Anadolu ve Balkanlar ırki olarak iç içe geçmiş topraklardır. Kavimler göçü ile bundan, en az 16 asır önce Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlar’a gelip yerleşen Uzlar, Peçenekler, Kıpçaklar, Oğuzlar ve Kumanlar gibi Türk boyları, yıllar içinde asimile olup kaybolmuşlardır. Bunlarla beraber Balkanlara gelen Türk boylarından Bulgarlar ve Macarlar, Hıristiyanlaşarak devlet özelliklerini korudularsa da ırki kimliklerini kaybettiler.
Bunlardan, Bulgarların, Osmanlı zamanında bu bölgelere Anadolu’dan göç etmiş, Türklere yaptıkları zulümler taze olarak akıllardadır. Macarlar ise günümüzde Bulgarların tersi olarak kendilerinin Türk soyu olduğunu ispatlamak için çok değişik alanlarda çalışmalar yapmaktadır.
Bu çalışmalardan birisi, Macaristan Turan Vakfının her yıl 9-10 Ağustosta tekrarlanan Büyük Turan kutlamasıdır. Dünyanın bir çok yerinden, Macaristan’a gelen Türklerin katılımınla yapılır. Orta Asya Türk tarihinin ortaya çıkma konusundaki büyük çalışmalar bu ülkenin Türkologlarınca yapılmaktadır. Türklerin Ergenekon’dan çıkışının sembolü olan NEVRUZ kutlamaları, her 21 Martta Macaristan'da kutlanmaktadır.
Balkanlarda, ırki karışıklık her ülkede vardır. 1922 yıllarında 2 milyon nüfusu olan Yunanistan, o yıllardaki toplam nüfusu kadar göçü iki yılda almıştır. En fazla göç 1 milyon 200 bin kişi ile Anadolu’dan olmuştur. Bu sayının, büyük kısmı Rum kökenli Hıristiyanlar olmasına rağmen bir kısmı Türk kökenli Ortodoks Hıristiyanlardır. Çoğunluğu Karaman, Tarsus, Aksaray civarında yaşayan Türkçeden başka dil bilmeyen, Türk adet ve gelenekleri ile yaşayan bu Ortodoks Türklere, isim olarak Karaman Türkleri denirdi. Kurtuluş savaşı sırasında, Yunan’a destek vermemişler, Milli mücadeleyi desteklemişlerdir.
Savaşın hemen arkasında başlayan, Lozan anlaşması ile devam eden mübadeleler (değişim) ile Yunanistan’ın Batı Trakya hariç diğer bölgelerinde yaşayan bütün Müslümanlar Anadolu’ya yollanmışlardır. 500 bin civarında olan bu nüfusun içinde değişik dillerde konuşan Müslümanlar vardır. Müslüman Türklerin çoğunlukta yaşadığı Batı Trakya mübadelede dışı bırakıldığı gibi, İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Hıristiyanlarda mübadele dışı bırakılmıştır.
Lozan’dan sonra yapılan mübadelede bazı kayıtlarda 300 bin bazı kayıtlarda 192 bin Karaman Türk’ü Yunanistan’a yollanmıştır. Bu Ortodoks Türklerin gidişi bizim resmi tarihimizde yer almamıştır. Giderken trende, vapurda Türkçe yaktıkları ağıtlar günümüzde internet kayıtlarında bulunmaktadır. Bu kişilerin Yunanistan'daki hayatları sıkıntılar ve özlemlerle geçmiştir. Rumca bilmeden Yunanistan’ın içinde kimlik bulmak yıllarını almıştır. Her ne kadar Yunan basınının bir kısmı yalanlasa da Yunanistan’ın başbakanı Kostas Karamanlis’in bu Ortadosk Türklerden olduğunu yazanlarda var. Buna dayanak da Karamanlis soyadının Türkçe karşılığı Karamanlı olmasıdır.
Karamanlis’in nereli olduğu beni çok ilgilendirmiyor. İnsan kendini ne olarak kabul ediyorsa odur. Önemli olan önce insan olmasıdır.
Benim için böyle önemli bir tarihi vakanın resmi tarih kitaplarında olmayıp, yok sayılmasının, yanlış olduğudur. Mustafa Kemal’in dostluğunu kazanmış Ortodoks Türklerin lideri Papa Eftim’in adının kimse tarafından bilinmemesi bence tarihi bir eksiktir.
İkinci olarak da bu uygulamanın 1923 yılında kurulan genç Cumhuriyet’in soy kimliği üzerine değil de, dini kimlik üzerine planlandığının bir göstergesidir.