HABER: MURAT YALÇIN
Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, açıkladığı yeni konut projesi kamuoyunda tartışılıyor. 1442 konuttan oluşacak olan projenin hazırlıklarına başlandı. Hatta başvurular büroları açıldı. Ancak ve tabiki önümüzde bir yerel seçim var. Seçim sonuçlarına bağlı olarak projenin geleceği şekillenecek.
Buna rağmen konutların planlandığı lokasyon üzerinde konuşmaya değer. Çünkü bu alan Manisa’nın doğusunda hatta yıllardır neredeyse atıl bir bölgeydi. Bu açıdan bölgedeki mahallelerde yaşayan vatandaşları yakından ilgilendiriyor. İlk etap için 14 Mart’ta temel atılması da gündemde…
Proje tartışıladursun biz olan biteni işin ehline sormaya karar verdik.
Onu, inşa ettiği lüks sitelerden tanıyoruz.
Biz sırayla sorduk o da her zamanki samimi tavrıyla cevapladı… Hele bir de art arda çaylar gelince ortaya aşağıdaki keyifli sohbet çıktı…
PROJENİN UYGULANACAĞI BÖLGE DOĞRU SEÇİM Mİ?
Baştan şunu söyleyelim. Bu şehrin doğusuna haksızlık yapıldı yıllarca… Manisa’nın doğusu da var. Bu nihayet hatırlanmaya başlandı. Ve bugün kadar Şehir Hastanesi ve TOKİ 3 konutları dışında herhangi bir dişe dokunur şey yapılmadı.
Lokasyon çok doğru. Konutlaşma açısından bu bölgede sadece TOKİ 3 vardı. Onun dışında şehirle bağlantısı güçlü değildi bölgenin. Bu açıdan proje çok kıymetli. Bu şehrin son yıllarda bütün gelişimi batıya doğru oldu. Bütün rantın Güzelyurt ya da batıdaki mahallelere akması şehrin doğusunun haketmediği bir yere dönüşmesine neden oldu.
Özellikle fiyatların dengelenmesi açısından bu bölgeye yapılacak konut ve tesis projeleri çok önemli. Bu tarafta Nurlupınar, Ahmet Bedevi, Turgut Özal gibi rezerv alanı geniş yerleşim bölgeleri var. Çobanisa, Sancaklıbozköy ve Turgutlu yönünden gelecek olan nüfusun barınacağı bir konut alanı gerekiyordu. Çok doğru bir yatırım düşünülmüş. Gelişimin şehirde adaletli paylaşımı için bu yapılmalıydı.
FİYATLARI NASIL BULDUNUZ?
Güzleyurt’ta 40 binlere kiraların dayandığını varsayarsak vatandaş açısından 20 bin lira taksit oldukça büyük bir avantaj, bu açıdan vicdanen rahatlattı beni. Belediyenin 20 bin taksitle konut satması müteahhit olarak benim işime gelmiyor. Bu genel geçer bir kural. Şimdi bu açıdan bir müteahhit olarak ucuz konut projesi bana ters gelmesine rağmen hazırlanan projeyi vatandaşın menfaatine olduğu için canı gönülden destekliyorum.
Fiyat politikası açısında bakalım. Ben müteahhidim. Arsayı daha pahalıya mal ediyorum. Daha farklı giderlerim var. Belediye ya da Toki yapınca bizim maliyetlerimizin yüzde 40 daha altına maliyetle yapabiliyorlar. Kamu yararı oluştuğu için emsal gözetilmiyor. Alt yapı ve benzer detaylı problemler daha çabuk çözülüyor.
Bunun faydalı tarafları var.
Toki yapıldığında bana sorulmuştu. Devletin müteahhitlik yapması bana doğru gelmiyor. Ama vatandaş açısından bakıldığında doğru bir politika ve yaklaşım.
Büyükşehir Belediyesinin hazırladığı proje hayata geçerse 60 ay taksitle ev satılacak. Bugün o daireler peşin parayla bu paralara alınamaz.
Sonuçta o bölge için 15 bin konut planlanmış. Orada yaşayacak olan nüfus hesaplandığında nerdeyse Saruhanlı ilçesine eş değer.
BU TARZ PROJELER DENGELERİ NASIL ETKİLER?
Manisa’daki konut ihtiyacı yıllık 2500 – 2600 civarı. Ortalama yaklaşık 1500 konut üretilebiliyor şehrimizde… Nüfusun da artmasına bağlı olarak oluşan bu konut açığı maalesef fiyatları çok farklı noktalara taşıdı.
