Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, "Dünya ekonomisinde yaşananlar ekonomik olarak büyük bir belirsizliğe yol açtı. Tüm bu yaşananlara baktığımızda savaşın etkileri ekonomik açıdan dünyayı ve ülkemize etkilemeye devam edecek. Bu durum iş dünyası olarak önümüzü görmemizi zorlaştırıyor” dedi.
Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (Manisa TSO) mart ayı olağan meclis toplantısı korona virüs tedbirlerine riayet edilerek Manisa TSO hizmet binasında gerçekleştirildi.
Manisa Ticaret ve Sanayi Odası mart ayı meclis toplantısı, meclis üyelerinin katılımıyla Manisa TSO hizmet binasında gerçekleştirildi. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkan Gencay Esendağ’ın başkanlığında gerçekleşen toplantıda, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan krizin iş dünyasına yansımaları ve alınan ekonomik tedbirler değerlendirildi.
“İş dünyası olarak önümüzü görmekte zorlanıyoruz”
Toplantıda söz alan ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmeler ile ilgili konuşan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz; “Geçtiğimiz ay, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan jeopolitik gelişmeler küresel piyasaların odağında yer aldı. Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya askeri harekat başlatmasının ardından, Avrupa Birliği ve ABD başta olmak üzere birçok ülke Rusya’ya yönelik sert yaptırımlar açıkladı. Petrol fiyatları, jeopolitik gelişmelerin küresel petrol arzını olumsuz etkileyeceğine yönelik endişelerle, son 8 yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Güvenli yatırım araçlarına yönelimin etkisiyle altın fiyatları Şubat’ta son 9 ayın en hızlı aylık artışını kaydetti. ABD hazine bakanlığı, Rusya’yı uluslararası finans ve ticaretten izole etmek için, aralarında büyük bankaların da bulunduğu Rus kuruluşlarının ABD piyasalarından finansman sağlamasına ilişkin kısıtlamalar getirildiğini açıkladı. ABD, AB ülkeleri, İngiltere ve Kanada tarafından yapılan ortak açıklama ile 7 Rus bankasının swift sisteminden çıkarılması konusunda anlaşmaya varıldığı duyuruldu. Ayrıca, Rusya Merkez Bankası’nın uluslararası rezervlerine erişiminin kısıtlanması amacıyla önlemler alındı. İsviçre ve Japonya’nın da aralarında bulunduğu diğer önemli ülkelerden de Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılacaklarına dair açıklamalar takip edildi. Rusya’ya yönelik yaptırımların boyutu artmaya devam ederken, birçok uluslararası firma ve kuruluş Rusya’daki faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı. ABD, Rusya’dan petrol ithalatının yasaklandığını belirtirken, İngiltere yılsonuna kadar Rusya’dan yapılan petrol ve petrol ürünleri ithalatının aşamalı olarak durdurulacağını bildirdi. Ayrıca, 2021 yılında toplam gaz ithalatının yüzde 45’ini Rusya’dan sağlayan Avrupa Birliği, bu ülkeye olan enerji bağımlılığını 2022 yılsonuna kadar 2/3 oranında azaltmayı hedeflediğini belirtti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Fitch ve Moody’s Rusya’nın, kredi notunu ‘çöp’ statüsüne düşürdü. Diğer taraftan, Rusya merkez bankası politika faiz oranını yüzde 9,5’ten yüzde 20’ye yükseltti. Ayrıca, ihracatçı şirketlere döviz gelirlerinin yüzde 80’inin merkez bankasına satılması zorunluluğu getirildi. Alınan önlemler çerçevesinde Rus aracı kurumlarının yabancıların sahip oldukları menkul kıymetleri satmaları da geçici olarak yasaklandı. Dünya ekonomisinde tüm bu yaşananlar ekonomik olarak büyük bir belirsizliğe yol açtı. Merkez Bankalarının toplantıları da küresel piyasaların gündeminde ön plana çıkmakta. ABD Merkez Bankası (FED) ve İngiltere merkez bankası (BOE) politika faizlerini 25’er baz puan artırırken, TCMB para politikasında değişikliğe gitmedi. FED, 16 Mart 2022 Çarşamba günü sona eren toplantısında yüksek enflasyona karşı önlem olarak politika faizini piyasa beklentileri paralelinde 25 baz puan arttırdı. FED başkanı Powell toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, FED’in ekonomik aktiviteye ilişkin verileri göz önünde bulundurarak yıl içinde faizleri dengeli biçimde arttıracağını ve bilançosunu daraltacağını ifade etti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise, 17 Mart 2022 Perşembe günü gerçekleştirdiği para politikası kurulu toplantısında, politika faizini piyasa beklentisi paralelinde yüzde 14 düzeyinde tuttu. Merkez bankası, enflasyondaki yüksek seviyelerde; jeopolitik risklerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmelerinin etkili olduğunu belirtti. Diğer taraftan, TCMB, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan risklerin yakından takip edildiğini, cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesinin fiyat istikrarı için önem arz ettiğini ifade etti. Tüm bu yaşananlara baktığımızda savaşın etkileri ekonomik açıdan dünyayı ve ülkemize etkilemeye devam edecek. Bu durum iş dünyası olarak önümüzü görmemizi zorlaştırıyor” dedi.
