Topalak köyü Bigadiç ilçesine 40 km mesafededir.
Barak Baba’nın ve isimlerini öğrenemediğim bazı mezarların bulunduğu türbe Topalak köyüne yaklaşık 1 km mesafede.
Topalak köyünden türbeye kadar yol toprak. Köye gittiğimiz anda yağmur ve kar yoktu. Ancak yol çamur ve kaygandı. Arabayla güç şartlarda ulaştık türbeye.
Topalak köyünün girişinde tanıştığımız 60 yaşındaki Aliye Soydaş bizlere mihmandarlık etti. Anadolu insanın bütün güzelliklerini yaşatmaya devam eden bu insanların üzerinde Barak Baba’nın etkisi ve engin hoşgörüsü hala devam ediyor.
Barak Baba’nın kayıtlara göre Sarı Saltuk öğrencisi olduğu, Kula Emre köyünde meftun Tapduk Emre’nin hocası olduğunu biliyoruz.
Barak Baba’nın Kütahya, Balıkesir ve Manisa üçgeninde yer alan tekkesi günümüze kadar gelmemiş olsa da burada yetiştirdiği yüzlerce öğrencisini değişik köy ve kasabalara göndermiş Türklerin yetişmesinde, milli kimliklerinin korunmasında önemli görevler üstlenmiştir.
Barak Baba’nın Horasan dervişlerinden olduğu ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin verdiği görev üzerine türbesinin bulunduğu Topalak ve İğciler köyü yakınlarındaki mekânı kurduğu bilinmektedir. Yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir.
Topalak köyünde anlatılan rivayetlere göre İğciler ve Topalak köyleri arasındaki Barak Baba Türbesinin bulunduğu bölgenin ilk Türkleşme döneminde adının Baraklı olarak adlandırılması tesadüf değildir. İğciler ve Topalak köylerinin Baraklı köyünün bir şekilde ortadan kalkması sonucu şu anda buluna köylerin kuruduğu anlatılmaktadır.
Yaptığımız incelemeler sırasında Barak Baba Türbesinin yakınlarında eski yerleşim bölgesi olduğu izlenimi veren kalıntılara rastladık.
Barak Baba Türbesinin içinde üç mezar bulunmaktadır. Türbe gayet sade ve iç ince işlemesi yoktur. Mimari olarak Selçuklular dönemi mimarisine uygun mimari görünüme sahiptir. Onarım geçirip geçirmediği bilinmemektedir.
Ancak Türbe dışında Türbe haziresi izlenimi veren ve halen bazı mezar taşlarının görüldüğü bir mezarlık dikkat çekmektedir. Bu durum Tekke’de ölen müritlerin bu hazireye gömüldüğünü akla getirmektedir.
Türbe dışında birkaç çeşmeye ve adak yerlerine rastlanmıştır. Bektaşilerin Türkiye’nin birçok bölgesinden Barak Baba türbesine gelip adak adama ve adakların kellesini adak taşına atma geleneği halen devam etmektedir.
Barak Baba Türbesi ile Kula’daki Tapduk Emre Türbeleri arasındaki mesafenin ulaşılması mümkün olacak mesafede olması ayrıca önem taşımaktadır.
Barak Baba’nın hayatı menkıbelerle örülmüştür. Hakkında kesin bilgiler yoktur. Hacı Bektaş- Veli Velayetnamesinde anlatıldığı şekliyle günümüze kadar gelen Barak Baba’ya dair bilgiler bulunmaktadır. Barak Baba’nın vecd halindeyken müritleri tarafından yazılan Kemalat-ı Barak Baba Risalesi bulunmaktadır.1449
Babailer’e bağlı olan ve Tokat yakınlarında doğduğu rivayet edilen Barak Baba’nın Hacı Bektaş-ı Veli’nin isteği üzerine türbesinin bulunduğu İğciler ve Topalak köyü yakınlarına geldiği bilinmektedir.
Barak Baba’nın Tapduk Emre’nin şeyhi olduğunu ve bu silsilenin takipçileri olarak Yunus Emre’nin şiirlerinde Barak Baba adının geçtiğini görmekteyiz.
Ayrıca Barak Baba’nın Saruhan Beyliği ile ilgisinin bulunduğu bilinmektedir.
Saruhan Beyliği döneminde yaşayan Horasan Erenlerinden Revak Sultan Vakfiyesi’nde Revak Sultan’ın Barak Baba’nın oğlu olduğu belirtilmektedir.[1]
“Barak Baba ve Sarı Saltık'ın birer Haydari Kalenderi şeyhi olduklarını tarih kaynaklarından yeterince bildiğimiz gibi, Baba Tapduk'un da onların müridi ve Yunus Emre'nin şeyhi olarak aynı meşrebe ve tarikata mensup bulunduğunu, o devirde üstelik Anadolu'da Tapduklular diye, Baba Tapduk'a mensup bir Kalenderi zümresini yine aynı kaynaklar aracılığıyla yakinen biliyoruz.” (Ocak, 1996:120)[2]
Anadolu’da birçok yerleşim yeri ve bazı bölgelerin Barak Baba’nın müritlerinin isimleriyle anılması Barak Baba’nın döneminde ne denli etkili olduğunu göstermektedir. Gaziantep Barak Ovası ve Barak Türkleri ilk akla gelen bölgedir.
Barak Baba’nın ortaya koyduğu kardeşlik, sevgi, barış, dostluk gibi öğretiler Yunus Emre’nin Hocası Tapduk Emre aracılığıyla Yunus Emre’ye geçmiş görünmektedir.
“Yunus’a Tapduk’tan oldı hem/Barak’tan Saltuk’a
Bu nasip çüncuş kıldı ben nice pinhan olam”
Dönemin genel geçer kuralları ve dini anlayışının yanı sıra eski Türk inanış ve yaşamından izler taşıyan hayatı onun Bektaşi olduğu yolunda yorumlara neden olmuştur.
Her ne kadar Gilan’da (1307) öldürüldüğü söylense de türbesinin Bigadiç yakınlarında bulunması da ayrı bir çelişkidir.
Topalak köyü yamaçta kurulan taş evlerle örülü bir köydür. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan köyde gençlerin çalışmak amacıyla şehirlere gittiğini öğreniyoruz. Ancak peynir, yoğurt, yağ gibi organik ürünlerin tadına bakıp almadan edemedik.
[1] ONARLI, İsmail “Saruhanoğulları Beyliği’nin Ulu Evliyası: Hamza Baba”, İnternet kaydı: 4Temmuz2018:http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/TKHBVD/article/view/462/453
[2] OCAK, Ahmet Yaşar, (1996) Türkiye'de tarihin saptırılması sürecinde Türk Süfiliğine Bakışlar Ahmed-i Yesevi • Mevlana Celaleddin-i Rumi Yunus Emre • Hacı Bektaş-ı Veli Ahilik • Alevilik-Bektaşilik (Yaklaşım, yöntem ve yorum denemeleri) 1.Baskı, İstanbul