Enflasyon çok ciddi problem…
Bizim esas sorunumuz da bu. Maliyetlerin ne kadar artacağını ön görememek… Bir yılda TÜİK verilene göre yüzde 65.8 artış var. Bir önceki yıl yüzde 126’ydı. Bunun gerçeği yüzde 200’dür. Ortalama düşündüğümüzde her yıl yüzde 100 maliyet arıyor.
Bu fiyatları müteahhitlerin dengelemesi mümkün değil.
Müteahhitlik sat yaptan çıktı, yap sata dönüştü. Daha önce konut projesine başlarken müteahhit temelden ev satıyordu. 2 milyonluk bir fiyatı baz alırsak, 2 milyonunu ödüyordu, 1 milyonunu inşaat bitince ödüyor ya da kredi çekiyordu.
Şimdi kredi şartları ağırlaştı. İkincisi enflasyon… Müteahhit bu riske giremez, taksitle satamaz. Çünkü işin sonunu ön göremez. Birkaç ayda çok şey değişebiliyor.
Kredi oranlarının çok yüksek olması da satış politikasını direkt etkiliyor. Toplum yıllarca yüzde 1’in altında krediye alıştı. Krediler böyle giderse kiralar biraz daha yükselir. Konut açığı biraz daha büyür. İşte bu noktada devlet ya da belediye eliyle uygulanacak projeler dengeyi vatandaşın lehine sağlayabilir.
EV YAPMAK ARTIK ÇOK DAHA ZOR DEĞİL Mİ?
Zor hatta iş farklı noktaya gidiyor. Müteahhitlik tanımı değişti. Bireysel çalışma değil kolektif çalışma olacak. Birden fazla müteahhidin bir araya gelerek çok acilen şirketleşip büyük projeleri alışması lazım.
Çünkü yeni imar planında site usulü imar ve 200 ile 400 daire arasında konut sayısına sahip siteler yapılacak. Bu da 600 milyonla 1 milyar 200 milyon arasında bir maliyet demek.
Mevcut sistem ve alışkanlıklar, bu sermayeleri oluşturmamıza müsaade etmiyor. O yüzen birden fazla müteahhitlik firmasısın bir araya gelmekten başka çaresi yok. Sermaye ve gücü birleştirmek tek çıkış yolu. Bunu sağlayamayanlar yok olacak ya da kenara çekilecek.
Manisa’daki firmalar bunu sağlayamazsa dışarıdan gelen dev firmalara kimse bağıramaz, karşı çıkamaz. Kimse kusura bakmasın, onlar da gelip bu işi yapacak.
İMAR PLANININ FATURASI…
İmar planının uzun yıllar çıkarılamaması Manisa’ya ağır bir fatura çıkmasına neden oldu. Bedeli gerçekten ağır oldu. Muradiye’de hatta yakın ilçelerde çarpık kentleşme yaşandı. Güzelyurt’ta bir daire 10 milyona satılıyorsa bunun nedeni olmayan imar planıydı. Çünkü şehir dengesiz büyüdü ve sadece belirli bölgeler gelişti. Şuan yapılan imar planı çok büyük bir şans. Fiyatların biraz daha aşağıya gelmesini sağlayacaktır.
BUNDAN SONRA NE OLUR?
40 yıllık esnafım… Türkiye’de 2 şey bitmez; Fırsatlar ve krizler… Kriz geldiğinde tedbir almak, fırsat geldiğinde de iyi değerlendirmek gerekiyor. Her dönemin kendine has dinamikleri oluyor.
YENİ YATIRIMLAR RİSKLİ Mİ?
Yeni yatırımlara giriyorum. Korkmuyorum. Bu ülke 80’li, 90’lı, 2000’li yılardan daha kötü değil. Bir çoğumuz arabasını yenileyemediği ya da daha lüks yaşayamadığı için durum kötü diyor. Evet risk var ama bu umutsuz olacak seviyede değil.
90 bin aylıkla inşatlarımda çalışacak demirci bulamıyorum. 70-80 bin lira aylıkla çalışacak seramikçi yok. Hiçbir çıraklık okulunda inşaatçı yetişmiyor. Yetişmediği için bu durumdayız. Bu bir tezat değil mi? Çok ciddi maaşlara eleman bulamamak ne anlama geliyor?
Herkes masa başı iş istiyor. Mobilyacı, elektrikçi yok. Elektrik mühendisi yetiştirmekle yapamayız bunu. Kalfaya, teknikerlere ihtiyaç var… Ara elemana ihtiyaç var. İşçilikte yaşanan bu darlık da ileride en çok baş etmemiz gereken sorunlardan biri olacak.
SONUÇ…
Ben Manisa’nın doğusuna yapılacak her yatırımı destekliyorum. Şehrimizin dengeli büyümesi ve nüfusun dağılımı açısından çok kıymetli bir yaklaşım. Umarım sonuçları da güzel olur.