“Savaş tarım ürünlerini olumsuz etkiledi”
Sözlerine ülke ekonomisinde yaşanan gelişmeler ile devam eden Başkan Yılmaz, “2021 yılının son çeyreğinde finansal piyasalardaki dalgalanmanın yanı sıra enflasyondaki hızlı yükselişin etkisinde kalan Türkiye ekonomisi, güçlü yurt içi ve yurt dışı talep koşullarının katkısıyla olumlu bir büyüme performansı sergiledi. Geçtiğimiz yıl boyunca süren güçlü büyüme ivmesini yılın son çeyreğinde de koruyan Türkiye ekonomisi, bu dönemde zincirlenmiş hacim endeksine göre yıllık bazda yüzde 9,1 oranında büyüme kaydetti. Türkiye ekonomisi böylece 2020 yılındaki nispeten düşük büyüme performansının ardından, 2021 yılında beklentilerle uyumlu olarak yüzde 11’lik büyüme hızına ulaştı. 2022 yılına finansal piyasalarda dalgalanmanın azaldığı bir seyirle başlanmakla birlikte, yüksek enflasyonun reel gelirler üzerinde oluşturacağı baskı yanında Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaşın, tarım ürünleri ithalatı, enerji arz güvenliği ve turizm gelirleri kanalıyla Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz etkileri olacağı aşikar. Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesiyle tarımsal emtia fiyatlarındaki yükseliş ivme kazanırken, artan fiyatlar küresel gıda enflasyonu için yukarı yönlü risk oluşturuyor. Avrupa’nın tahıl ambarı olarak bilinen Ukrayna’nın Rusya tarafından saldırıya uğraması, buğday fiyatlarını 14 yılın en yüksek seviyesine çıkarırken, ekmek, makarna ve bisküvi gibi ürünlerin fiyatlarının da artması bekleniyor. 2021 yılı verilerine göre Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği 10. ülke olan ve turizm sektöründe yabancı ziyaretçi sayısında en yüksek paya sahip olan Rusya’ya yönelik küresel yaptırımların artmaya devam etmesi ve savaşın derinleşmesi ile Türkiye’nin 5 yıllık CDS risk primi önceki haftaya göre 100 baz puan artarak 659 baz puan ile 2008’den bu yana en yüksek düzeye ulaştı. Öte yandan, TÜİK verilerine göre Şubat’ta aylık TÜFE yüzde 4,81 ile son 25 yılın en yüksek şubat ayı seviyesinde gerçekleşti. Böylece, yıllık TÜFE artmaya devam ederek yüzde 54,44 ile 2003 bazlı serinin en yüksek düzeyine ulaştı. Nitekim, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu FİTCH, mart ayı ‘Küresel Ekonomik Görünüm’ raporunda, 2022 yılı için küresel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme tahminini aralık ayında öngördüğü yüzde 4,2’den yüzde 3,5’e yeniledi. Raporda yüksek enflasyonist ortamın yanı sıra, Rusya Ukrayna savaşının küresel enerji arzına olumsuz etkilerine dikkat çeken FİTCH, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini bu yıl için yüzde 4,3’ten yüzde 2,4’e, 2023 yılı için ise yüzde 3,5’ten yüzde 3,2’e indirdi. Benzer şekilde uluslararası para fonu (IMF) de, Ukrayna’da devam eden savaş ve ilgili yaptırımların, küresel ekonomi üzerinde ağır bir etkisinin olacağını, büyümenin düşmesine yol açarken, enflasyonda artışa sebep olabileceğini belirtti. Bir diğer kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody’s ise, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve ardından Rusya’ya yönelik yaptırımların birçok ülke ekonomisini de tehdit ettiğini, ABD ekonomisinin yavaşlama, Avrupa’nın resesyon, Rus ekonomisinin ise çift haneli daralma riski ile karşı karşıya olduğunu ortaya koydu” diye konuştu.
