50’li yıllarda; söylem ne ise, 2018’deyiz aynı…
Çağ gelmiş iletişim çağına, sen hala kahve toplantısından medet ummuşsun…
Çağ gelmiş bilişim çağına, sen arabaların tepesine soğancı hoparlörü takıp sokaklara salmışsın.
Çağ gelmiş yazılım çağına, kendi partiline, kendi organizasyonunu SMS ile bile duyuramamışsın,
Çağ gelmiş robot çağına, doğru dürüst seçim sistemi yazılımını çalıştıramamışsın.
Seçimin 2. Saatinde çökmüş organizasyonun.
Bilişimciler elini-yüzünü bırakıp g…tüyle gülmüş sana…
Çağ gelmiş Mars da yerleşim çağına,
Erzurum’a gidememişsin, Bayburt’a girememişsin…
Bak bak, devrimcinin devrimine bak; “Kemal Kılıçdaroğlu gitsin-Muharrem İnce gelsin”
….
Bir tane gazeten kalmamış, bir tane televizyonun yok… Var olanlara tepeden, kibirle bakmış, kendi gücünü yaratamamışsın… Ağlamışsın sadece; “Vay beni televizyona çıkarmıyorlar.” Aferin sana… Seçim geldi geçti, yerel basın ağını nasıl kullanmışsın? Uyduda 350-400 adet tv var. Binlerce yerel bölgesel yazılı mecra ve binli sayıda radyo…Yüzüne gülüp, sırtını okşamakla kazanacağın mecralar varken, dönüp selam vermemişsin. Ya interneti? Sosyal medyayı kim yönetmiş ? Abidik gubidik…
…
Herkesin elinde cep telefonu var, “Nasıl kullanılırım bu derin sosyal medyayı” dememişsin…
Yaptığın sosyal medya kullanımını 15 yaşında gençler daha güzel yaparken izlemişsin.
Adayın eski, Parti Meclisin eski, görevdeki Belediye Başkanların yaş ortalaması 55-60… Koltuğu kapan yapışmış, babasının kasap dükkanı sanki… Karşı devrim oluyorken, yurt dışından kampanya stratejistleri getirmemişsin, bilişimcileri doldurmamışsın genel merkeze, sonra n’olmuş;
“Oyları çaldırdık galiba” bile diyememişsin…
Delege ağalığından sıyıramamışsın partini, teslim olmuşsun hemşerim…
Baykal gitmiş beriki gelmiş, değişen milim olmamış… 9 seçimdir gol yemişsin,
Bu kafa değişmezse, Muharrem değil allame-i cihan olsa 19-0 yenileceksin…
Mahalle takımına Ronaldo’yu koysan ne yapar tek başına mübarek?…
Sen önce şunu sor; Vatandaşım, il başkanımın ismini biliyor mu?
Allah aşkına sabah bir kamera sal sokağa sor… Hatta milletvekillerini de sor. Bir batında 4’ten fazla bilen olursa, gel buradayım yüzüme tükür…
Bu yıl kaç sosyal etkinlik yaptım?
İl başkanlığına gidip ailecek bir çay içen, menfaatsiz sıradan vatandaşım var mı?
Kaç bilişim kurultayı yaptım?
Kaç gençlik kolu üyesini (var mı artık onu da bilmiyoruz) bilime-eyleme sokabildim.
Hiç deme ki “Genel Merkez’de kasada duran 250 trilyonu nereye harcayacağım?”
Yaslan belediye başkanına, işler ters gidince, O da “Değişim” desin…
Bak bak, devrimcinin devrimine bak; Kafa böyle kalsın (!)
“Kemal Kılıçdaroğlu gitsin-Muharrem İnce gelsin.”
Değişime gel hanııımmm….
Af geliyor
“Rahşan Affı” derler bir af oldu ülkede…
Başka yeri bilmem, ben İzmir’den yazıyorum.
Anahtarı arabanın üzerinde bıraksan bir şey olmazdı.
Üstü açık arabalar, kapının önünde keyifle yatardı.
Sıcak hemşerim burası…
Biz kapı baca açık yatardık.
Hele balkonlar, en güzel yatak odası olurdu.
Sonra Rahşan Affı çıktı.
İyimser insanız ya…
Ben bile desteklediydim.
Aman yarabbi, kapılar açıldı.
Plansız programsız, rehabilite kanalı olmadan af yapılır mı?
Adamın gidecek tek yeri var hapishane.
Çıkanların yüzde 80 i geri döndü.
Evime üç kez hırsız girdi.
Eşim çocuğu düşürüyordu korkudan.
O zaman Allah’ın ve adaletin işine karışmamayı öğrenmiştim.
Şimdi Devlet Bey “Af” diyor.
Bakmayın iktidarın “Hayır” dediğine, mecburlar.
Hemen adı değişti “Kapsamlı tahliye.”
Hazır olun…
İyi insanları , haksızlığa uğrayanları ve terbiyesini takınanları tenzih ederim.
Kapıları kapatın, arabaları kilitleyin…
Af geliyor…
Okunacak şeyler
Aşk doktoru – (Kendisi 4 kez boşandı)
Haydar Dümen – (Boyut bozuğu halkımız)
Osho – ( Fetö yapılanmasının sistem örneği)
Ahmet Hakan (Dansözlüğün tarihçesi)
Serdar Öztürk (Lafonten)
Süleyman Gencel – (La Gazzette dello sport)
Hurşit Tolon’un tokatlanması ( Korku b.ku Selanik)
Küfürsüz nasıl yazılır
Bana diyorlar ki çok küfür ediyorsun.
Tamam kabul.
Şimdi yazı konusu, çocuk tacizcileri.
Çocuk katilleri…
Hadi al kalemi eline sen yaz bakayım.
Nasıl yazacaksın merak ediyorum.
En efendisi;
İnsanlık sınırlarını aşmış p…venk desem küfür oluyor.
Ve ben ayıp etmeden bunu yazacağım.
Yazamıyorum…
Ya da yazamadıklarımı siz geçirin içinizden.
Ama şu var ki, en üzüldüğüm;
Bu adi herifler yüzünden,
Bir çocuğu sevebilme hakkımız, isteğimiz de elimizden alındı.
Ülkemin minik yavruları, meleklerimize, “İnsanı sev, insana güven” yerine,
Bebek yaşında insandan korunmayı öğreteceğiz.
Sonrada hayvan sevgisini…
Devreler karıştı…
Allah aşkına küfürsüz bir son satır bulun…
DELİ ZİYA : “Yemekteki tuz oranı Perinçek’in oy oranı kadar olmalı”