Manisa derbisi. Kulağa hoş geliyor ama insan duygularına hakim olamıyor be!.. Böyle bir maçta elbette tarafsız olmalıyız. Yazarken elbette cümlelerimizi seçerek yazmalıyız ama olmuyor be!.. Maç esnasında içinde fırtınalar kopuyor insanın… Ne k

Manisa derbisi.

Kulağa hoş geliyor ama insan duygularına hakim olamıyor be!..

Böyle bir maçta elbette tarafsız olmalıyız. Yazarken elbette cümlelerimizi seçerek yazmalıyız ama olmuyor be!..

Maç esnasında içinde fırtınalar kopuyor insanın…

Ne kadar tuhaf bir duygu değil mi?

Aynı kentin iki takımının maçında yazarlık yapmak.

Akhisar’dan gelen meslektaşlarımız da aynı duyguları yaşadı eminim.

Akhisar gol attığında Manisalı meslektaşları üzülürken onlar seviniyordu…

Manisaspor attığında ise tam tersi.

“Yok ben iki takımın da gollerine sevindim” diyen bence samimi değil.

Ama bu yazdıklarımı kimse yanlış bir tarafa çekmeye kalkmasın.

Bu tatlı bir rekabettir. Tatlı bir taraf tutmadır… Bu taraf tutmanın içinde rakibe saygı vardır.

Akhisar Belediyespor’da Manisaspor’da başarılı olsun isterim. Ancak derbilerin verdiği tat başkaymış. Ben bunu yaşadım.

Yani taraftım.

Manisa kazansın diye içimde uçuşan kelebeklere, ‘Akhisar Manisaspor’a golü atamasın’ diye içimdeki seslere engel olamadım.

Açık açık yazıyorum. Kimseden bir çekincem yok. “Ben Manisasporluyum ve Manisasporlu olmaktan gurur duyuyorum!..”

Akhisar attığında üzüldüm.

Manisa attığında sevindim.

Hatta ve hatta Manisaspor’un yaptığı hataya düştüm. Rehavete kapıldım. 2-1 olduğunda “maçı kazandık” dedim. “bu bize çok iyi moral olacak ”düşüncesindeydim. Ama futbolun cilvesi bu. Son dakikalarda az hata yapan maçı kazandı. Hele o Saidi Ntibazonkinza’nın golü geldiğinde dünyam başıma yıkıldı.

Dondum! Buz kestim.

Ama futbol bu işte…

Futbol hata affetmez, futbol korkaklığı sevmez, futbol, adamı böyle sudan çıkmış balığa çevirir.

Gönlümde her ne kadar Manisaspor sevgisi yatsa da Akhisar’ın hakkını teslim etmezsem mesleğime ihanet ederim…

Akçay’ın aslarının birçoğunu oynatmaması, iki takım arasındaki kadro kalite farkını kapatmıştı oysa!

Tecrübe faktörü, soğukkanlılık, sinirlere hakim olmanın karşılığını galibiyetle aldılar.

Alternatifli kadro, alternatifi olmayanı yendi…

Ama ben; Akhisar’ın B takımı ağırlıklı kadrosunun Manisaspor’un A Takımı ağırlıklı kadrosunu yenmesine kızıyorum işte!

Taner Taşkın’ın kampın yarısını sakat geçirmiş, aylardır doğru dürüst topa değmeyen Süleyman Çelikyurt’tan ön libero yaratmasına şaşıyorum.

Ortadaki Hakan’ları ayırmasına bozuluyorum.

Geldiği günden beri kaleye şut çekme özenini dahi doğru dürüst gösteremeyen “sözde golcü Subasic”teki ısrarına deliriyorum.

“Akhisar’ın en yumuşak karnı Ahmet Cebe ile eşleşecek” diye düşündüğüm Gökhan Sazdağı’nı 60 dakika kenarda tutmasına anlam veremiyorum.

Kızıyorum da kızıyorum.

Hele ki Manisaspor tarihinin en kötü, en çarpık, en verimsiz kadrosunu kuran, göreve geldiği günden bu yana ne yapmaya çalıştığı belli olmayan bu başkana ve sözde yönetimine öyle bir kızıyorum ki yazmaya kalksam sayfalar yetmez!..