-Genel merkezimiz tarafından yok sayılan duygusal kopuşa çare arıyoruz diye açıklama yaptınız. Siz bu duygusal kopuşu nerede/nerelerde görüyorsunuz?

*Yatılı okul arkadaşlarımın WhatsApp grubundan tutun da Manisa'da seçim bölgesinde karşılaştığım yaşlı bir teyzeye ya da kızımın okul arkadaşlarına kadar şöyle bir şey var: Kimse hem bize hem genel başkanımıza hem partimize karşı seçimin ertesi günü bir tepki duymuyordu.

*”Elbette hatalar yapıldı ama elden gelen yapıldı. Daha iyisini yapmalı ve başka bir yol bulmalıyız. Mevcut yol ve yöntemlerle bunu başarabildik” diyorlardı. Her seçim sonucu seçmenin bizlere yazdığı bir mektuptur.

*Bu mesajı doğru algılamamız gerekiyordu ama algılayamadık. Bu durum seçmenimizde duygusal kopuşa sebebiyet verdi. “Cumhuriyet'in 100. Yılı dediniz, ya demokrasi ya otokrasi dediniz, kaybettiniz ve hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz” duygusu arttı.

*Seçimin ertesi günü çıkıp, “Biz kaybettik, üzgünüz, özeleştiri yapıyoruz, üstümüze düşeni yapıyoruz” diyerek gereğini yapsaydık bugün bu noktada olmazdık. “Arkadaş bir hesap verin, hesaplaşalım” diyorlar. Cumhuriyet'in 100. yılında hala Erdoğan iktidardaysa seçmen bir sorumlu arıyor.

*Hepimiz sorumluyuz, bu hesabı vermemiz, bu özeleştiriyi yapmamız gerekiyor. Bunu yapmamak üyelerimizin, seçmenin kaldırabileceği bir durum değil. Aynı duyguda birleşmeyince seçmen duygusal bir kopuş yaşıyor.

-Sizi destekleyenler de var, eleştirenler de var. Bugün sızan zoom toplantının sonunda yaygın eleştiri şuydu: Toplantıda Kemal Kılıçdaroğlu'nun en yakın kurmayları vardı ve değişim diyorlardı. Ne yani, değişen bir tek Kılıçdaroğlu mu olacak? Buna ne cevap verirsiniz?

*Sayın Genel Başkana da şöyle eleştiriler yöneltiliyordu. MYK değişti, şu değişti, bu değişti, bu kadar mı diye. Bence her iki eleştiri de haklı. Bugün zoom toplantısında olanlara baktığınızda mesela Bülent Tezcan, “Benden başlayarak değişmeli” demişti mesela. Kendilerinden başlayarak bir değişimden bahsediliyor.

*Partinin, Türkiye'nin önünü açmaktan bahsediliyor. Ben de ilk açıklamamda hatırlarsanız “Gerekiyorsa en üst düzeyde sorumluluk almaya gerekiyorsa en üst düzeyde fedakarlık yapmaya hazırım” demiştim.

*Bugün de değişim derken, ne kendi adaylığımı dayatıyorum ne de bir başkasını tarif ediyorum. Ben sadece şunu söylüyorum; Biz CHP olarak ne yapacaksak üzerimize düşen sorumluluğun farkında olarak yapmalıyız. Bu illa kendimize görev alanı tarif etmek demek değil.

“UTANILACAK TEK BİR KELİME YOK”

*Dünkü zoom toplantısında bulunan ekibin özelliği hepsi PM'nin seçilmiş ya da doğal üyeleri. Ve örgütleri rahatsız eden bir tutuma çare aranıyor.

*Toplantıda sızan ses kaydında utandıracak ne var. Son derece ahlaklı, son derece kurallara saygılı, kimsenin kimsenin yerine imza atmadığı, sahtekarlık olmayan bir toplantı. TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmak üzere imza toplanması konuşuluyor. O video kaydında utanılacak tek bir kelime yok. Kimseyi rencide edecek bir ifade yok. Yanlış olan ne, insanların partinin ve ülkenin geleceğini düşünmesi mi?

Ali Yerlikaya'ya Meclis'te kayyum protestosu: Arbede çıktı! Ali Yerlikaya'ya Meclis'te kayyum protestosu: Arbede çıktı!

-Orada PM üyeleri vardı evet ama sanki Ekrem İmamoğlu başkanlık ediyor gibi algılandı…

*Öyle bir şey yok. Daha önce birçok toplantı yapıldı. Başka başka isimler de ev sahipliği yaptı. Zoom'un davetini Ekrem Bey açtı diye bu sefer öyle algılandı. Sonuçta her toplantının bir ev sahibi olacak. Bizim aramızda hiyerarşi yok, kimse kimseye patronaj dayatmıyor, kimse açısından kompleks yapacak bir durum yok.

-Partinizin sözcüsü Faik Öztrak, “Etik olmayan toplantıyı doğru bulmuyoruz” dedi ama…

*İzleyicilerin taktirine bırakırım. Etik dışı hiçbir şey yapılmadı. Genel başkanı sakınan, herkesin birbirine saygılı olduğu bir toplantıydı. O toplantıdan bir etik dışılık çıkarmak genel başkan olmazsa ben olmam diyen zoraki bir bakış açısının işi. Kendini partiye dayatanlar o toplantıdan bir etik dışılık çıkarabilirler ama ben o toplantıda etik dışı bir şey görmüyorum.

-Toplantıyı kimin sızdırdığını bulabildiniz mi?

*Bilmiyorum, peşine de düşmedim. Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan olsun derler ya… Utanılacak bir şeyin içinde olmadığım için aleniyet kazanmasından da rahatsızlık duymadım.

-Bundan sonra devam edecek mi toplantılar?

*Edecek, hiçbir şüphe yok… Cumhuriyet Halk Partisi'ni diğer partilerden ayıran en büyük özelliği mahalleden itibaren sandık koyar, genel başkana rakip çıkarır. Sağ kültüre hapsolanlar bunu eksiklik olarak görürler. Bizler öyle düşünmüyoruz.