Ağız kokusu yani ‘’HALİTOSİS’’ belki de bir çoğumuzun başına gelmiştir ya da hali hazırda bu problemle uğraşıyor olabiliriz. Peki bu ağız kokusu bir şeyin habercisi midir? Ne anlamda bizim hayatımızı etkiler? Ağız ve diş sağlığımızla ilgili bir sorun mu var acaba? Ya da daha fazlası sistemik bir rahatsızlık mı? Bunlar ve daha fazlası için yanıtlayalım öyleyse. Bu haftaki yazımızda ağız ve diş sağlığının , ağız kokusuna yansımasıyla ilgili kısımında Dt. Sümeyra SEMİZ ‘in mesleki bilgilerinden de yararlanarak sizlere daha detaylı aydınlatacağız.
Öncelikle ağız kokusu( halitosis); ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşiklerin neden olduğu hoş olmayan kokudur. Ağız kokusu iki çeşittir geçici ve kalıcıdır. Geçici ağız kokuları; tüketilmiş besine bağlı olarak 24-72 saat içerisinde kaybolan kokudur. Kalıcı ağız kokusu ise uzun dönemli tedavi ve profesyonel ağız –diş bakımı eğitimi gerektirir. Bir de bununla beraber psikolojik yani yalancı ağız kokusu dediğimiz bir durum da vardır. Aslında hastada ağız kokusu yoktur ancak hastaya koku varmış gibi gelir. Hastanın asıl sorunu ağız kokusu olmasından korkmasıdır. Bu süreçte diş hekimi ve psikiatristin iş birliği içinde olması gerekir. Ağız kokusunun çok büyük kısmı ağız içi problemlerinden kaynaklanır. Bir kısmı da diğer medikal sorunlarla ilgilidir.Diş eti hastalığı dediğimiz diş etinin herhangi bir nedenle enfeksiyonu ve özellikle diş taşı oluşumuna bağlı sağlıklı halden sapması ağız kokusunun en baş sebeplerindendir. Ağız içerisinde kötü yapılmış işlemler sonucunda oluşan boşluklara gıda kırıntılarının kaçması ve o alanların temizlenememesi sonucunda da ağız kokusu oluşur. Her sağlıklı birey sabah uyandığında sindirim kanalında biriken gazlar veya dil sırtında üreyen bakterilerin sebep olduğu ağız kokusu ortaya çıkabilir. Kalıcı ağız kokuları ; sinüs ve akciğer enfeksiyonları , şeker hastalığı (aseton kokusu gibidir), böbrek yetmezliği (balık kokusu gibidir), karaciğer yetmezliği, metabolizma bozuklukları (teşhisi zor olabilir, zaman zaman ortaya çıkan kötü bir balık kokusu), açlık, diyet, ağız kuruması , oruçlu olmak( sıvı gıda tüketimi eksikliklerinde vücuttaki yağ ve protein çözünmeye başlar, bu metabolizmanın yan ürünleri) kötü ağız kokusuna sebep olur.
Gelelim tedaviye, bu kadar sorunlardan konuştuğumuza göre çözüm konusunda da aydınlatalım. Ağız içinden kaynaklanan ağız kokusu için; diş ve diş eti sağlığımızı korumalıyız. Bunun için diş hekiminizin sizin için uygun gördüğü temizleme ve koruma malzemeleriyle korumanızı sağlayın. Eskiden dişlerinizde yaptırmış olduğunuz işlemleri kontrol ettirin. Diğer seçeneklerden en önemlisi de tükürük salgısıdır. Onu da sakızla sağlayabiliriz. Ancak şekerli sakızlar yerine xylitollü sakızlar tercih edilmelidir. Tarçın ağız içi bakterilerle mücadelede önemli bir silahtır. Eğer varsa tarçınlı şekersiz sakızlar da uygun bir öneri olabilir. Çok su içmek dilinizin kurumasını önleyerek ağız kokusunu önlenmesine yardımcı olur. Beyaz un, beyaz şeker, glukoz/fruktoz şurubu ile tatlandırılmış tüm hazır gıdalar ağız içindeki bakteriler için inanılmaz bir hazinedir. Bu tür şekerleri günümüzde oldukça sık kullanıyoruz değil mi? Maalesef ki bu durum bakterilerin hızlı üremesine olanak sağlar. Daha çok çiğneme hareketi daha çok bakterinin yerinden koparılmasını sağlar. Diş ipi kullanma alışkanlığı kazanmalıyız. Çünkü kalan besin kırıntılarını temizleyeceği için koku oluşumunu önlemede dikkat edilecek hususlardandır. Bunlarla beraber sigara içmemek çok önemli.
Ağız ve diş sağlığıyla ilgili olmayan ağız kokularının çözümünde asıl sebep tespit edilip alttaki sorun tedavi edilmelidir. Bu konuda özellikle kulak burun boğaz doktorları yardımcı olurlar; çünkü bu durum genelde sinüzite bağlı olarak yaşanır.
Ağız kokusu deyip geçmemek gerek. Kişiyi psikolojik olarak etkiler, özgüvenini düşürür, sosyofobi bile oluşturabilir. Sizde de bu şikayetler varsa gerekli çözüm yollarına başvurmalısınız.
Bu konuda yazımıza destek olan Dt. Sümeyra SEMİZ e teşekkürü bir borç bilirim.
Sağlıklı günler dilerim.
Ecz.Pelin AKKAYA
[email protected]