Saygıdeğer Okurlarım...
Sizlere bu haftalık köşe yazımda Balkan Tarihi konusunu yazmayacağım. Özür dilerim.
Bu hafta köşemde sizlere henüz ömrünün baharında tekerlekli sandalyeye mahkum kalan genç bir kızımız olan Akhisarlı Yeliz DEDEOĞLU'nun hüzünlü, çileli ve bir o kadar ilginç olan yaşamının bir başarı hikayesine nasıl dönüştüğünü anlatacağım.
1977 yılında Akhisar'da doğdu. Selanik'ten Anavatana göç etmiş olan bir ailenin çocuğu. İlkokul yıllarında basketbol oynamaya heveslenir ve okulun basketbol takımına alınır. En büyük hayali günün birinde ünlü bir basketbolcu olmaktır. Bununla birlikte edebiyata da merak salar. Küçücük yüreğindeki duygularını şiirler yazarak dışa vurmaya başlar.
Ancak... Bizim ileriye dönük yaşamımız için yaptığımız istikbal planlarımız ve düşüncelerimiz her zaman maalesef gerçekleşmiyor. Bir bakıyorsunuz ki "Yüce Yaradan" size başka bir yazgı sunuyor. Yazgıdan kaçamıyorsunuz. Mukadderatı yasamak zorundasınız. İlahi tecelli...
1991 yılında Lise tahsiline başlar. Lise'nin 1. sınıfında öğrenimin henüz ilk ayında genç kız arkadaşlarıyla çıktığı bir gezide Trafik kazası geçirir. İşte asıl öyküsü de o zaman başlar. Arkadaşları birer birer iyileşirler ve ayağa kalkarlar. Ancak... Genç kızımız aylardır yattığı hasta yatağından bir türlü doğrulup ayağa kalkamaz. Kalkamaz!
Zira; Omurgasının kırılması sonucunda Omuriliği zedelenmiştir. Ayakları o gencecik bedenini taşıyamaz bir hale gelir. Bu kazadan sonraki yaşamını Tekerlekli Sandalye'de geçirecektir. Kazanın ardından bir müddet toplumdan uzaklaşıp evine kapanır. Gençliğinin verdiği yaşama sıkı sıkı sarılma ve var olabilme arzusu zamanla bu genç kızımızın da diğer yaşıtları gibi evlenerek yuva kurma özlemine dönüşür.
Yıllar geçtikçe bu düşüncesinin hiç bir zaman gerçek olamayacağına inanmaya başlar. Hayat yine bu genç kızımıza tatlı bir sürpriz yapacak ve karşısına bir erkek çıkarır. Birbirlerine aşık olurlar ve evlenirler. Bir erkek çocukları dünyaya gelir. Evliliklerinin 5. yılında eşinden boşanır ve yuvası yıkılır. Oğlunu yanına alan genç kadın, Baba evine geri döner. Ancak hayat sürprizlerle dolu.
2013 yılında tesadüfen Akhisar Belediye Spor Engelli Halter Takımı Antrenörü kendisini Halter Takımına davet eder. Bu teklifi kabul eden genç kadın hemen çalışmalara başlar ve 5-6 aylık bir çalışmanın ardından katıldığı Halter yarışmasında Türkiye 2.si olarak gümüş madalyanın sahibi olur. Böylece bir kez daha yaşama sıkıca sarılır. Özgüveni artar.
Sosyal etkinliklere katılmaya başlar derken... Günün birinde Akhisar Belediyesi Kent Konseyi Engelli Meclisi üyesi olur. Akabinde Başkanlık seçimlerinde Başkan adayı olur. Oy çokluğuyla Başkan seçilir. Yeliz Hanım halen Başkanlık görevini başarıyla sürdürüyor. Engellilerin sorunları ve hakları üzerine projeler geliştiriyor. Kendisine bu çalışmalarında destek olan Değerli Dostum Akhisar Belediye Başkanı Salih HIZLI ve Belediye Meclisi Üyelerine ayrı ayrı teşekkür ederim.
Dostlar; Yeliz Hanımın babası bir işçi emeklisi. Kendisine de 3 ayda bir aldığı engelli maaşı bağlanmış. Ancak... Nedendir bilinmez ama yaklaşık 1 yıl maaşı kesilmiş. Şimdilerde tekrar bağlanmış. Bu cüzi geliriyle hem çocuğunu büyütüyor, hem okutuyor ve hem de kendi geçimini sağlıyor. Çok dramatik bir yaşam!
Ben; Yeliz Hanımı hiç görmedim. Hayat hikayesini Akhisar halkından öğrendim. Yüreğindeki başarma azmiyle hiç kimselere yük olmadan bedensel engeline rağmen yaşama sıkıca sarılan ve başarılara imza atan her türlü övgüye layık olan Yeliz Hanımı bu başarı öyküsünden ve topluma örnek bir kişilik olmasından dolayı alkışlıyorum... Seni yürekten kutluyorum. Her şeye rağmen hayatta kalma mücadelesi verdigi için. Çocuğuna iyi bir anne olabildiğin için. Topluma örnek kişilik olduğun için seni yürekten kutluyorum. Allah bundan sonraki yaşamında yolunu ve bahtını açık etsin. Gülmeyen yüzün bundan böyle hep gülsün. İyi ki varsın Yeliz DEDEOĞLU...