İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.

Geçmiş hükümetlerde Tarım Orman ve Köy İşleri ile Maliye Bakanlığı görevinde bulunan Lütfullah Kayalar, İYİ Parti'ye katıldı. İYİ Parti lideri Meral Akşener, grup toplantısındaki değerlendirmelerine başlamadan Kayalar'ın rozetini taktı.

YSK son noktayı koydu YSK son noktayı koydu

Akşener'in açıklamaları şöyle:

"Kadim kültürümüzle harmanlanan, cennet vatanımızda hakkımız olan tüm değerlerden, fırsatlardan mahrum bırakıldığımız ucube bir dönemin sonuna geliyoruz. Adaletten mahrumuz çünkü adaleti gölgeleyen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Zalime boyun eğen Başkent'in göbeğindeki alçak saldırının faillerini bulmaktan aciz bir iktidar.

SİNAN ATEŞ CİNAYETİ

Samimiyetten mahrumuz çünkü kalbini karartmış bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. uzun zamandır ciddiyetten mahrumuz çünkü görev bilincini kaybetmiş bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Mafyaları, simsarları, uyuşturucu kaçakçıları kollayan sorumsuz, korkak bir iktidar, son kullanma tarihi geçmiş bir iktidar. Neydin ne oldun Recep Bey. Cesaretin sembolüyüm diye geldin, esaretin sembolü oldun. Milletin adamıyım dedin, mafyaların kuklası oldun. Nereden nereye değil mi Recep Bey. Görüyorum ki sen de Ayşe Ateş'e verilen sözü tutacak yüz yok. Katillerden hesap soracak cesaret ise hiç yok.

Ne olursa olsun Sinan Ateş'in kanını yerde bırakmayacağız. Katiller, azmettirenler, üstünü örtmeye çalışanlar cezasını çekecek. İsterlerse dünyanın öbür ucuna kaçsınlar o alçakları bulacağız.

SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ

Seçimlere 39 gün kala BTK yeni bir sosyal medya düzenlemesini yürürlüğe koydu. Artık sosyal medya platformları kişisel bilgileri adli makamlara iletmekle yükümlü olacak. Herhangi bir yargı kararı olmadan iletecek. Yani İçişleri Bakanlığı yetkilisi 'Bana bilgileri verin' dediğinde o bilgiler iletilecek. Suçu ispatlanmayan kişilerin tüm şahsi bilgileri talep edilebilecek.

Gerçek enflasyon verilerini inceleyen En-AG yanıltıcı bilgi sunmaktan susturulacak. EN-AG Verilerini paylaşanlar da susturulacak. Kızılay'ın çadır satışını ortaya çıkaranlar da susturulacak. Depremde arama-kurtarma ekibi gelmedi diyenler susturulacak. Türk Demokrasisinin önüne ördükleri duvara bir tuğla daha konulacak. İşte size Recep Bey ve arkadaşlarının Türkiye'ye layık gördüğü yüksek demokrasi standartı.

Aynı zaman sosyal medya platformlarının tüm kişisel verileri Türkiye'de tutmasını zorunlu kılıyor. Recep Bey internete sınır çizmeye kalkıyor. Biz verilerin ülkemizde tutulmasına itiraz etmiyoruz, bunun zorla, yasakla yapılmasına itiraz ediyoruz.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da beceriksizliklerini kabullenmek yerine yasaklar koyarak esas meseleyi görmezden gelmeyi seçtiler. Türkiye internete sansür getiren demokrasi öncüsü ülkeler arasında yer aldı.

Bu düzenleme Twitter'dan bir AHaber oluşturma gayretidir. Facebook'ta bitmeyen penguen belgeseli izletme çabasıdır. Onca kanala rağmen milletimizi yalanlarına inandıramadılar. Bu hükümetin depremdeki acizliğini sosyal medya ortaya çıkardı. Saray medyası sahte başarı hikayesi yazarken, Kızılay'ın çadır sattığı haberi sosyal medyadan yayıldı. Rezilliklerini meydana döken her şeye düşmanlar. Sosyal medyaya, gençlere, teknoloji araçlarına düşmanlar.

14 Mayıs'ta oy kullanırken çok kritik bir seçim yapacaksınız. Kim Jong'un uzun boylu ikiziyle demokrasi arasında seçim yapacaksınız.

"SÖYLEYECEK SÖZÜ KALMADI"

Giderayak bu iktidarın bize ne verecek bir şeyi ne söyleyecek sözü kalmadı. Bozuk plak misali kendisini tekrara başladılar. Recep Bey, 'Yeni dönem başlatıyoruz, bunun adı şahlanış dönemidir' dedi. Sen daha dün şahlanıyoruz demiyor muydun? 2018, 2020'de şahlanıyoruz demiyor muydun? Bu memleket senin şahlanamayışına mecbur mu? Türkiye senin beceriksizliğine tahammül etmeye mecbur mu?

