Tahminim 10 yıl kadar önceydi , Çin’den gelen bir ekibi fabrikaya götürmüştüm. Dünyanın birçok ülkesini gezen bir kişiydi başlarında gelen şahıs . Fabrikada işleri bitince beraber havaalanına doğru yola çıktık. Değişik konularda sohbet ederken, yolun yarısında bana dönüp, çok yer gezdim fakat bu yolun güzelliği, her yerde bulunmayan bir güzellikte, kıymetini bilin demişti.
Bu sözler üzerine , etrafıma bakışım değişmişti. Yolun yıllar içinde değişimini hatırlasam da çevresinin , yeşilliğin , vadilerin güzelliğine o sözlerden sonra sanki yeni farkına varmış , biri gibi baktığımı hatırlıyorum.
Bugünlerde İzmir’e giderken , yol çevresinde gördüğüm değişimler Çinli Dany’nin sözlerini aklıma getiriyor. Herhalde yolun son halini görse, koruyamamışınız, diye bana sitem ederdi.
Önce yol genişlemesi sırasında rengarenk zakkumlar yok edildi. Yerlerine dikmeyi de kimse düşünemedi. Sabuncu'ya kadar, zakkum imhasından fazla şükür bir kayıp görünmüyor. Sabuncu'dan İzmir’e doğru sarktıktan sonra sol tarafta ne olduğunu bilmediğimiz çirkinlik abideleri binalar belirdi. Bazıları tek kat, bazıları 3 kat, bazıları yanmış , harabesi duruyor. Biraz ilerde , hasır betonları atılmış büyük bir ihtimalle mühürlenmiş kooperatif evlerinin beton kalıntıları . Yolun solu böyle , sağ tarafı çok farklı mı.. Çiçekli çukurunun tepesinde , yolun yanına kadar gelmiş sözde köy evleri adı altında 5 katlı binalar. Sahiplerine sorsan , köy havası alalım diye yaptık diye öğünüler. Güzelim yeşil bitmiş , beton binalar kat kat.. Şehir köye gelmiş. Dostlar alışverişte görsün. Çiçekli girişi dediğimiz yerde , koca bir özel okul külliyesi. Bakalım yıllar içinde , ormanın içine nasıl genişlediğini ve ormanı yok ettiğini göreceğiz. Tüneli de yabana atmayalım. Beton ve toprak yığınları yeşilin önüne geçmiş durumda , çevre kolay kazanılmıyor. Maalesef bu gelişmekte olan ülkelerin kaderi . Gelişirken çevre , hiç düşünülmez. Gelişme tamamlanınca çevreyi tekrar kazanmak uğruna dünyanın parası harcanır. Buna , çevremiz de ki en güzel örnek Gediz nehridir. Sanayileşirken bütün pislik Uşak’tan , Kemalpaşa’ya bu nehre atıldı. Balık tutulan, yüzülen Gediz’den, kokan Gediz’e 30 yılda gelindi. Şimdi bu kirliliği ortadan kaldırmak için bütün ilgili kurumlar toplantı üzerine toplantı yapıp, milyonlar harcıyor.
Tekrar gelelim konumuza , bereket Manisa çıkışından , Sabuncu boğazına kadar fazla sıkıntı görülmüyor. İnşallah birileri kanunların arkasından dolanıp buraları da mahvetmez...