“KDV düşüşünün fiyatlara yansıması lazım”
Sözlerine ülke ekonomisinde uygulama tedbirlerle ilgili konuşarak son veren Başkan Mehmet Yılmaz, “Resmi gazetede yayımlanan düzenleme ile küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBİ) tanımında değişiklik yapılarak, bir işletmenin KOBİ olarak tanımlanabilmesine esas yıllık hasılat tavanı 125 milyon TL’den 250 milyon TL’ye çıkarılmıştır. Yapılan değişikliğe göre, yönetmeliğin ‘Mikro İşletme’ tanımında yıllık hasılat sınırı 3 milyon TL’den 5 milyon TL’ye, ‘Küçük İşletme’ tanımında yer alan yıllık hasılat sınırı 25 milyon TL’den 50 milyon TL’ye, ‘Orta Büyüklükte İşletme’ tanımında yer alan yıllık hasılat sınırı ise 125 milyon TL’den 250 milyon TL’ye yükseltilmiştir. 22 Mart tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ değişikliğine göre, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) yuvam hesabının çerçevesini genişleterek, daha önce sadece yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsayan yuvam hesabından, yapılan düzenleme ile yurt dışında yerleşik yabancı uyruklu kişi ve şirketlerin de sisteme dahil edilmesinin önü açılarak yararlanmaları sağlanmıştır. Ayrıca, gerçek kişilerin 20 Aralık 2021 itibarıyla bankadaki döviz tevdiat hesaplarının TL’ye çevrilerek kur korumalı mevduat sistemine dahil edilebileceği yönündeki koşul değiştirilerek, gerçek kişilere, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi devam ettiği sürece sisteme dahil olabilme imkanı sağlanmıştır. 23 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre de, kur korumalı mevduat çerçevesinde açılan TL hesapların vade sonu hesap bakiyesi kullanılmak suretiyle hesap sahiplerine yapılacak kambiyo satışlarında, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nin (BSMV) sıfır olarak uygulanacağı açıklanmıştır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından, kabine toplantısının ardından yapılan açıklama ile ilk etapta üretim, toptan ve perakende gıda ürünleri olan et, süt, yumurta, yoğurt, peynir, patates tahıl gibi pek çok üründe bilfiil uygulanmaya başlanan yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülen KDV oranının, şimdi de deterjan, sabun, tuvalet kâğıdı, peçete, bebek bezi gibi ürünlerde uygulanacağını bildirmiştir. Ayrıca, mesken ve tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV’sini yüzde 18’den yüzde 8’e indirildiğini, yeme içme hizmetlerinde KDV’de yüzde 8’e düşürüldüğünü, satın alınan konut nerede olursa olsun metrekaresine göre değişen aynı kademeli KDV uygulamasına tabi olacağını net alanı 150 metre kareyi aşmayan konutlarda KDV yüzde 8, bu büyüklüğü aşan konutlarda ilk 150 metrede yüzde 8, aşan konutlarda yüzde 18 KDV uygulanacağını açıklamıştır. Diğer önemli bir gelişme ise akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren üyelerimizi ilgilendiriyor. Ziraat Bankası A.Ş. genel müdürlüğü tarafından, akaryakıt sektöründe özel destek paketi açıklamıştır. Söz konusu paket ile ziraat bankası akaryakıt sektörüne yönelik üye işyeri komisyon ve ücretleri ile teminat mektubu komisyonlarında indirime gitmiştir. Böylece, akaryakıt bayilerine bu dönemde finansal destek sağlayarak, firma faaliyetlerinin sürdürülebilirliğine katkı verilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla, kredi kartı ve banka kartı ile yapılacak akaryakıt satışları için üç modelde, 6 farklı özel fiyatlama seçeneği oluşturulmuştur. Firma ve bayilerin, kendilerine uygun olan modeli tercih edebilecekleri bu uygulama çerçevesinde, tüm fiyatlamalar ve yüzde 50 indirimli pos ücretlerine ilişkin tabloyu genel sekreterliğimiz sizlerle paylaşacak” diyerek sözlerine son verdi.
Rusya Ukrayna arasındaki savaşın iş dünyasına etkileri konuşuldu
Konuşmaların ardından TOBB Manisa Oda ve Borsalar Akademik Danışmanı Prof. Dr. Mahmut Karğın Manisa TSO Meclis üyelerine hazırladığı sunum ile Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizin ekonomiye yansımaları ve bundan sonra oluşabilecek riskler ile ilgili bilgi verdi.