne gelene makam aracı olmaz. Önüne gelene araç tahsisi olmaz. Başkanın başlattığı meseleyi bütün Türkiye’de önemli bir genelge ile belediyenin her kademe hizmetinde israfın ve savurganlığın önüne geçeceğiz. Birinci hedef standart hizmetler, beklenen belediyecilik hizmetleri aksamadan sürecek. İkinci, sosyal projeler yapılacak. Yoksula, emekliye, bu belediyeden acaba bir şey gelir mi diyen herkese değecek projeler yapılacak. Ondan sonra, bunların hepsi tamamsa, artık insanlar her şeyden memnunsa, şaşalı projeler yapabiliriz. Vizyon projeleri yapabiliriz. Ama o üçüncü kademedir.”
“DENİZLİ’NİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEĞİZ”
“Başkanım ve Denizli halkı, evet Denizli’de her şey yolunda dedikten sonra en ilerisini de yaparız. Tabi bu şu demek değil, standart hizmetler ve sosyal belediyecilik dışında efendim konserler, kitap fuarı, kültürel etkinlik olmayacak mı? Elbette olacak. Onlar da çok önemli. Ancak yüksek maliyetli ve insanlar yokluk ve açlık çekerken, yahu buna para buluyor. Biz burada açız deniyorsa o bizim işimiz değil. Bizim bütün başkanlar olduğu gibi Nuri Başkandan beklentimiz de o. Kendisi ile yaptığımız görüşmelerde de kendisinin de perspektifinin bu yönde olduğunu görüyoruz. Sadece Nuri Başkan değil burada çok sayıda belediye başkanımız var. 31 Mart’ın vatandaştan teveccüh görmüş demokrasi kahramanlarıdır onlar. Ben hepsine başarılar diliyorum. Büyük bir işbirliğine ihtiyaç var. Büyükşehrin yetkileri, imkanları, ilçe belediyeleri ile birlikte ortak projeler noktasında son derece önemli olacak. Biz Denizli’de üzerimize düşeni yapacağız. Belediye başkanlarımızla, örgütümüzle, milletvekillerimiz, Meclis Başkanvekilimiz Gülizar Hanım burada, çok değerli milletvekilimiz, iş dünyasından gelen milletvekilimiz çok önemli bir çabanın içinde. Hep birlikte genel seçimlere giderken birlik ve beraberlik halinde. Örgütümüz, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımız ve bütün Denizli ile birlikte Denizli’nin yüzünü güldüreceğiz. Denizli’nin yüzünü güldürecek ekip buradadır. Karşımdadır. 4 tanesi. Arkamdadır geri kalanı. Hep birlikte büyük bir başarı elde edeceğimizi ümit ediyorum. Denizli ve başkanıma hayırlı olsun. İyi günlerde hep birlikte Denizli’nin yüzünün güldüğü günleri görelim inşallah.”
“BİZ BUNU 2019’DA DA YAŞADIK”
Özel daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Özel, Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin AKP yönetiminden kalan borcuna ilişkin soruya verdiği yanıtta şu ifadeleri kullandı:
“Denizli’deki borç zaten kamuoyunca malum. Balıkesir ve Denizli birbiri ile yarışıyor, en yüksek borçlu belediyeyi devralmakla. Ama bir özelliği var bu belediyelerin. Biz bu belediyeleri AKP’nin başta büyük iddialarla başladığı ve genel iktidara taşınması noktasında da yerelden elde ettikleri başarılarla başladığı ama sonra rant ve israfa savruldukları belediyecilik anlayışından teslim aldık. Biz bunu bir önceki dönemde 2019’da yaşadık. En basitinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şimdi resmi raporlarla ortada. Son 5 yıldan önceki 5 yıla göre yarı kat harcama ile iki kat fazla hizmet yapmış. Dört kat fark var. Bunun biri gerçek harcama, üçü israf ve yandaşa rant devşirmeden kurtulmaktan kaynaklanıyor. Hesap böyleyse işimiz kolay. Her yerde böyle arkadaşlar. Daha dün, başkan dedi ki sinek ilaçlaması yapılması mevsimi geldi. Denizli için önemli. Geçmiş dönemdeki maliyet 4 trilyon herhalde. Sadece kiralama sözleşmesi yapılmış. Yarı fiyatına aletleri de aldım diyor, ilaçları da aldım diyor. İlaçlamayı yaptık diyor. Bu senenin maliyeti iki senede o bütün maliyetler çıkıyor. Araç ve gereç yanına kar kalıyor. Sonra da bedavaya yapıyorsun. Yoksa şöyle bir şey yapıyor olabilirdik. Aman başkanım bizim filanca yerde ilaçlama şirketi var arkadaşların, ihaleyi AKP’den al, hatta bir de üstüne artırım olacak. Onu da koy. Ver bizim arkadaşların şirketine, filanca yerdeki CHP’li şirket gelsin, burada aynı paraları kazansın. Sonra bu paranın bir miktarını da partiye verir. Öyle bir şey yok arkadaşlar. Ne yaptı, ilaçlama ile ilgili altyapıyı satın aldı. Kimin oldu, Denizli’nin oldu. İlacı alıyor. Koyuyor ve atıyor. Makinalar da bize kalıyor, maliyet de yarısına düşüyor. İşte CHP’nin belediyecilik anlayışı bu.
“BUNUN ADI CHP BELEDİYECİLİĞİDİR”
O yüzden halkçı belediyecilik yapılınca, israftan kaçınılınca ve bir de kamu kaynaklarını yandaş şirketlere aktarma niyeti yerine Denizli’ye harcama niyeti olunca o işler kolay. Tabi bir rapor hazırlıyoruz. Bu raporda belediyelerimizin borçları, toplam borcu, nerelere olduğu, bunun nasıl yönetileceği konusunda da bir çalışmamız oluyor. Önümüzdeki hafta tahmin ediyorum Sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştüğümüzde de yerel yönetimlerle ilgili başlık altında bunu da değerlendireceğiz. Çünkü sonuçta Türkiye ekonomisinin yüzde 80’inin bulunduğu belediyeleri yönetiyoruz. Oralardaki harcamalar, aksaklıklar, geçmişteki israflar sadece bizim konumuz değil. O konuyla ilgili de gerekli görüşmeleri yapacağız. Kendi pratiğimizden biliyoruz. AKP ve MHP’den borçla aldığımız belediyeleri bu dönem sonunda başkanlarımız borçsuz noktalara getirdiler. Ya da çok makul ve olması gerektiği kadar dönen bir borç haline getirdiler. Biz 5 yılda batmış belediyeyi borçtan kurtarıp, makul bir borcun döndüğü ve hizmetlerin çok daha yüksek görüldüğü hale getiriyoruz. Bunun adı da CHP belediyeciliğidir. Denizli bu anlamda doğru karar verdi."