Geçtiğimiz sene cari fazla vereceğiz diyordun, Türkiye tarihinin en yüksek cari açığını verdi. Türkiye iki ayda 26 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. 2023'e geldik sen hala aynı şeyleri söylüyorsun. Zahmet edip seçim söylemini bile değiştirmiyorsun. Siz şaka mısınız? Böyle şuursuzluk, ciddiyetsizlik olabilir mi?

"BİZ UTANIYORUZ, BİZ"

Seçimi kaybedeceğini anlayan Bay Recep huysuz, aksi, gergin. Recep Bey 'Gergin' deyince bana ve arkadaşlarıma hakaret etmek sandıktaki sonucu değiştirmeyecek. Bu acınası durumunda tek sorumlusu sensin. 21 yıl oldu devlet insanı olamadın. Çıkmış bana 'Utan, utan' diyorsun. Utanıyorum, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmanın zerresini üzerinde taşıyamamandan ben utanıyorum. Küfür bulaşmış dilinden, fitne saçan sözlerinden, söylediğin yalanlardan biz utanıyoruz. Milyonlarca vatandaşına düşman gözüyle bakmandan biz utanıyoruz. Arkadaş bizi, Cudi'ye, Gabar'a gömecekmiş. Rize bizim için ne kadar vatan toprağıyla Cudi de Gabar da bizim için o kadar vatan toprağıdır. Biz şehit olup Gabar ve Cudi'ye gömülmeye hazırız. Al bayrağın gölgesinin düştüğü her yer bizim cennettir.

Türkiye böyle ucube yönetimi hak etmiyor. İYİ Parti olarak Türkiye'ye yepyeni yönetim anlayışı getirmeye talibiz. Milletimizin iradesine hak ettiği değeri göstermeye talibiz.

"UĞRAŞMAYA DEVAM EDECEĞİM"

Neymiş kiminle uğraşacağımı çok iyi bilecekmişim. Neymiş, kendisini benle uğraştırmayacakmışım. Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi. Recep Bey, sen hiç merak etme ben kiminle uğraşacağımı çok iyi bilirim. Kul hakkı yiyenlerle, terörist başının mektubunu devletin televizyonunda okutanlarla, milletime yalan söyleyen, milletimin sesini duymayan, saraylarla keyif çatanlarla kesinlikle uğraşırım. Anaları mutfakta, babaları da evlatlarına karşı çaresiz bırakanlarla, memuru, emekliyi enflasyona ezdirenlerle, faizcilere 200 milyar lira aktaranlarla, kadınlara hayatı zindan edenlerle, gençlerle uğraşlarla uğraşırım. Uğraşmaya devam edeceğim.

İYİ PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI'NA KURŞUN İSABET ETMESİ

Recep Bey'in bu tehdidin ardından tesiri gördük. İstanbul İl Başkanlığı'mıza saldırı yapıldı. Recep Bey ve arkadaşları ne yaptı, bize kızdılar. Kamera önünde laf attılar, sosyal medyadan hakaret ettiler. Neymiş inşaat bekçisi kardeşimiz hırsız kovalıyormuş. Ne hikmetse kurşunlar İYİ Parti'yi vurmuş, benim fotoğrafımı 20 santim sekmiş. Ateş edilen yerden il başkanlığımızın vurulması fizik ve coğrafya kurallarına aykırı. İddiaya göre bu bekçi kardeşimiz defalarca ateş etmiş ama ne hikmetse bu kadar ciddi hadiseyi üslerine bildirmemiş, polise haber vermemiş gitmiş evine yatmış uyumuş.

"BİZİ BU KURŞUN MU DURDURACAK?"

Sonunda Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş, çok kırılmış. Recep Bey utanmasan mermiye saldırdı diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden özür dileyeceğim öyle mi, hadi oradan. Sakın unutma biz bugünlere öyle kolay gelmedik. Biz bu yola 2015'te koltuk sevdası uğruna sırtını ve aklını tek adama teslim eden bir anlayışa karşı çıktık. Çiçek bahçelerinden değil, mayın tarlalarından çıktık. Hiçbir hesaba, hiçbir pazarlığa girmeden bu kürsüden milletimizin sesi olduk.

Bunca zorluğu aştıktan sonra bu kurşun mu bize dur diyecek. Sinan Ateş durdu mu? Her şeye direndikten sonra bizi bu kurşun mu durduracak? Ömer Halisdemir durdu mu? Şimdi bizi bu kurşun mu sindirecek? Özgecanlar, Şuleler, Cerenler sindi mi, bunca tuzağı bozduktan sonra şimdi bizi bu kurşun mu öldürecek? Gaffar Okkanlar, Uğur Mumcular öldü mü, bunca hainliğin üstesinden geldikten sonra şimdi bizi Milli Misakımızdan bu kurşun mu vazgeçirecek? Eren Bülbüller, Yasin Börüler, Konca Kurişler vazgeçti mi, şimdi bize bu kurşuna adres verenler mi ayıracak? Hilalle yıldız hiç ayrıldı mı? Sizlerden bir söz istiyorum. Kıvılcımdan bir ateş olacaksınız, tüm tehdit ve iftiralara direneceksiniz, tüm merilere göğüs gerip milletimize güneş olacaksınız söz mü?"