"Yenidoğan çetesi" davasının 11'inci gününde tutuksuz sanıklar savunma yapıyor.
İstanbul'da bulunan Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıldı.
Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
18 Kasım'da başlayan, toplam 22 tutuklunun savunmalarını yaptığı duruşma tutuksuz sanıkların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
Sanıklardan doktor Mehmet Gürül savunmasını yapıyor.
“FIRAT SARI’NIN AKIL HOCASI MISINIZ?”
Mahkeme başkanı, Gürül’e “Fırat Sarı ile çok net konuşmayın. Tedbirli olmalıyız” demişsin şeklindeki sözlerini sordu.
Gürül, bu soruya şu yanıtı verdi:
“Meslek icabı söylenenler yanlış anlaşılabiliyor. Üç hastayı taburcu ettim, iki yatış geldi. Hemşirem bu kayıtları yaparken üç taburcu, iki yatış dediğimde dokorun bir sey yapmadığı düşünülebilir şeklinde bir yanlış anlaşılmanın önüne geçmek istedim.”
Fırat Sarı’nın, kendisine hemşirelerden birinin telefonunun dinlendiğine yönelik bilgi verdiğini anlatan Gürül, Sarı’nın bu bilgiyi bir polisten aldığını söylediğini anlattı.
Gürül, “Dijital görselleri sildir. Akciğer raporlarını isteyebilirler.” sözlerini ise şöyle savundu:
“Raporların düzeltilmesi konusunda dijital görüntülerin yanıltıcı olmaması için silinmesini istedim.”
Sarı’nın “Orayı canla başla doldurmamız lazım.” sözlerini, örgütün yöneticileri arasında gösterilen ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta göndereceği hastanelerle ilgili olabileceğini belirten Gürül’ün mahkeme başkanının yönelttiği sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Mahkeme başkanı: Fırat Sarı ile konuşurken ‘WhatsApp’a geçelim’ diyorsunuz?
Sanık: Müstechen konuşmalar olabilir diye
Mahkeme başkanı: Doktor adamsınız. Ne müstehceni olacak?
Sanık: Böyle konuşmaların hiç olmaması hayatın olağan akışına aykırı
Mahkeme başkanı: Entübe bebekler başımızı ağrıtacak diye bir konuşma var. Hatta ‘Yine ben seni WhatsApp’tan arayayım’ diye
Sanık: Plastik tüplerin çok iyi görülmemesi ve raporlama hatasından bu yüzden öyle diyorum
Sanık Hasan Basri’nin kendisiyle ilgili raporları değiştirdiği iddiası için “Ona ne kadar kızgın olduğumu biliyor. Yalan söylemiş.” diyen Gürül, “Fırat Sarı’nın akıl hocası olduğunu söyleniyor” suçlamasına ise, “Fırat Sarı’ya verdiğin tek akıl; ‘Çoluk çocuğunla vakit geçir. Hemşirelerle bu kadar ne işin var’ dedim.” cevabını verdi.
Duruşma sırasında üye hakim, Gürül’e ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in sürekli olarak hasta sevki için kendisini aramasını sordu.
Gürül bu soruya hastane yönetimini suçlayarak yanıt verdi, “Onu hastane yönetimine sormak lazım.” dedi.
Sanık doktor, Sarı’nın başka hastanelerin para ve idari işlerini kendisine anlatmasını, “Sarı bana günün dedikodusunu yapardı. Benim 30 yıllık deneyimim var. Bazen de görüş alırdı.” diye açıklamaya çalıştı.
10.35
Davanın 11’inci günü kapatılan TRG Hospital’da görev yapan doktor Mehmet Gürül’ün savunmasıyla başladı.
Gürül savunmasında Fırat Sarı’nın sahibi olduğu Medisende’den maaş aldığını söyledi. Çalıştığı hastanelerde örgütün ele başı olarak gösterilen Sarı’nın danışman olarak hizmet verdiğini anlatan Gürül, “Ciro beni etkilemiyordu. Bazen hastaneden, bazen Medisense’den aldım.” diye konuştu.
"500 BİN LİRA ALDIM AMA BORÇTU"
Gürül, Sarı’dan evini kentsel dönüşüme sokmak için 500 bin lira borç aldığını da anlattı.
Sarı’dan 500 bin liranın büyük kısmını elden aldığını anlatan Gürül, parayı euroya çevirdiğini söyledi.
Örgütün yöneticileri arasında gösterilen Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta sevki için kendilerini de aradığını söyleyen Gürül, “Uygun olmadığımızda kabul etmezdik.” dedi.
Fırat Sarı ve hemşire Basri Gök’ün ilaç sattığı iddialarınına ilişkin duyumlar aldığını söyleyen Gürül, “İlacın satılmasını engellemek için Fırat Sarı ile konuşup bilgi almaya çalıştım.” dedi.
Gürül, Sarı ile konuşmasının bu amaçla olduğunu savundu.
Sayı yetmediğinde dışarıdan hemşire geldiğini kabul eden Gürül, tek suçunun bu olduğunu öne sürüp, “Denetim olduğu zaman dışarı çıkartılıyordu ama bunlar yetkin kişilerdi. Form doldurma ile ilgili sıkıntılar olmuştu.” diye konuştu.
YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASINDA 11'İNCİ GÜN
Yenidoğan Çetesi davasında bugün 11’inci gün.
22’si tutuklu 47 sanığın bulunduğu davada önceki günlerde önce tutuklu sanıklar sonrasında ise tutuksuz yargılanan sanıklar hakim karşısına çıktı.
Davada savunma yapmayan üç tutuksuz sanık kaldı. Üç sanık da kapatılan hastanelerden birinde görev yapıyordu.
Bu isimlerin bugün mahkemede savunma yapması bekleniyor.
Bu savunmaların ardından hastane avukatlarının savunma yapması ön görülüyor.
DAVADA EN SON NE OLDU?
Davanın 10'uncu gününde tutuksuz sanıkların savunmaları dinlendi.
Birinci Hastanesi'nin sahibi Dr. Ali Aksu, 32 yıllık hekim olduğunu dile getirip hakkında itibar suikatı yapıldığını öne sürdü.
"Bu dava, Türkiye tarihinde doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının iş birliği yaparak yeni doğmuş bebeklerin ölümünden sorumlu tutulduğu, basın ve yargı eliyle yargısız infaz yapıldığı ilk davadır." diyen Aksu bebek ölümlerinin basın ve yargıyı mesul tuttu.
Sanık hemşire Burcu Kanık ise "dedemin fişi" tapesini "talihsiz" bir şaka olarak değerlendirdi.