Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülmeye başlandı.

Siyasi parti temsilcileri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkilileri, Türkiye Baroları Birliği öncülüğünde 50 baro başkanı ve çok sayıda sivil toplum kuruşu temsilcilerinin katılması beklenen duruşmaya katılım çağrısı yapıldı.

SANIKLAR ADLİYEYE GETİRİLDİ

Dosyanın kapsamlı ve tarafların sayısının fazla olması nedeniyle, muhtemel olayların önüne geçilebilmesi için duruşma salonunda, önünde ve adliye çevresinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için müzekkere yazan mahkemenin talebi üzerine dün adliyenin çevresi bariyerlerle kapatıldı.

Saat 09.30 sıralarında başlayan ilk duruşma öncesi tutuklu sanıklar, erken saatlerde yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirildi.

Adliyeye giriş tek noktadan gerçekleştirilirken, gelenler çanta ve benzeri eşyaları kontrol edilip, üst aramalarının ardından içeri alındı.

Ambulans ekiplerinin de hazırda bekletildiği adliye çevresinde trafik polisleri araçların geçişini kontrol ederken, motosikletli Yunus timleri de devriye görevi yürüttü.

DURUŞMA BAŞLADI

Sanık ve tanık avukatlarının da hazır bulunduğu mahkemede yargılama başlandı.

NEVZAT BAHTİYAR'IN İFADESİ

Mahkemede ifade veren sanık Nevzat Bahtiyar, ''Arabam aşağıdaydı, yaya olarak Arif Güran’ın evinin etrafındaydık. Ahırın orada Salih Güran ile buluştuk. Salim dışında kimse yoktu. Salim Güran 'bana gel seninle işim var' dedi. Salim bana 'arabaya bin ve beni takip et' demedi. Araç içerisinde herhangi bir battaniye görmedim. Savcılık beyanımda korkmuştum. Beni ailemle tehdit ettikleri için savcılıkta o şekilde ifade verdim" ifadelerini kullandı.

Bahtiyar, şöyle devam etti: "Cezaevindeyken kimse bana para teklifinde bulunmadı. Arif Güran’ın evinin içerisine girdiğimizde Salih Güran ile birlikte evin içerisinde kimseyi görmedim. Sadece Narin’in cansız bedeni vardı. Ben herhangi bir bağrışma duymadım. Salim Güran’ın beni eve neden çağırdığını ilk başta bilmiyordum. Narin’in cesedini görünce anladım."

Amca Salim Güran'ın kendisine "Yüksel Güran ile birlikte olduğumuzu Narin gördüğü için onu öldürdüm" dediğini iddia eden Bahtiyar, "Salim beni arayıp 'gel seninle işim var' diyene kadar ben Salim'i görmedim. Salim ben bahçeyi sularken geldi, o zaman gördüm. Evde Narin’in cesedini görünce bana 'bu cesedi kaybedeceksin' dedi. 'Götürüp bir yere at' dedi. Cesedi dere kenarasın götürmemi Salim söyledi. 'Cesedi parçalamamı' söyledi. Ben hayatımda ilk defa ceset gördüm" diye konuştu.

Bahtiyar, ifadesinde şunları kaydetti: "Beni silahla, seni oğlun Muhammet’i alıp götürüp önce 'onun kafasına sonra senin kafana sıkarım' deyince cesedi alıp götürdüm. Ben Narin'i gördüğümde battaniyeye sarılı değildi. Salim dışarı çıkıp battaniye getirdi. O sırada Narin evde cansız bir şekilde yatıyordu. Battaniyeye sardıktan sonra kendi aracıma götürdüm. Yüksel, Narin'i araca götürdüğümde yukarıda ağlıyordu."

İzmir'de narkotik baskını İzmir'de narkotik baskını

BABA ARİF GÜRAN FENALAŞTI

İfade sırasında Narin’in babası Arif Güran gözyaşlarına boğuldu.

Fenalaşan Arif Güran, polisler tarafından salondan çıkarıldı.

İDDİANAME 21 EKİM’DE KABUL EDİLMİŞTİ

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın da bulunduğu tutuklu 4 şüpheli hakkında ''iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti. Başsavcılığın hazırladığı iddianameyi 21 Ekim günü kabul eden Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin tensip zaptında, tanıklar Baran Güran, Muhammed Kaya, Osman Güran, Melike Güran, Maşallah Güran, Melek Güran, Birsen Güran, Remziye Cabaş, Yasemin Gül, Erhan Güran, Barış Güran, Eren Güran, Hediye Güran, Maide Kaya, Ramazan Atasoy, Muhammed Emre Güran, Yusuf Kaya, Ufuk Kaya, Furkan Kaya, Ğazal Bahtiyar ve Mehmet Selim Atasoy için zorla getirilme emri çıkarılması ve baba Arif Güran’ın ise ''müşteki'' sıfatıyla sisteme kayıt edilmesi ve hakkında zorla getirme emri düzenlenmesi yer almıştı.

Editör: İclal Çiçek