Ocağın sonu geldi, hala kış gelmedi dedik. Kuraklık başa bela olacak dedik. Yarı yıl tatilinde millet nerede kayak yapacak diye düşünceye daldık. Nerde bu yağmur, nerede bu kar dedik. Yetmedi duaya çıktık. Sonunda kışı getirdik. Gerçi bu yazdıklarım ülken
Ocağın sonu geldi, hala kış gelmedi dedik. Kuraklık başa bela olacak dedik. Yarı yıl tatilinde millet nerede kayak yapacak diye düşünceye daldık. Nerde bu yağmur, nerede bu kar dedik. Yetmedi duaya çıktık. Sonunda kışı getirdik. Gerçi bu yazdıklarım ülkenin doğusu için pek geçerli değil. Oraya kış çoktan gelmişti. Ama ülkenin batısı, kuzeyi, güneyi birazda iç kısmı hala kış mevsimine girmemişti. Bu hafta itibariyle ülke olarak kışa hep beraber merhaba dedik. Yağmur yağdı, kar yağdı… Haliyle sahalarımızın durumu da ortaya çıktı. Hoş Manisa’da yağan yağmurun da maşallahı vardı. Bardağı bırak, gök yarılmıştı. Mübarek yağdıkça yağdı. Bu kadar yağışı emektar 19 Mayıs Stadyumunun kaldırması mümkün değildi. Öylede oldu. Saha saha olmaktan çıktı, göle döndü. Sahanın bir bölümünde bırak futbol oynamayı yürümek bile imkansızdı. Akıllara hemen yağış nedeniyle ertelenen Akhisar Bld-Antalya maçı geldi. Acaba dendi. Ama maçın hakemi Mustafa İlker Coşkun, ‘Merak etmeyin kontrol bende. Bu maçı öyle yada böyle tamamlarız’ deyince, iki takım için oynamaktan başka çare kalmadı.
Öncelikle şunu belirtelim, şartlar iki takım içinde eşitti. Hava kötü, şartlar çetin, zemin ağırdı. Böyle bir maçı oynamak futbolcular için nasıl zorsa, böyle bir maçı yorumlamakta bizler için gerçekten zor. Ama nasıl futbolcular oynamak zorundaysa, bizde yorumlamak zorundayız. Bu şartlarda teknik, taktik hepsini bir kenara bırakacaksın. Çünkü kaderin zeminin elinde. Öyle bir zeminde oynuyorsun ki, neyle karşılaşacağını, başına ne geleceğini tahmin edemezsin. Kazanmak istiyorsan önce zemini, sonra rakibi geçmen lazım. Bu yüzden de, bu zeminde oynanması gerektiği gibi oynaman lazım. Öncelikle kalecine kesinlikle pas vermeyeceksin. Yerden sert oynayayım, pas yapayım demeyeceksin. Top sürmekten kaçınıp, çalım atma sevdasına girmeyeceksin. Zaten girmeye çalışsan da, zemin sana izin vermeyecek. Tekniği, taktiği bir kenara bırakıp, fizik gücünü ön plana çıkartacaksın. Fizik derken saçını başını kastetmiyorum. Sen onu anlıyorsun. Kısacası yeteneklerine göre değil, zemine göre oynayacaksın. Çünkü şartlar bunu gerektiriyor. Böylesine bol şartı olan bir maçtan üç puanı çıkarmak Manisaspor açısından büyük başarı. Bir de, zirveyi kovalayan takımların puan kaybettiği haftayı galibiyetle kapatmanın ayrı bir keyfini yaşamak harika. Bu kadar avantajlı bir haftada üç puanı alamamak Manisaspor için büyük kayıp olacaktı. Peroviç’in tecrübesi, Veli’nin sakarlığı maçı Manisaspor’a getirdi. Geçen hafta 9 kişi kalan Urfa karşısında neticeye değil, hatice bakalım demiştim. Oyun olarak Manisaspor’un tatmin etmediğini yazmıştım. Bu hafta için oyun kötü demek haksızlık olur. Çünkü oynayacak bir zemin yoktu. Mücadele dersek, evet orada Adanaspor daha üstündü. Hele son dakikalarda yaşanan stres ömre bedeldi. Herkesin ömrünü uzatan ise kaptan Volkan Babacan’dı…