Huzurevi sakinleri gönüllüler eşliğinde pazarda alışveriş yaptı Huzurevi sakinleri gönüllüler eşliğinde pazarda alışveriş yaptı

HABER: AHMET ÜNSAL   
Ancak açıklamaya asistan hekimlerin katılmaması dikkatlerden kaçmadı. 

“Şiddetin öznesi değil sağlığın koruyucularıyız” pankartı açtılar. 

SES Manisa Şube Başkanı Figen Pehlivan Pehlivan, “Ülkenin neredeyse her şehrinde, özellikle üniversite hastanelerinde çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Sağlık hizmetinin önemli bileşenlerinden olan Asistanlar geçim sıkıntısı ile yaşam arasında seçim yapmaya zorlanıyor. “İzin veririz ama çok ekonomik kaybınız olacak, dilekçe verin, izin istemediğinizi söyleyin” diyen yöneticilerin, “Nöbet ertesini kabul etmezseniz ameliyathaneye, doğumhaneye girmenize izin vermeyiz” diyen kıdemlilerin, “Yoğun nöbet tutmadan uzman mı olunur!” diyen hocaların, bölümün koşulları uygun olmasına rağmen işleyişin bozulacağını iddia eden anabilim dalı başkanlarının, “Bu yönetmelikler asistanları kapsamıyor” diyen dekanların sayısı giderek artıyor. Asistanlar taleplerini yükselttiği şu dönemde sözel şiddete, zorbalığa, tehdide, hukuksuzluğa maruz kalıyorlar.  Hukukun uygulanması için rica niteliğinde yazılan mektuplar, genelgeler soruna çözüm olmayacaktır. Yazışmalar sonrası kurumların yaptıkları ve yapacakları titizlikle takip edilmeli, asistan hekimlerin mobbing kaygısı yaşamadan başvurabilecekleri merkezler oluşturulmalıdır. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin tek başına caydırıcı cezai önlemler ile bitirilemeyeceğini bilmekteyiz. Çünkü bizler sağlıkta şiddetin ana sebebini; sağlıkta dönüşüm programı ile içinden çıkılamaz bir hal alan sağlık sistemi ve bu gün iktidarda bulunan siyasi iktidarın uygulamalarının yaratığını düşünüyoruz.  Sağlığı alınıp satılan bir meta, hastaneleri işletme, hastaları müşteri ve sağlık çalışanlarını köle olarak gören anlayışın yürürlüğe koyduğu sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık emekçilerinin emeği ucuzlatılmış, çalışma koşulları kötüleşmiş halkın sağlık hakkı elinden alınmış gelinen aşamada sağlık sistemi işlemez hale gelmiştir.  Kışkırtılmış sağlık talebi yaratan bu sağlık sistemi ve yöneticilerin emeğimizi mesleğimizi değersizleştiren söylemleri bizleri vatandaş ile karşı karşıya getirmektedir. Buda yetmezmiş tehdit eden şiddet uygulayan hastayla yedinden, yeniden karşılaşılıyor. Can kaybına varan şiddet olayları ya da tükenmişlikle gelen yaşamdan vazgeçme oranları artmıştır.  Asistan olmanın temel dayanağı eğitim hakkımızda da gerekli ve bilimsel kriterlerle yararlanamıyoruz. Sürekli angarya işler, eğitime ayrılacak zaman olmaması, özellikle pandemiyle birlikte yaşanan istifalar ve dinlenme saatlerimizin özensiz eğitimlere ayrılmasıyla gerekli bilgi ve donanıma ulaşılamamaktadır.  Son dönemde Malpraktis baskısı ve sonuçların tamamen hekime yıkılıp adli destek alamamakta bizlerin bağımsız kararlar vermek konusunda geride durmamızı bu sebeple işlemlerin uzayarak sağlık hakkına erişimi de zorlaştırmaktadır. Her poliklinikte danışacak uzman olmadığında asistan hekimlere de öğrenci gibi davrandığı ve yetkileri sınırlı olduğu için hem tam olarak eğitim hakkımızı alamıyor hem de hastaların tacizine mahrum kalıyoruz” dedi.

Editör: TE Bilişim