CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bugün TBMM’nin 27’nci döneminde, son basın toplantısını düzenledi. Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“BU YALANCILIKLA OY İSTENMESİ DOĞRU BİR İŞ DEĞİL”
Çıkmış, iftardan sonra diyor ki ‘Millet İttifakı gelirse Abdullah Öcalan’ı serbest bırakacak.’ Ya arkadaşlar, bunu nerede duydunuz, kim söyledi? Biz nerede böyle bir şey söylemişiz. Çıksın bunu söylesinler. Yok. Ben atayım bu yalanı, nasılsa herkes duyur, bütün televizyonlar veriyor. Onlar düzeltse de yüzde 20, 30, 50 duyar. Kalan 50 bana yeter, belki onları kandırarak seçim kazanırım. Böyle bir şey yok. Bu ahlak değil, bu siyasi ahlakta değil, kişisel olarak da bu yalancılıkla oy istenmesi doğru bir iş değil. Bizim bu yönde bir imamız bile yok.
Dışişleri Bakanı dün çıkıyor, ‘Darbe yapmış FETÖ’cüleri serbest bırakacaklar.’ Allah’ından kork. Kapalı Meclis’i açtıran biziz. Kapalı Meclis’i açtırıp orada darbeye direnip, F-16’nın bombasını yiyen biziz. O gece ben demişim ki, ‘Demokrasinin yanındayız, darbelerin karşısındayız, yeni seçimde millet yeni bir görev verene kadar ana muhalefetiz. Demokrasinin ve seçilmiş parlamentonun, hükümetin arkasındayız.’ A Haber stüdyosu diyor ki, ‘Bugüne kadar çok eleştirdik ama bugün Özgür Özel’in söylediklerinin karşısında söyleyecek söz bulamıyorum’ diyor, takdir ediyor.
“SİZ SEÇİMİ KAZANACAĞINIZI BİLSENİZ GİDER FETHULLAH GÜLEN’İN ELİNİ ÖPERSİNİZ”
Şimdi çıkmış o Çavuşoğlu, bu iktidarın Dışişleri Bakanı, ‘bunlar darbeyi yapan komutanları serbest bırakacak’ diyor. Bunu aklından geçirenin iki elim yakasında olur. Bunu hayali yasak bizim dünyamızda. Adam milletin üstüne tankları sürecek, arabaların içinde milleti ezecek, elinde bayrak olanlara yaylım ateşi açtıracak talimat verecek. Meclis’e füze attıracak biz onları serbest bırakacağız. Geçin. Ama seçimi kaybedeceğimi bilsem onu yapmam, bunu yapmam; siz seçimi kazanacağınızı bilseniz gider Fethullah Gülen’in elini öpersiniz. Buraya yazıyorum. Bu kadar net söylüyorum. FETÖ’yle tarihi husumeti olan biziz, tarihlerinde etle tırnak olanlar, ‘bize nifak sokmayın, hoca efendiyle aramıza nifak sokamazsınız’ diyenlerin, birbirine göz yaşı dökenlerin dediğine bak.
Bu iki büyük yalandan sonra bir de gelelim Ömer Çelik’e. Troller yapar. Üç gündür yapıyorlar sahiplenen çıkmadı. Bir baktım Ömer Çelik dün yine asker bavulu gibi atlamış oraya. Bu kadar yalan olur mu, bu kadar utanmamak olur mu? Marteniçka, Mart ayı gelmeden bileğine takıyorsun. Gözün leylek arıyor. Bu bir balkan geleneğidir. Üsküplü bir dedenin, Selanikli bir anneannenin torunu olarak anlatıyorum. Leyleği gördüğün anda çıkarıyorsun dileğin olmuştur. Bir inanışa göre kırlangıçta olsa oluyor. Mart’ın sonu geldiğinde eğer hala duruyorsa da bunu gidip tomurcuk veren bir ağaca, tercihen gül ağacı da iyidir. Gidip bunu oraya asıyorsun. Ben asarken fotoğrafımı çektim.
Kemal Beyin kampanyasında ‘Sana söz yine baharlar gelecek.’ Trollerin söylediği, Ömer Çelik’in sahiplendiği darağacı. Oradaki gül ağacının dallarına ‘darağacı’ diyorlar. ‘Bu da idam’ diyorlar. ‘Bize idam sehpasıyla tehditte bulundu Trabzon mitinginde’ diyorlar. Bu görüntüye ‘idam sehpası’ diyor, duyanda inanıyor. Allah’tan kork. Rahmetli anneannem Selanik göçmeni ben böyle bir şey yapsam ‘Ramazan mübarek gün yalan atma Allah çarpar’ derdi.
“BİZ BÖYLE YALANCILIĞI ÖĞRENEMEDİK, BÖYLE SAHTEKAR GÖRMEDİK”
Biz böyle yalancılığı öğrenemedik, böyle sahtekar görmedik. Balkan göçmenlerinin, Üsküplülerin, Selaniklilerin, suyun öte yanından gelenlerin, canlarımızın, Makedon göçmenlerinin hepsinin bildiği ve bir Makedon göçmeninin genel başkanımızın bileğine takıp emanet ettiği onun da çok etkilenip kampanyasına ilham aldığı marteniçkadan bu yalanı çıkarıyorsunuz ya artık sizin bu yalanınıza inanacak kimse kalmadı. Ama sizi en çok da göçmenler ayıpladı. Siz bizim bu baharımızdan, siz bizim bu inancımızdan, sizin bizim bu hevesimizden, bu küçücük ve bin yıllık gelenekten idam sehpası çıkardınız ya yazıklar olsun size Ömer Çelik. Söyleyecek başka bir şey bulamıyorum.