MANİSA (AA) - NURULLAH KALAY - AHMET BAYRAM - Sanatçı Betül Kotil, İstanbul Havalimanı'nın metro çıkış kısmındaki viyadüğün alt yüzeyi için tasarladığı eserinde kullanacağı çanların imalatını, Manisa'nın Demirci ilçesinde 4 kuşaktır küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar için çan üreten "Çancı" ailesine emanet etti.

Aynı aileden 6 usta, geleneksel yöntemlerle 4 farklı boyutta 2 bin 10 çanı, Temmuz ayına kadar yetiştirmek için hummalı şekilde çalışmaya başladı.

Ustalar, "daire makasıyla" çeşitli ebatlarda kestikleri demir sacı, örste çekiçle dövüyor. Daha sonra "çan merhemi" adı verilen özel karışımlı sıvıya bulanan sac, 300 derecelik fırında bakırla kaplanıyor.

Fırından çıkarılan çanı uygun formuna getirmek için yeniden çekiçle örs üzerinde döven ustalar, doğru sesi elde edince "çan dili" diye tabir edilen zili takarak çana son halini veriyor.

- "Çancılığın ilkel metotlarını kullanıyoruz"

Çan ustası Fatih Çancı, AA muhabirine, 4 kuşaktır çan ürettiklerini, soyadlarının da buradan geldiğini ifade etti.

Çancılığın zor bir zanaat olduğunu belirten Fatih Çancı, "Ailecek çalışıyoruz. Aylık 5 bin ila 10 bin çan üretimi yapıyoruz. Gerek yurt içi ve yurt dışına satışlarımız var. Yunanistan, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz. Bu vesile ile güzel bir projeye katıldık." dedi.

Betül Kotil ile proje için yaklaşık 6 ay boyunca görüştüklerini dile getiren Çancı, şöyle dedi:

"Her zaman ürettiğimiz standart çanların dışında biraz daha özel bir çalışma olacak. Bu projede çancılığın ilkel metotlarını kullanıyoruz. Viyadüğün alt yüzeyi için 4 farklı boyutta 2 bin 10 çan yapacağız. Fikir alışverişleri yapıldı. Bunlar büyük boyutlar. 45 numara çan, bir piknik tüpünden büyük, 60 numara çan ise ocak tüpü büyüklüğünde. Daha önce mesleğimizle ilçemizi temsil ediyorduk. Bu proje ile de temsil etmek bizi gururlandırdı."

48 yıllık çan ustası Nevzat Çancı da 1900'lü yılların başında dedelerinin çancılığa başladığını anlatarak, "Dedem Nuri Çancı 1910 yılında Demirci'de başlıyor. Babam 1950'de devralıyor. Bende babamın yanında öğrendim. Tabii ki çok emek isteyen, çileli bir meslek." dedi.

Sanatçı Betül Kotil, 16 Mart’taki ödül töreninde, çanları kullanarak hazırladığı projesinin isminde geçen "saya" sözcüğünün Balıkesir yöresinde hayvanların otlatıldığı, zaman zaman ailelerin de gecelediği kapalı alanlar için kullanıldığını belirtmiş ve "Kuzular doğum yapınca sayada kalınıyor. Gebe koyunların karnındaki yavru yüz günlük olduğunda çobanlar 'Saya' töreni yapıyor. Saya, bizden bir ses. Bu sesin milyonlarca ziyaretçiyle buluşacak olmasından çok mutluyum." ifadelerini kullanmıştı.

Çeşme’de sağanak: Masa ve sandalyeler akıntıya kalıp sürüklendi Çeşme’de sağanak: Masa ve sandalyeler akıntıya kalıp sürüklendi

Editör: TE Bilişim