Bugün 10 Kasım. Ölümünün 74. Yılında sevgili Atatürk’ü anacağız.  Ama nasıl? Cevap: Her zaman ki gibi. Basmakalıp, sadece tarihleri değiştirilmiş aynı konuşma metinleri, aynı şiirler, benzer programlar… 9’u 5 geçe etrafında oluşan sadece mecburi bir

Bugün 10 Kasım. Ölümünün 74. Yılında sevgili Atatürk’ü anacağız.

 Ama nasıl?

Cevap: Her zaman ki gibi.

Basmakalıp, sadece tarihleri değiştirilmiş aynı konuşma metinleri, aynı şiirler, benzer programlar…

9’u 5 geçe etrafında oluşan sadece mecburi bir görevi yerine getirme alışkanlığından, cansız ve isteksiz sıkıcı törenler…

Bu öyle bir konu ki… ne yazsan yanlış anlamaya müsait. Ama yazılması lazım.

Yılın geri kalan 364 gününde, hayatının hiçbir anında Atatürk’le düşünsel ve duygusal bir bağ kurmamış insanların bugün anısı karşısında gösterecekleri sembolik saygı kadar onun ruhunu incitecek bir şey yoktur.

Tabuların her türlüsüne karşı çıkmış, bu milletin önünde engel gördüğü her tabuyu korkusuzca yıkmış bir liderin kendisinin ve hatta onu anma programlarının bile tabulaştırılması kadar acı bir çelişki olabilir mi?

Atatürk’ü anmak ve anlamak bir güne hatta dokuzu beş geçe zaman dilimine indirilemez. 10 Kasımlarda halkın Anıtkabir’ e akın ederek ona sevgi ve bağlılıklarını göstermesi ve bazı anma programları dışında kalan törenler içtenlikten yoksundur.

Bunca yıllık alışkanlıkların dışına çıkabilmek ve biçimsellikten kurtulmak elbette zordur. Ama bunu yapmak ona yapılabilecek en büyük hizmettir.

Ona içten bir sevgi ile bağlı kuşaklara düşen görev, akılcı bir tutumla onu anmanın en güzel ve anlamlı modelini yeniden geliştirmektir. Alışılageleni sürdürmek ve bu konuda bir tartışma açmayı bile sakıncalı bulmak, önce Atatürkçü düşüncenin özüne karşı gelmektir.

Son söz:

“sen ölmedin edebiyatından” bir an önce kurtulunması gerekir. Bunun ne Atatürk’e, ne Atatürkçülüğe ne de milletimize bir faydası vardır.

Atatürk’e yapılabilecek en büyük kötülük onu, çok sevdiği halkından kopararak tabulaştırmaktır. Basmakalıp, şekilci ve çıkarcı Atatürk sevgisi artık yerini gerçekçi, tenkitçi ve tamamlayıcı çalışmalara bırakmalıdır…

Atatürk üzerinden ideolojik tartışmalar ve çatışmalar yaratmak ise en acı olanıdır.

Sevgili Atatürk’ü rahmet ve minnet duygularıyla ve saygıyla anıyorum.