İftar sofrası sonrasında, sohbet ediyoruz...
Delikanlı, merak ettiği bir soruyu aniden sordu: "Cenaze, Çatal Mezarlığı'na eskiden nasıl taşınıyordu?’’
Ani soru biraz durmamı ve düşünmemi gerektirdi.
Hakikaten şehrin bir ucundan mezara, cenaze nasıl omuzlarda taşınarak gidiyordu?
O yıllarda, babamın dükkanı Beyaz Fil binasının karşısındaydı.Çocuk yaşta dükkanın önündeki malları beklemek benim görevim olduğu için cenaze geçişlerini hatırladım.
Tabut omuzlarda, arkada ise cemaat yürüyordu. Cenazeyi gören vatandaşlar muhakkak ayağa kalkar, saygı gösterir, dua ederdi.
Büyük bir kısmı da işini bırakır, cenazeye omuz vermeye giderdi . Esnafın çoğunun dükkanının kapısını çekip, cenazeye 100- 150 adım omuz verdiğini hatırlıyorum.
Gerçi o günlerde Manisa nüfusu azdı. Bugünlerde günde ortalama 10 cenaze kalktığına göre, o günlerde iki günde bir ölüm ancak oluyordur.
Cenazeler, günümüzde sadece Çatal ve Kırtık Mezarlığı'na gömülüyor. O yıllarda Karaköy'de, yani bugün pazar yerinin olduğu yerde büyük bir mezarlık vardı. Çocukluğumda o mezarlığı hayal meyal hatırlıyorum. Sanıyorum 1960-70 yılları arasında kaldırıldı. Şehrin batıdaki son noktası o yıllarda Akmescit Mahallesi o günlerdeki adıyla göçmen evleriyidi.
Demek ki bu bölgede ölenler Karaköy Mezarlığına diğer bölgeler ise Çatal Mezarlığı'na taşınıyormuş.
Büyüklerimizden duyduğumuz , geçmişteki büyük mezarlık şehrin ortasındaymış. Bugünkü Ulupark önündeki Doğu Caddesi karşısındaki dükkanların olduğu yerler, Yeni Cami semtinin içlerine kadar Manisa’nın Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarının mezarlığıymış. Geçenlerde babama bu mezarlığın ne zaman kaldırıldığını sordum. Babam, ‘"Ben 5-6 yaşlarındaydım. Teyzeme giderken, yanından geçtik, çok çalışan işçi vardı. Mezar taşlarını söküyorlardı’’ dedi. Onun yaşına göre demek ki 1936 yıllarında bu mezarlığı iptal etmişler.
Osmanlı Döneminde ayrıca cami civarlarında küçük mezarlıklar yani hazireler varmış. Bunları da C.B.Ü. Öğretim üyelerinin çalışmalarından ve Büyükşehir Belediyesi'nin bastığı kitaplardan öğreniyoruz.
Çevre mezarlıklar iptal edilip tek Çatal Mezarlığı'na kalındığında artık Manisa otobüsler ve kamyonetlerle tanışmıştı.
Cenaze, öldüğü günün gecesinde evinde kalır, eş dost bulunduğu odada sohbet eder, onu anar, dua ederdi. Bu sırada herkes yapacağı bir işi üstlenirdi. Bazıları belediyeye gidip mezar yeri konusunu halletmeyi, bazıları mezar malzemelerini almayı, bazıları da cenazeyi yıkamak için imam (gassal) bulmayı üstlenirdi.
Bu işlerden başka birileri de cenaze için bir küçük kamyonet bulmayı üstlenirdi. Bu da ya bir eşten dosttan ayarlanır ya da Hatuniye Cami'sinin yanındaki nakliyecilerden tutulurdu.
Nereden, nereye.
Şimdi bu problemler belediyeler tarafından çözülüyor. Evde cenaze bekletilmiyor. Genellikle aynı gün toprağa veriliyor. Gassal, araç, cenaze malzemeleri düzenli bir şekilde belediye tarafından karşılanıyor.
Bir soru, bize neleri hatırlatıp yazmamıza sebep oldu.
Geçmişini bilmeyen, geleceğini planlayamaz…